Anlaşma

141 23 19
                                    


Başımı havaya kaldırıp gözlerimi kapattım. Bugün normalden daha sıcak geçse de havada fırtına kokusu vardı. Midem kasılıyordu olanları düşündükce.

" Sibel, bugün uçuş olacak mı? "

" Bilmem, genelde Ferit'le Arda karar verir. "

İnce dalları örerek sepet yapan Sibel'e baktım. Onda bir farklılık vardı sanki. Ne olduğunu söyleyemezdim, değişik geliyordu gözüme ama neyi değişmişti kavrayamıyordum.

" Parfüm mü sıktın ? "

Durup bana baktı. Üstünü koklayıp başını hayır anlamında salladığında omuz silkip yanından kalktım.

" Yoo?
Neden ? "

" Boş ver.

Sepet örmek sabır istiyordu bir de yetenek. Bana göre olmamasına rağmen yalnız bırakamamıştım onu. Yaralarım biraz acısa, kanasa da mühim değildi. Onunla sohbet edebilme fırsatı elime geçmişken nasıl kullanmazdım ki zaten ?

Sandığın üstünden yere atlayıp iç çektim. Ama çok sıkılmıştım. Ciddi anlamda yüreğimi bayıyordu bu iş.

" Hop, nereye daha bitmedi. "

Kanlanmış sargılı ellerimi doğrulttum ve dudak büktüm.

" Ellerim acıyo, cidden. "

Gözlerini kısarak bana baktı. Eliyle git git işaretini yaptığında hızla uzaklaştım oradan. Geçerken Toprağa selam verdim. Gülümsedi. Bana alınmış gibiydi ama o da biliyordu haklı olduğumu. O an sinirle öyle desem de gerçekten kimseye ait değildim. Arda'nın çadırına girdiğimde uyuduğunu görüp durdum. Onunla konuşmam gerekiyordu ama bir türlü denk gelememiştik.

" Öğlen oldu, uykucu. "

Yanına yaklaşıp yere attığı örtüyü aldım ve üzerini örttüm. Buz gibiydi hava, sadece eksilerde değildik o kadar. Ferit demişti Sibel. O hiç çadırda durmazdı. Koşar, spor yapar yerinde duramazdı. Hiperaktif biriydi. Pratik yapılan alana koştum ve evet yine buradaydı.

" Ferit, bugün uçmayın. "

Prank yapmayı bırakıp kalktı ve bana baktı. Bu havada tişörtsüz durmak intihardı ama hiç bir şey olmuyordu buna. Bünyesi çok güçlüydü.

" Hayırdır ? "

Kayaya gidip havluyu aldı. Terini silip üzerine kazağını geçirirken yanına adımladım.

" Fırtına geliyor. Tehlikeli. "

Eğilip yüz hizama geldiğinde kaşlarımı çatıp alınını parmağımla ittim. Habire yakınlaşması sinirimi bozuyordu.

" Bende tek Arda gitsin bugün keyfim yok diyordum. İyi oldu. "

Kaşlarımı çatarak koluna baktım. Olanlardan sonra kendini çok güçlü olmak zorunda hissedip sporun bokunu çıkartmaya başlamıştı. Kaslarının ağrıdığını çok iyi biliyordum.

Ölümün Habercisi 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin