Bölüm 25💎

22.7K 1.1K 136
                                    

                                      💎
 

Islak saçlarıma sardığım havluyla duştan çıkarken duyduğum demir kapının kapanma sesiyle kızların geldiğini anlayarak odama ilerlemiş, birde üzerine Sena' nın ani baskınlarına karşı kapımı kilitlemiştim.
Aksi halde kızlara çıplak yakalanmak istediğim son şeydi.

Karanlık ve ezbere bildiğim odamda lambayı açma gereği duymadım. Duşa girmeden evvel yatağımın üzerine bıraktığım kıyafetlere yön duygumla yönelirken bedenimdeki havlunun yere düşmesine müsaade ettim. Bıraktığım yerden aldığım kırmızı iç çamaşırlarımı hızlı bir şekilde giyindikten sonra aynı yerde olması gereken tişörtümü yokladım.
Fakat aksi olacak ya, yoktu.
Kısa bir süre karanlık odamda ellerimle etrafı tararken balkon kapısından içeriye sıza ışık sokak lambasına aitti.

Yatağın üzerinde katlı duran pikeyi çekiştirdim, yastığımın altına baktım, ellerimle uzun uzun okşarcasına hareket ettirdiğim yatakta aradığım şeyi bulamamaya devam ederken sonunda kaşlarım sinirle çatıldı. Tek bacağımı büküp yatağımın üzerine yükselerek odanın ışığını açtığımdaysa tüm çıplaklığım ortaya serilmişti.
Belimden aşağıya süzülürken önüme dökülen siyah, dalgalı ve fazlasıyla nemli saçlarımı sağ elimle yukarı attırarak olduğum yerde dikleştim. Gözlerimle yatağın etrafını taramaya başladığımda kapımın kulpu hareket etti ve hemen ardından Sena' nın meraklı sesini duydum.
"Hazan açsana şu kapıyı, iyi misin?"

Eğilerek yatağın kenarında düşmüş olan siyah tişörtü alırken sade bir tonda seslenircesine "İyiyiiim, geliyorum şimdi." Dedim.

Tişörtü giydikten sonra içimde kalan saçlarımı iki elimle dışarı çıkartırken bir an, öylesine bir boşlukla başımı sağ tarafa çevirip balkonun yarıya kadar açık kalan kapısından dışarıya baktım.
Fakat gördüğüm manzarayla bedenim anında buz keserken anında afallayışım elimde değildi. Daha evvel hiç olmadığım bir şekilde utanırken kuruyan boğazıma buz tutan ellerim eşlik etti ve içimdeki o büyük telaşla yeniden yatağın üzerine yönelip açık olan lambayı kapattım.

Derin nefes alacak kadar şaşkın ve afallamış oluşumun tek sebebi bana bakmıyor gibi görünse de sokağa yönelttiği bakışlarıyla tam karşımdaki balkonda sigara içen Serdar' dı.
Bana bakmıyordu. Ama muhtemelen birkaç saniye de olsa o halimi görmüş ve başını bunun üzerine çevirmişti.
Görmemesi mümkün değildi. Çünkü o anlarda hem Sena' ya seslenmiş hem de odanın ışığını yakarak ona resmen ben buradayım demiştim.
Yeniden karanlığa bürünen odamda aramızda metreler varken adama hiç çekinmeden baktığımda bile çatık kaşlarını hâlâ net bir şekilde görebiliyordum. Elindeki sigara yalnızlığına eşlik ediyorken dik duruşu ve sokakta sola doğru dönük bakışlarını izledim. Boşta kalan eli cebinde, yüzünde hiç unutamayacağım eski bir acının donukluğu vardı sanki.

Ben nefes nefese ona bakarken her zamanki haline çözemediğim bir şeyler eklemiş gibiydi. Bu geceden miydi? Saatler önce aramızda dönen konuşma mıydı sebebi?
Nitekim öyleydi. Çünkü ciğerlerine aldığı derin bir dumanla başını yavaşça odama doğru çevirdi. Burada olduğumu biliyor, beni bu koyu duvarların arasından bile görebiliyordu.
Bakışlarını çekmeden beni izlemeye devam ettiğinde ilk defa bir erkek tarafından izleniyor oluşumdan bir miktar rahatsız oldum.
Bu olay dün yaşansa canımı bu kadar sıkar mıydı bilmiyorum ama bu akşam bana birçok şeyi sildirmişti. Fakat neyse ki, tahminen karanlıktan dolayı bedenim zaten ulu orta meydanda değildi. Hoş, olsa da üzerimdeki hafif uzun tişörtle kendimi yeterince sakladığımı düşünüyordum.

Bana bakarken parmaklarının arasında duran sigarayı balkon korktuğunda sessizce söndürmüş ve o donuk ama bu defa kırgın haliyle sadece durmuştu. Bir boşluğa dalarcasına o karanlığı aydınlatan loş ışığın altında iki elini de ön cebine sokuşturarak beni izledi sadece.
Çocuk gibiydi bana bakarken.
Hırçın, ve hırçınlığıyla en sevdiği oyuncaklarını kırmış bir çocuk gibi...
Bakışları yüzümden başka bir yere gitmezken ikimizin arasında derin fırtınaların koptuğunu hissettim. Çoğu zaman susarak anlaşabiliyor olmamız bir kez daha anlaşacağımız anlamına gelmiyordu belki, ama bu defa da kırgınlığımızı ele veriyordu.
Şehirler vardı artık aramızda siyah dev..
Hiç bitmeyen mevsimler, denk gelmeyen saatler ve yıkılan evlerin ardından bize kalan enkazlar vardı..

Sırtımı ona en çok da bu nedenle dönerken arkama bakmamayı bir gece vakti öğrendiğimden olsa gerek, gerek duymadım bakmaya.. Yatağın üzerimde duran şortumu alarak onu öylece orada bırakıp sakin bir şekilde çıktım odamdan.

Elimdeki şortla salona girerken yarı çıplak bedenime bakarak "Oha canlı porno." Diyen Yeliz' in şakayla karışık şaşkın sesine her zamankinin aksine tek kelime etmeden şortu hızla giyindim.
Aslında komikti de, bu gece bende buna gülecek içtenlik yoktu.
Üçlü koltukta şaşkınca oturan ve merakla beni izleyen ikilinin karşısındaki tekliye geçerken de kaşlarım çatılmış, içimde Serdar' a karşı tuttuğum sinir yüzümden okunmaya başlamıştı.

Onlar daha ağızlarını açmadan kucağımda birleştirdiğim kollarla "Şerefsizle kavga ettik." Diye soludum. "Bana resmen orospu demeye çalıştı. Eve geldim bende."

Sena sinirle "Ohaaaa." Derken oturduğu koltukta bana doğru hareketlenmişti.
"İte bak! O yüzden mi geldi Ömer' i birine verdi? Sonra eve götür yarım saat sonra dedi çekti gitti."

Kaşlarım Ömer' le çatılırken Yeliz araya girdi. "Ama biz anladık bi sik olduğunu. Bilerek hemen gelmedik."

Sena önce bana daha sonra sinirle Yeliz' e bakarak imalı bir sesle başını sallaya sallaya "Bu var ya dengesiz çomar bu. Neden uzaklaştırma aldığı belli oldu şimdi." Deyince bakışlarım anında Sena'ya gitti.
"Ne uzaklaştırması?"

Omuzlarını silkip bacak bacak üzerine atıp üstteki ayağını sallayarak bana bakan Yeliz'e dönüp yeniden bana baktı.

"Oktay demiş Yeliz' e. Seninki iki hafa falan Suriye sınırında dokunulmaması, konuşturulup bilgi alınması gereken bir adamı öldürmüş.
Adam uzun zamandır takip altında olan bir örgütün başıymış.
Serdar'ın da bu yüzden davası varmış şu an, ondan hâlâ buralardaymış."

Şaşırmadım. Çünkü nedense tam da Serdar' dan beklenilen bir hareketti bu.
Şiddet dolu sinir hastası olan bir devdi neticede. Bu konu hakkında ne diyebilirdim ki?

Konu Serdar değildi. Fakat kaşlarım başka bir şeylere çatılmıştı bile. Oktay böyle bir bilgiyi Yeliz' e nasıl verebiliyordu?
Üstelik detaylarına kadar, daha birkaç gündür tanıdığı insana bu kadar kolay anlatmış olması iyi birşey değildi. Devletle ilgili bu tarz bilgilerin bir başkasına verilmeyeceğini biliyordum.

Yeliz' e döndüm.
"Sen ne zaman öğrendin?"

"Bu akşam. Şey,." Derken gözlerini mahcup bir şekilde hafif kısmıştı. "Biz biraz gezindik de arabayla."
Yeliz iç çekerek burun kıvırınca Sena atladı.

"Vallahi ben uslu uslu oturup telefonda milletle flörtleştim."
Bir kişi de değildi.
"Ama Yeliiiiz. Çocuğa kur yapıp, ki sadece kur olduğunu sanmıyorum... Senin için bilgi almış bu yollu. Ben şahsen aferin dedim duyunca."
Sena anlatırken gülünce ben de istemsizce tebessüm ettim.

"Bir şey demedin? Yani Serdar hakkında?"  Yeliz'e döndüm sonra. Yorumsuz kalmış olmam onları meraklandırmış olmalıydı.

"Serdar zaten şiddete meyilli bir adam, ikimizin arasında dönen şeyleri biliyorsunuz.. Açıkçası bu durumda da şaşırmadım."

"Ya atılırsa?"

Sena' nın sorusuna "Sanmam." Dedi Yeliz.
Çatık kaşlı bakışlarım ona gidince devam etti.
"Oktay dedi ki, 'Serdar işinde çok iyi. Görmezden gelirler, bir iki haftaya dosya kapanır' " Sonra gülerek devam etti. "bir Serdar kolay yetişmiyormuş, harcamazlarmış."

Gözümün önünde Serdar' ı canlandırdım bir an.
O beden zaten normal bir insana ait olamayacak kadar büyüktü ve görünen o ki güçlüydü de. Bildiğim kadarıyla bedeniyle aynı orantıda bir askerse de evet, Oktay kesinlikle haklıydı.
Harcamazlardı.

"Amaaan." Diyen Sena' yla düşüncelerimden sıyrıldım. "Serdar' ı da biz mi düşüneceğiz bu yarım aklımızla? En fazla Hazan söyler enişteme, atmazlar adamı." Diyerek imayla bana baktığında ayağımdan çıkarttığım terliği gözlerimi kısarak karşımda sırıtan Sena' ya fırlattım.

"Afgurma la."

Şimdi diyeceksiniz bu bölüm niye bu kadar kısa. Aslında ben bunu 24' le birleştirerek atacaktım. Ama baktım 24 çok güzel bir yerde bitiyor gibi.. E öyle olunca da o şekilde bırakmak istedim.
🙃😙

Hazan Vakti ■ ASKERİ KURGUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin