İntikam

126 12 0
                                    


" İhtiyar, sana yeni haberlerim var. "

Ömer'in yanına sandalye çekip oturdum. Gülerek işaret verdi ve önüme yeni serfis açıldı.

" En sevdiğim askerim. Bu kez ne getirdin söyle bakalım. "

Tabağa baktım, et vardı. Midem bulandı, tabağı öne itip başımı masadan kaldırdım ve soğuk mavi gözlere diktim. Burası, beni boğuyordu. Artık ipin üstünde değildim, ip benimdi. Ufak bir hareketimle onlarca kişiyi düşürebilirdim.

" Anlatmasam, göstersem daha iyi. "

" Dile benden ne dilersen! "

Gülüp kollarımı göğüsümde birleştirdim. Agaca baktığımda İhtiyarın arkasından ona uzanan dal geri çekildi. Agresif tavırlarını bastırmakta zorlanıyordu.Yanına adımladım, sırtımı agaca yaslayıp gülümsemeye devam ettim. Zor olmuştu, yaratığı dize getirmek. Fiziksel pek bir zorluğu olmamıştı ancak ruhsal olarak yine kaybetmiştim. İçimden, insanlığım yine eksilmilşti.

" Seninkini görmek istiyorum. Bak bu uysal bir yaratık, sen ne dersen onu yapar. Şişko bu yüzden bu katı gizledi. Sadece kendine ait kalsın istedi. "

İhtiyar beni çekip sıkıca sarıldı. Çok mutluydu, taht ona kalmıştı. Şişkonun elindeki en büyük silah artık onundu. Onu kimse durduramazdı.

İnsan ne kadar yükseğe çıkarsa yere o kadar sert çakılırdı..

" Nasıl başardın bunu ?

Burasını ben bile bilmiyordum. "

" Yattım. "

Benden ayrılıp şaşkın gözlerle yüzümü inceledi.

" Cansu, sen 17 yaşındasın ?

Ali otuzlarında.. "

Omuz silktim.

Ben 17 yaşımdaydım ancak sadece sayıydı bu. 17'den fazlasıydım. Ayrıca ölecek olsam onunla yatmazdım.

" Göründüğüm gibi masum değilim, ihtiyar. "

Kahkaha atıp ellerimi tuttu.

Ölümün Habercisi 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin