45.Bölüm : Sadece o an için mi en doğru kişiydim?

1.1K 94 115
                                    

........::::::::__Ahmet__::::::::........


"Doğumhaneden çıkalı çok olmuş. Seni ararken bütün hastaneyi köşe bucak dolaştık desem yeridir"


Omzuma dokunan eli hissetmemle birlikte arkama baktım. O kadar dalgındım ki sesin kime ait olduğunu bile ancak Tolga'yı karşımda görünce anladım.


Bir basamak inip yanıma oturduktan sonra "Sizin ardınızdan Selim aradı. Eylül'ün doğum yaptığını senin de onun yanında olduğunu söyledim. Müsait olduğunda muhakkak sesini duymak istiyormuş" dediğinde kendi kendime "Sessizliğine bir son ver artık Ahmet" demeden edemedim.


Tolga'ya kardeşime yaptığı açıklama için teşekkür edip "Birazdan ararım. Sen ne zaman geldin?" dediğim sırada diğer yanıma da "Neyse ki aynı hastanedeyiz. Siz doğuma girdiğinizde haber verdim hemen geldi. Gerçi geç haber verdiğim için o kadar çok söylendi ki bir an haber vermese miydim acaba diye düşünmedim değil. Bir daha ki sefere ağabeyime karşı üç maymunu oynama niyetindeyim" diyen Kenan oturdu.


Oturur oturmaz da Eylül ile giderken ona bıraktığım telefonumu uzattı. İyi ki geldiler. Onlar gelmese Eylül'den haber çıkana kadar burada sessiz sedasız bir başıma otururdum herhalde.


İşin tuhaf yanı onları beklemediğim bir anda karşımda görünce ne diyeceğimi de şaşırdım. Bu şaşkınlığımın neticesinde de garipsenecek bir sakinlikle "Ela nasıl?" diye sordum. Tolga bu sorumu tebessüm ederek karşıladı. Belki de Eylül ile ilgili bir şey söylememi ya da sormamı bekliyordu. Sahi neden öyle yapmadım acaba?


Tolga elini dizime koyarak "Ela iyi de asıl sen nasılsın? Doğumhaneden çıktıktan sonra yanımıza gelmeyip ortalarda da görünmeyince seni merak ettik" dediğinde alnımı ovuşturdum ve "İçim karmakarışık" dedikten sonra derin bir nefes eşliğinde "Toparlanmak için de Eylül'ü görmeyi bekliyor gibiyim" dedim. Gerçekten de böyle hissediyorum. Sanki Eylül'ü görsem bana bir iki laf çarpsa karşılıklı atışsak eski halime hızlı bir dönüş yapabilirim gibi geliyor.


"O halde fazla beklemene gerek kalmamış çünkü Eylül'ü birazdan odasına alacaklarmış"

"Biliyorum. Eylül ile ilgilenecek olan hemşireden rica etmiştim ara sıra gelip beni bilgilendiriyor ya da başka biriyle haber yolluyor. Siz Yiğit'i görebildiniz mi?"


Tolga gülümseyerek gördüklerini ve çok tatlı olduğunu söylerken Kenan'ın "Eylül'ün kopyası gibi!" demesiyle ona doğru baktım. İyi bir şey söyleyecek sandım ama bahsettiği şey tatlılığı değilmiş. Benim kendisine bakmamla sözüne devam edip "O da atarlı" dedikten sonra gülümseyerek "Kontrollerini yapan hemşireyi epey zorladı. Dokunana bağırıyor. Kameraya da çektim zaten annesine gör bak oğlunun yaptıklarını diye göstereceğim" dedi.


Kenan'ı dinlerken kulaklarıma Yiğit'in doğumhanedeki ağlaması geldi. Gerçekten gür bir sesi var. Bunun dışında söylediği şeyler de gülümsememe yol açmadı diyemem. Yiğit'in annesine benziyor oluşu hoşuma gitti doğrusu.


Aramızda sessizlik yaşanırken bakışlarım elimde olmadan Tolga'ya doğru kaydı. Bunda Yiğit'in annesine benziyor olmasına sevinmiş olmamın da etkisi vardı elbet. Bu ister istemez bazı çağrışımlar yapmama sebebiyet verdi. Eminim ki Tolga'da bir anlığına da olsa neden böyle baktığımı kendi içinde sorgulamıştır. Ama o hem aramızdaki tek baba hem de yaşanan olayların en önemli muhataplarından biri. Düşüncelerini merak ettiğimi fark ettim. Aslında daha çok düşüncelerimizin uyuşup uyuşmadığını...

Beni Kalbine Yaz (Dizi Tadında)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin