........::::::::__Eylül__::::::::........
"Bir şey demeyecek misin kızım?"
Buğra ile alakalı tek kelime bile etmek istemiyorum ki aradığı konusunda sohbet ortamı oluşturayım. O adamla ilgili değil konuşmak varlığını bile unutmak istiyorum çünkü uzun süredir onunla ilgili tam anlamıyla "Canı cehenneme! Benden uzak olsun da nereye yakın olursa olsun" kafasındayım. Tabii annesinin yüzüne baka baka da bu hissettiğim şeyleri patavatsızca söyleyebilecek biri de değilim.
Buğra'nın aradığını söylemek için benimle özel olarak konuşmak istemesi de üzerimde ayrı bir gerginlik yaratmıyor değil. Normal şartlar altında bu bilgiyi herkesin içinde söylerdi ama şimdi öyle yapmadı. Umarım bunu sadece bizi bir zamanlar yakın arkadaş gördüğü için yapmak istiyordur yoksa birazdan Ferda teyzeyle birlikte hiç de hazır olmadığım bir konuşmaya doğru yol alabiliriz gibi geliyor.
Ferda teyze gözümün içine bakarak konuşmamı beklerken saygısızlık olmasın diye suskunluğuma bir son verip "Sizin adınıza sevindim. Eminim Tamer amcada biraz olsun rahatlamıştır. Oğlunuzdan aylardır haber alamamış olmak gerçekten çok zor olmuş olmalı" dedim. Gözleri dolu dolu bir halde bana bakıp "Çok zor hem de" deyince bakışları gibi ses tonu da içimi dağladı.
Ferda teyzeyi sevdiğim için onu bu halde görmek beni ister istemez üzüyor. Keşke ona iyi hissedebileceği bir şeyler söyleyebilseydim ama buna gücümün yetmeyeceğini biliyorum. Ona kendisini iyi hissettirecek tek şey eminim ki oğlunu karşısında görüp ona sıkı sıkı sarılabilmek olacaktır. Yani bu noktada bizim elimizden pek de bir şey gelmez.
Buğra'ya kızmayı bırakıp dediğim gibi onun yaşadığını bile unutmaya çalışıyorum ama kızgınlığım ailesini her gördüğümde ikiye katlanıyor. Onları Ela'nın sevdiklerine karşı zor bir durumda bıraktığı yetmiyormuş gibi bir de üstüne evlat hasreti çektiriyor ya içimden yatacak yerin yok Buğra diyesim geliyor. Yazık değil mi bu insanlara? Bir kişinin yanlışı herkesi yaktı kavurdu.
Bu düşünceler içerisindeyken Ferda teyze ellerimi sıkı sıkı tutup "Çok ısrar ettim ama nerede olduğunu söylemedi. Sadece beni merak etmeyin dedi. Ama anne yüreği işte ettim. Sesi hiç iyi değildi. Bilmez miyim ben oğlumu? O da acı çekiyor belli. Ela'nın yaşayıp yaşamadığını ve senin nasıl olduğunu sordu bana. Senin için Ela iyi olup hastaneden çıkana kadar İzmir'de kalacakmış şu an Nevin'in yanında dedim. Hamile olduğunu da söyledim ama hiç şaşırmadı. Biliyormuş zaten. Onca zamandan sonra şimdi aramasının bir nedeni de buymuş meğer" dedikten sonra bana ikinci bir kaynar su banyosu yaptırıp "Neden bunca zamandır bize hiçbir şey söylemedin Eylül?" dedi. Kahretsin! Bebeği kastediyor ama ne olur ben yanılmış olayım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Kalbine Yaz (Dizi Tadında)
RomansaGözlerimiz birbirimizin gözlerinde özgürce gezinirken etkileyici bir ses tonuyla "Güzel olan sadece yüzün gülüşün sesin ya da yürüyüşün değilmiş" dedikten sonra ne demek istediğini anlayamamış gibi bakmam üzerine tebessüm edip sözlerine devam etti v...