56.Bölüm : Ahmet eşittir güvenli alan

447 44 3
                                    

........::::::::__EYLÜL__::::::::........


Venedik maceramızın sonuna gelip nihayet İstanbul'a ayak basabildik. Tahmin edileceği üzere nikahın ardından hepimizde ayrı bir yorgunluk vardı. Ama son gün bunun acısını çıkarıp hep beraber keyifli bir Venedik turu yaptık ve bu sırada da o güzel lezzetlerini tek tek tadıp öyle veda ettik Aşıklar Şehrine...


Buradan bekar olarak gidip evli olarak döneceğim ölsem aklıma gelmezdi ama başıma geldi. İyi ki de geldi hisleriyle çevrelenmiş haldeyim çünkü gerçekten de bana kendimi çok iyi hissettiren bir adamla birleştirdim hayatımı. Onun sayesinde tabii yoksa bana kalsa Yiğit üniversite yaşına gelince ancak bir söz falan takardık o da mahalle baskısından olurdu herhalde. O kadar uzaktım bu evlilik meselelerine. Doktor beyin arada sırada laf dinlemeyip başına buyruk hareket edişleri işe yarıyor demek ki.


Ama ben bu Venedik kumpasının rövanşını çok fena alırım unuttum sanılmasın. Hatta şimdiden kafamda bir şeyler oluşmaya başladı bile. Sadece zamanını beklemek biraz zor olacak o kadar. Su uyuyacak ama Eylül uyumayacak yani. Ahmet şimdi böyle tatlı tatlı mevzunun kapandığını düşünsün bakalım. Son gülen iyi gülecek ve sana kendine yapılmasından hoşlanmayacağın bir şeyi başkasına yapma dedirtecek doktor!


Bu arada biz şu an annemle birlikte eşyalarımı toparlamak için benim evimdeyiz. Ahmet bizi buraya bırakıp Yiğit'i de alarak üst kata yani Sinan'ın yanına çıktı. İşimiz bitince haber vereceğiz ve bugünden itibaren birlikte kalmaya başlayacağımız Ahmet'in bizim için hazırladığı eve geçeceğiz. Aslında anneme de tek başına olduğu için bizimle birlikte yaşamayı teklif ettik ama o hem yalnız yaşamaya alıştığını hem de herkesin kendi kurulu düzeni olması gerektiğini düşündüğü için buna pek yanaşmadı. Ama yine de baldan tatlı dediği torunuyla onu kandırıp ara sıra bizimle de kalması için sözümüzü aldık.


Yarın ev sahibiyle de görüşüp bundan sonra kiracısının ben değil annem olması için birtakım işlemler yapmamız gerek çünkü Belma Hanım artık kesinkes İstanbullu olmuş vaziyette. Bir de kendisine İzmit'teki gibi kafe açtı mıydı annemden mutlusu olmaz herhalde. Ben senelerdir leyleği havada görmüşüm gibi şehir şehir gezindiğim için bir türlü bir araya gelip kurulu bir düzenimiz olmuyordu ama şimdi herkesin yeri yurdu belli oldu.


........::::::::____::::::::........


"Eylül telefonun çalıyor kızım"


Elimdeki kıyafetleri yatağın üzerinde açık halde duran bavulun içine rastgele bırakıp odadan çıktım. "Bakıyorum" dediğimde annem de Yiğit'in eşyalarıyla birlikte yanımdan geçerek odaya girdi. Salona geldiğimde ve de çantamdan telefonumu aldığımda bil bakalım ne oldu? Ne olacak yüzümde ayağımın tozuyla bir haltlar karıştırmanın verdiği hazla sinsi bir gülüş belirdi. Arayan Berna'ydı.


Ahmet bana Yiğit ile eve geçmek yerine Sinan'ın yanına çıkacağını söyleyince kafamda bir şimşek çaktı ve Berna'ya nasıl olduğunu sorduğum masum bir mesaj attım. Şimdi de başına öreceğim çoraptan habersiz bana geri dönüş yapıyordu. Telefonu neşeli bir halde "Nasılsın Berna?" diyerek açtım. Bir yandan da sırıtıyorum tabii.


"İyiyim Eylül siz nasılsınız?

"Biz de iyiyiz. Eve yeni geldik bir nasılsın diye sorayım dedim"

Beni Kalbine Yaz (Dizi Tadında)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin