Keşif Birliği

209 23 3
                                    


Kaseyi kaldırdım ve çorbanın son yudumlarını aldım. Kaseyi Arda'ya uzatıp gülümsedim. Midem o günden sonra ilk kez bu kadar dolmuştu.

Ağır hissettiriyordu ve kramplar giriyordu ama önemli değildi.

" Bir bucuk aydır mideme giren en güzel şeydi. Teşekkür ederim. "

Ayağa kalktığımda Arda hızla belime elini attı ve beni kendine çekti. Göz devirip elini çimdikledim ve elini çekmesini sağladım.

" Ah, ne yapıyosun kızım ya! "

Geçmek bilmeyen saatler, bitmek bilmeyen gecenin sonunda gözümü açmıştım. Hiç olmadığım kadar iyi uyanmıştım.

" Of Arda yeter artık. Taş gibiyim işte habire bana dokunup durma. "

Beni süzüp alnını kaşıdı, haklıydı. Uyandığımda bir süre kontrol edememiştim vucudumu. Sanki yeni doğmuş bir bebektim ve bedenimi yeni yeni öğreniyordum. Neyse ki bir günün sonunda geçmişti ve eskisi kadar iyiydim. Bir ara yan etkisinin o olduğunu düşünüp deli gibi ağlamıştım.

Arda'ya bakıp sırıttım ve yere düşecekmiş gibi yaptım. Kaseyi bırakıp mı gelecek yoksa ben düştükten sonra mı gelecek görmek istemiştim. Kaseyle beraber bana koşup beni kavradı. Gözleri yüzümde dolanırken güldüm.

" Cansu, dua et yeni iyileştin. "

Omuz silikip elinden kurtuldum ve çıkışa adımladım kollarımı iki yana açarak.

" Bana kıyamaman sana pahalıya patlayacak. "

En güçsüz halimi görmüştü. Ağlamıştı bile. Bu onda büyük bir etki bırakmıştı ki dibimden ayrılmıyordu. En ufak ters hareketimde yanımda bitiyor, beni sıkıca tutuyordu.

Böyle olmamalıydı.

Çadırdan çıktığım gibi geri içeri girdim. Gözlerimi belertip kollarımı sardım belime. Üstümde siyah atletten başka bir şey yoktu. Arda gözlerini kaçırıp ıslık çalmaya başladığında gözlerimi kıstım.

Ölümün Habercisi 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin