Biz geldikk❤
Sınır 800 Oy 600 Yorum❤Uzuun bir bölüm oldu, yanlışlarım varsa şimdiden özür dilerim. Yorumlarda buluşalım ❤
💎
Azat ve Sena, onları haftalar sonra görmek beni çok uzun zaman sonra ilk defa böyle keyiflendirmişti. Birliktelikleri bir yana her ikisini de dost olarak ayrı ayrı çok seviyordum. Şimdi habersiz gelişleri ise beni anın en mutlu insanı kılmıştı.
Başımı yana eğip iç çeker vaziyette "Yaa." Dememi Serdar' ın gürültüyle var oluşu bölmüştü. Azat ve Sena' nın bakışları arkama gidince ben de kapı kolunu tutmaya devam edip o tarafa baktım.
Merdivenleri öfkeyle iniyor, üzerinde yalnızca siyah kotuyla bu tarafa bakıyordu. Tam son basamaktan aşağıya adımlamıştı ki Azat' ı gördü ve bu onu olduğu yerde kaba sesiyle "Hay sikeyim seni oğlum." Diyerek durmasına sebep oldu.
Sena var diye sanırım tam inemiyordu, olan biten beni gülümsetirken Serdar üzerinin çıplaklığıyla arkasını dönüp geldiği yönde ilerledi. Çok da umursadı diyemem, Azat' ı görünce yüzünde daha çok bir rahatlama hali mevcut olmuştu.
"Hadi." Dedim başımla salonu işaret edip "Hava buz gibi geçin çabuk." Azat önde Sena bir adım arkasında içeriye girince kapıyı kapatıp kuzenime sarıldım. Azat o sırada ilerlemeye başlamıştı. "Mutfak müsait mi?" Elbette, Sena' nın yanağını öperken soludum. "Geç geç müsait." Çok özlemiştim, böyle bir arada durmayı başka özlemiştim Serdar' ın yokluğunda da sürekli birlikte vakit geçirmekle ilgili hayallerim vardı, sanırım bunlar daha ilk sabahtan yavaş yavaş gerçek oluyorlardı.
"Kuzum nasılsın." Sena... Sanki onu aylardır görmemiştim. İnce ve yatıştırıcı sesine gülümseyerek ona bir kez daha sarıldım. "Aşkıım, iyiyim sen de iyisin. Değil mi?" Öyle çok konuşamamıştık ama bana kırgın olduğunu sanmıyorum bizim öyle bir ilişkimiz yoktu. Hergün konuşsak özlerdik de haftalarca konuşamazsak zorun etmezdik.
"İyiyim iyiyim." Başını sallarken kırmızı montunun fermuarını aşağıya çektim. "Üşüyor musun bir şeyler getireyim mi sana?" Sena üşümediğini belirtirken mutfaktan çıkıp "Yenge." Diye seslenen Azat' a döndüm. "Efendim Azat?"
Siyah kazağının kollarını yukarıya doğru çekiyordu. "Bu çay yetmez. Kaçak nerede?" Yani, ben az demlemiştim hem de kaçak değildi o. Elimi üst rafta olduğunu belli eder gibi kaldırdım. "Şeyde ya, üstte en sonda, bulamazsan ben gelirim." Nerede olduğunu anlamış gibi mutfağa yöneldi, "Bulurum." Yani, zaten çok bir şeyin yerini değiştirmemiştim neyin nerede olduğunu elbette biliyordur.
Sena montunu çıkartırken eli ellerime değdi, temasımla ima eşlinde gülümsedim. "Ellerin sıcacık hayret." Genelde buz gibi olurdu çünkü. Bembeyaz teni, buz gibi kansız gibi.
Sözlerim onu keyiflendirmiş olacak ben montunu kucaklarken o utana sıkıla gülümsedi. "Özel olarak ısıtılıyor." Tahmin etmiştim, yine de hayali bana derin ve ferah bir nefes aldırdı.
"Sek erkek." Bu defa ikimizi de kıkırdadık, "Hadi sen de mutfağa geç ben montunu asıp geliyorum. İstediğiniz bir şey varsa." Mimiklerimden ne demek istediğimi anlıyordu zaten, ev onlarındı. Sena "Tamam askım tamam." Diyerek mutfağa ilerlerken ben elimdeki montla arkamda kalan gömme dolaba yöneldim. Çok da kullanmıyordum, daha doğrusu bu evde yaz ayında kalmıştık o zaman da ihtiyacım olmamıştı ama şimdi işe yarıyordu, ayrıca tasarımı çok hoştu.
Montu astım, üzerimi değiştirme gereği duymadan biraz düzelttim. Serdar hala ortalıkta yoktu, muhtemelen o da birazdan inerdi. Çok geçmeden Sena' nın arkasından mutfağa girdiğimde Azat ve Sena kettlenin önündeydi. Azat çay kabını tutuyor Sena elindeki kaşıkla dikkatle demliğe çay alıyordu. Onların hali beni olduğum yerde öylece durdurdu. "Barzocum kaç kaşık koyacaktım?" Azat gülümsedi, kolunu kaldırıp Sena' nın sırtından omzuna koyarken bu defa bakışları yüzüne dönmüştü. "Üç daha at sarı."
Nasıl güzel duruyorlardı. Sena sarı saçlarıyla Azat' ın omuzlarına geliyordu, aralarındaki fark Serdar' la benimkinden daha kısaydı ve çok uyumlulardı. Siyaha karışan sarıyı sevmiştim.
"Tamam bu." Onlar birlikte çayı demlerken bölmek istemedim hareketlenip masaya birkaç şey daha çıkarttım. Mesela ben öyle çok peynir yemezdim ama Azat ve Sena yerdi, bu yüzden masaya birkaç çeşit daha ekledim. Ya da Serdar reçel sevmiyor diye koymamıştım ama bizimkiler severdi diye diye aklımda ne varsa sıraladım. "Aşkım bunları koymaya tabak nerede var?" Sena börek kutusunu işaret ediyordu. Kutuyu tezgaha koyup üzerindeki bandı söktü, ben tam yönlendiriyordum ki Azat Sena' nın başını tutup üzerindeki kapakları açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hazan Vakti ■ ASKERİ KURGU
RomanceHazan, iç içe olduğu tüm sorunlarını büyük bir savaşla görmezden gelerek hayatını sıradan bir mahallede devam ettirmeye çalışan genç bir kızdır. Bu deli dolu, cesur ve komik genç kız beklenmedik bir şekilde, daha önce hiç göremediği karşı komşusu Yü...