Yas

140 22 3
                                    


Hızla doğruldum, elimi boğazıma götürdüm.

Nefes, nefes alamıyordum.

Yataktan çıkıp hızlı olmaya çalışarak çadırdan çıktım, titriyordum. Kalbim dahi her yanım tir tir titriyordu. Dışarı çıkar çıkmaz dizlerimin üstüne çöküp derin nefesler aldım ard arda.

Yetmiyordu.

Boğuluyordum.

Bağırmak istedim.

Sesim çıkmadı.

Boğazımı kavrayıp tırnakladım, gözyaşları cenemden yere akıyordu. Üzerimde ki yük çok ağırdı, taşıyamıyor altında eziliyordum.

Başımı yukarı kaldırıp havaya baktım.

Kırmızı gökyüzü, panikle boğazımdan ellerimi çektim.

Kendimi tokatladım, rüyaydı..

Gerçek değildi.

Sadece uyanmam gerekiyordu ve bitecekti.

Yüzümü ellerimle kapattım. Burnuma gelen kokuyla çığlık attım, sesim çıkmamıştı ama bağırdığıma emindim. Ellerimi yüzümden çektim.

Kırmızı, yoğun sıvı..

Avuçlarımdan taşıyordu, parmaklarımın arasından yere akıyordu. Gözlerimi kırparak oturduğum yere baktım.

Kalbim duracaktı.

" Geride bıraktın beni. "

Bu ses, Kaan..?

Neredesin!?

Ayağa kalkmak istedim, sesin geldiği yeri bulmak.

Onu görmek istedim.

Yapamadım.

Altımda ki cesetler bacaklarımı yakaladı, yanaklarımda o sıcaklığı hissettim. Kendim tokatladım, saçlarımı yoldum. Her yerimi çimdirdim.

Uyanamadım.

Ne yaptıysam kurtulamadım beni kan gölüne çeken cesetlerden.

Kalbimin durduğunu hissettim. Başımı ellerimden kaldırdım.

Tanıdık melodiyi işittim o an.

Tam da rüya değil, gerçekten yaşadığımı düşünmeye başlamışken.

Ölüyorum sanarken duyduğum melodiyle gülümsedim ve gözlerimi kapatıp geriye uzandım. Cesetler beni çekti, çekti.. Gözlerimi yumdum sıkıca, gerçek değil.

Gerçek değil, Cansu.

Uyan.

Sadece uyan, uyan!

Ölümün Habercisi 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin