Kendi içinde Serdar' ı affetmeyen, halâ ona sinirli olan var mı merak ettim.
SINIR 249 OY 1000 YORUM.
SINIR 249 OY 1000 YORUM.
SINIR 249 OY 1000 YORUM.💎
"Şu yumurtanı ye." Diyerek çatalını az önce tabağıma koyduğu yumurta dilimine doğru salladığında gözlerimi devirdim. Tabağıma bakmaya dahi tenezzül etmeden yüzümü buruşturduğumdaysa kısılan gözlerimle beni izleyen Serdar' a bakıyordum.
Bir şeyler yemem konusunda bu kadar ısrarcı olması hoşuma giderken konu tabağımdaki yumurtaya geldiğinde bu hiç de güzel sonuçlanmıyordu. Neticede yumurta asla sevmediğim bir şeydi ve bu konuda onu dinlemeyeceğim kesindi.
Yutkundum, gözlerimi ondan kaçırdım ve çayımdan bir yudum aldım.Tekrar karşımda oturup merakla beni izleyen adama döndüğümde sakin bir tonda, naz yaparcasına "Serdar yarım saattir aynı şeyi söylüyorsun, bak sevmiyorum diyorum yaa." Deyip alt dudağımı büktüm.
Beni izlemeye devam ediyordu. Avucunda tuttuğu yeni doldurulmuş çay bardağını yavaşça masaya bıraktı. Aynı zamanda "Ne demek sevmiyorum ya." Derken kaşları hafif çatılmıştı. "Yumurta işte mis gibi."
Bunun üzerine yüzümü buruşturdum. Aksini iddia edercesine "Iyyy." Dedim. Ardından gülümsedim ve sağ elimde sabit duran çatalla tabağımdaki patates kızartmasından bir tane daha alıp ağzıma attım. Tüm bunları yaparken banane dercesine omuz silkişim tıpkı benim gibi onu da gülümsetmişti.
Yutkunurken gülümseyeme devam ederken imayla "Herkesi kendin sanma komutan." Dedim ve bir çatal daha patates kızartması aldım.
Bu halimle keyiflenmişe benziyordu. Ayrıca yumurta ısrarından vazgeçmiş olmalı ki hafif bir gülümseme eşliğinde kalın olsa da yumuşak bir sesle "Tamam, bırak şu patatesi de menemen ye o zaman." Dedi.
Masanın orasında henüz yenmemiş, fakat halâ sıcak olan bakır menemen tavasına bakarken çayımdan bir yudum daha aldım. Daha sonra hemen yanımızdaki ekmek sepetine ufak bir göz attım ve bardağımı masaya bırakarak "Tamam." Dedim. "Simit söylerse yiyeceğim."İlk oturduğumuzda onun yanımda nasıl bir şeyler yiyeceğimi düşünüp bu konuda deli gibi çekinen ben şimdi rahat rahat karşısında kahvaltı yapıyordum.
Serdar cüssesine göre yediğinden lokmalarım ona az geliyor ve benim az yiyişime neredeyse iki dakikada bir sinirleniyordu.Kolunu kaldırıp az ilerideki garsona gel dercesine "İsa." Diye seslendiğinde yeşil zeytini ağzıma atıp ekşiliğinde yüzümü buruşturdum.
Serdar yüzümün aldığı şekli gördü. Gülümseyen yüzüyle yanımıza gelen İsa' ya "Simit getir abim." Diyerek tekrar bana baktı.
Zeytini yutup çayımdan bir yudum alırken alaylı bir sesle "Yesene Serdar çok güzel." Dedim. Güzel falan değildi. Ben zaten bu kadar ekşi bir şeyi kolay kolay yiyemezdim. O da ironi yaptığımı anladı, benim ekşi diye yüzümü buruşturduğum zeytini keyifli bir şekilde ağzına attı. Fakat benim aksime zeytini gram mimik oynatmadan yiyişini gözlerimi kısarak izledim.İkimizin bu keyifli ve sessiz anlaşmasını elindeki sepetle masaya yaklaşan garson bölerken olduğum yerde dikleşerek ara ara önüme düşen saçlarımı geriye attırdım.
Serdar İsa' dan aldığı simit dolu sepeti bana uzattığında gülerek sepeti aldım ve kolundaki lastiğimi ima edip dalga geçercesine "Ya tokan var mı Serdar?" Dedim. Daha sonra sepeti yanıma bırakarak sol elimle saçımı kulağımın arkasına aldım. "Verir misin ben sana sonra veririm."
Serdar' ı hemcinsimmiş gibi nitelendirmem ve bunu ufak bir espriyle dile getirmem sandığım gibi egosunu sarsmadı. Aksine yüzünde oluşan muzip bir ifadeyle etrafa ufak bir bakış attı ve oturduğu yerde daha da dikleşti.
Kimsenin bizi duyamayacağını anladığında o ifadeyle yeniden bana döndü. Kolundaki siyah tokamı sol eli yardımıyla çıkartırken aklımdan hoş şeyler geçmediği bariz bir şekilde belliydi. Nitekim düşündüğüm gibi de oldu. İki parmağının arasına sıkıştırdığı tokayı masaya koyduğu dirseğiyle bana doğru uzatırken vazgeçmişçesine elini kendine doğru hareketlendirip kalın sesiyle "Ne vereceğin konusunda anlaşırsak neden olmasın?"
Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hazan Vakti ■ ASKERİ KURGU
RomanceHazan, iç içe olduğu tüm sorunlarını büyük bir savaşla görmezden gelerek hayatını sıradan bir mahallede devam ettirmeye çalışan genç bir kızdır. Bu deli dolu, cesur ve komik genç kız beklenmedik bir şekilde, daha önce hiç göremediği karşı komşusu Yü...