Bölüm 71💎

19.2K 1K 464
                                    


Lütfen oy verip yorum yapalım, sınır koymak istemiyorum💎

Keyifle okuyun, instada buluşalım

                                      💎
  

"Bundan sonra adını, kırk yılda bir anarım." Çatık kaşlarımla öğlen güneşinin altında, havaalanı kapısının az ilerisinde Sena' yı bekliyordum. Bir an kolumdaki saate bakıp yeniden o tarafa döndüm.

"Sende kaybettiğimi başkasında ararım." Diye mırıldanırken kaşlarımın aksine epey keyifliydim. Sıcaklık kemiklerime kadar işliyor, tepeden tırnağa yumuşamama sebep oluyordu.
Güneşten kısılan gözlerimle elimi yüzüme siper ettiğim sırada Azat gözlüğünü bana uzattı. "Olmayan aşkın ızdırabını çekerken birde şunu mu denesen yenge?" Kısa bir an elindeki siyah gözlüğe baktım, sonra "Cık." Deyip yeniden çıkışa yöneldim. "Sağol baldız, ben sevmiyorum gözlük mözlüm, rahatsız ediyor beni." Yüzüme bir şey istila ediyor gibi hissediyordum, hele burnuma oturan o ufak silikonlar beni kaldırıp duvara at diyordu.

Sanırım burun kıvırdı, "Senin de ruhun fakir." Diyerek siyah gözlüğünü takınca başımı bu defa yere eğdim. "Sağol canım. Ben böyle varoş falan seviyorum kendimi." Asfalttaki gölgemi izledim, yerde hareketlenen saçlarımı sağa sola kıpırdatırken Azat tepeden ne yaptığıma bakıyordu.

"Yapacak bir şey yoktu, biz de seni böyle varoş kabullendik yenge." Başımı salladım, sonra biraz sırıtarak kapalı gözlerimle başımı yukarıya kaldırdım. "Dedenlerin bana verdiği kilolarca altını takıp gezmiyorum diye bunlar, değil mi?" Takılıyordum, doğrusu Allah korusun, altın seven biri değildim bugüne kadar bir altın bilezik bile takmamıştım. Özel yerlerde de asla takmayı düşünmüyordum.

"Aynen, özellikle altın kemerini." Azat' ın kaba sesi düşünceli ama hayli komikti. O halimle gezdiğimi düşünmüş olmalıydı, bir an hayal edince ben de kendimi tutamayıp kıkırdadım. "Azat.." Eğlenceli sesime oflayarak başını diğer tarafa çevirdi. "Biliyorum, sus."

Başımı arkaya attım, hava ciğerleri yeterli olmasa da tazelerken cildimi de emiyordu sanki. Neyse ki havanın aksine hayatımda hemen her şey çok güzeldi.
Teyzemler Sena' nın burada kalmasına izin vermişti, üstelik eniştem de iş ve kariyer konusundan bakarsak hayli mantıklı bulmuştu. Önümüzdeki günlerde güzel birkaç şirketle görüşmesi vardı, annemle aram güzeldi, Azat sürekli yenge bir şey lazım mı diyordu, Dilan' da fazlasıyla ilgiliydi ama sorun şu ki ben Serdar' ı çok özlemiştim. Herkes her şey bir yana, o gece vakti bir kere bana sarılmayalı yıllar geçmişti sanki, ki o anın tekrarı için  her şeyi verebilirdim.

O bana fazlasıyla devasa gelen koynuna sokulmayı, onu öpmeyi, Serdar' ım derken tenini okşamayı, dudaklarıma örtünmesini, cinsellik değil de bedenlerimizin sarılırken sevişmesini özlemiştim, çok...

Zaman geçmiyordu sanki. Geçecek demiştim de, öyle olmuyordu işte, gün güne karışırken sanki o ömür benden gidiyordu. Ben iyiydim, ya Serdar?
Şurada henüz sekiz gün olmuştu, o kalan birkaç ay da içimde büyüyordu.

Gerilen dudaklarım Serdar' la düz bir hal aldı, onu düşünmek beni her an bozguna uğratıyor, giderek içime yerleşen yokluğu boğazımda bir el gibi tüm canımı bir soluğa muhtaç ediyordu.
Soluk Serdar' dı...

Kucağımda bağladığım kollarımla yaslandığım arabadan Azat' ın aksine hafif doğruldum. Sıcak arabaya vuruyor, haliyle etkileniyordum. Buraya onunla gelmiştim, bir sebebi yoktu. Ders arasında Azat' ı arayıp benimle havaalanına gelir misin demiştim, o da gelirim yenge deyip on dakika sonra okul kapısının önünde olmuştu.

Hem bugün öğleden sonra dersim yoktu, boşluk bulduğum her an restorana gidiyordum. Bazen bilgisayarımı da alıp orada çalışıyordum, uzak da olsa kalabalık iyi geliyordu. Bugün de gidecektik, hep beraber.. Alt kata yeni aydınlatmalar istemiştim, Ali görsellerini atmıştı ama akşam olunca nasıl durduklarını merak ediyordum.

Hazan Vakti ■ ASKERİ KURGUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin