60.Bölüm : Bugün yaşadığımız şeyi hiçbir özür telafi edemez

403 35 42
                                    

........::::::::__AHMET__::::::::........


Eylül'ü odalardan birine yerleştirdik şimdi de Belma Hanım ve Meral ile birlikte gözlerini açmasını bekliyoruz ama bu hâlâ gerçekleşmedi. Tek tesellim Feraye Hanım'ın bebeğin iyi olduğunu ve endişelenmemizi gerektiren bir durum görmediğini söylemesiydi. Yine de belli aralıklarla gelip kontrollerini tedbir amaçlı sürdürmeye devam edecek.


Bebek şu an gayet iyi ama Eylül'e ne olduğunu anlayamamak bana kendimi çok aciz hissettiriyor. Halbuki sabah son derece enerjik bir başlangıç yapmıştı. Gözleri parlıyordu ve her anlamda ışıl ışıldı. Hastaneye geldiğimiz sırada da iyiydi. Odamdan bana takılarak çıkışını ve sonrasında verdiği müjdeli haber sırasındaki muzip hallerini düşünüyorum da şu an bu halde olması hiç mantıklı gelmiyor. Aklıma gelen her türlü testin yapılmasını istedim bakılmadık hiçbir şey kalmasın dedim ama ya yine bir sonuç alamazsak ve uyanmamaya devam ederse düşüncesi beni çok huzursuz ediyor.


Evden çıkmadan önce özenle taradığı saçlarını okşayıp yüzüne yaklaşarak sessizce adını fısıldadığımda beni duydu mu bilmem ama göz kapakları belli belirsiz oynasa da ne o güzel gözlerini açtı ne de seslenişime karşılık verdi. Onu bu halde görmek tüm hayat enerjimi yok etti desem hiç de mübalağa etmiş olmam. 


Eylül'ün elini avuçlarımın arasına alıp gergin bir bekleyiş içerisindeyken kapı tıklatıldı ve odaya "Nasılsınız hocam bir isteğiniz var mı?" diyen Gözde girdi. Eylül'ü ayakta ve her zamanki cıvıl cıvıl halleri ile görmediğim sürece iyi olabileceğimi sanmıyorum. Sorusunu cevaplamak yerine "Sonuçlar çıktı mı?" dediğimde önce odamda kalan telefonumu yanıma bıraktı sonra da gelirken laboratuvara sorduğunu ama henüz çıkmadığını söyledi. Konu Eylül olduğunda zaman benimle inatlaşıyormuş gibi geçmek bilmiyor. 


Gözde çıkarken bakışlarım yeniden Eylül'e döndü ve o anla beraber de telefonlardan birine arama geldi. Meral telefonu "Selim arıyor" diyerek açsa da "Sinan sen miydin? Selim sandım. Evet yanımda hemen veriyorum" dedikten sonra bana doğru uzatıp "Laboratuvarın önündelermiş Sinan seni istiyor Ahmet ağabey" dedi. Apar topar kalkıp telefonu aldıktan sonra "Dinliyorum Sinan" dedim. Tahlil sonuçları şimdi çıkmış birazdan geliyorlarmış ama kafalarına takılan da bir şey olmuş.


"Ne oldu hemen söyle kötü bir şey mi var?"

"Yekta Hoca yanımda birlikte sonuçlara bakıyoruz da... Eylül uyku ilacı mı kullanıyor Ahmet?"

"Uyku ilacı mı? Hayır bildiğim kadarıyla kullanmıyor. Hamile olduğunu biliyormuş yani bana ya da doktoruna sormadan kafasına göre ilaç kullanacağını sanmıyorum"


Ben böyle emin bir şekilde konuşuyorum ama Sinan'ın söylediğine göre kullanılan uyku ilacının etken maddesi Eylül'ün kanında sağlığını tehdit edecek boyutta görünmese de yine de yüksek düzeyde bulunuyormuş. O an aklımdan bir sürü şey geçti. Bunlardan biri de bu düzeyin bebeği etkileyip etkilemeyeceğiydi. Umarım ilerde bu konuda sorun yaşamak zorunda kalmayız.


Ama iyi haber de şu ki başka hiçbir problem görünmüyormuş. Sadece ilacın etkisi sebebiyle uyuyor yani başka bir şey değil. İyi de Eylül hasta olduğunda bile ilaç kullanmamak için binbir dereden su getirirken uyumak için niye ilaç alsın ki? Hem de emziren ve hamile olan bir anneyken...

Beni Kalbine Yaz (Dizi Tadında)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin