Çaresizlik

108 15 0
                                    


" Eee, işler yolunda mı ? "

Koltuğa oturup başımı salladım. Hamile olanları ve gelmek isteyen gencleri şehre getirmiştik. Yuva, hasar almıştı. Kırkayakların yaptığı sarsıntılar bazı evleri yıkmıştı. Yeterli steril ortam zaten yoktu, en iyisi şehirde kalmalarıydı.

" Şunu tak. "

Uzattığım iğneyi alıp kaşlarını çatarak baktı.

" Bu ne ? "

Öne eğilip saçımı topladım. Aklımdan gitmeyen o işaretleri yapmalarını istemiştim. Çabucak üretmişlerdi. Bileğimi sıyırıp Ferit'e gösterdim. Bileğimde ailemizin işareti değil, kendi işaretim vardı.

" Çüş. "

Gülümseyip arkama yaslandım. Ne bu şehir, ne yuva. Sahipsiz değildi. Olurda yine birileri yuvaya yapıldığı gibi ele geçirmeye çalışırsa karşısına bu işaret çıkacaktı. İç içe geçmiş üç halka, tam  ortalarından iki kez geçen uçları sivri ince demirler.

" Bu, bizim işaretimiz Ferit. Şehirde de, yuvada da bolca gözükecek. Üstü kanımızla kirlenirse, kirleteni yok edeceğim. Basit. "

Kaşlarını kaldırarak iğneyi tişörtüne taktı.

" Cansu, geçen gün. Depresyondayken şimdi kendinden bu kadar emin konuşman endişelendiriyor. Delirdin mi hatun ? "

İç çektim, çoktan..

" Artık olduğum şeyi inkar ederek ne kendime ne başkalarına acı çektirmeye niyetim yok Ferit. Ben, buyum.

Herkes olduğum 'şeyi' bir gün görecek zaten.

Kendimi geri çeksem de kaybediyorum, bari savaşayım. Kaybedersem de savaşta kaybederim. Anlıyor musun ? "

Ona baktığımda gözlerini kırparak önüne döndü.

" Hayır. Alakam bile yok. Neyse, bir an önce yuvamıza dönelim. "

Arkama yaslandım. Çözmek uzun zaman alsa da, sonunda bir şey geçmişti elime.

Ölümün Habercisi 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin