........::::::::__Eylül__::::::::........
Attığım tokat onunla birlikte sanki benim de suratımda patladı. "Ne yapıyorsun Eylül delirdin mi?" dedim kendi kendime. Belki de buraya endişe içinde gelişim yaşadığımız tartışma beni beklenmedik bir şekilde öpüşü ve sonrasında bunu yapma nedeninin level atlama olarak açıklanması devrelerimi yakmama neden oldu bilmiyorum. Ama bildiğim tek şey var ki o da bu tokadı hiç hak etmemiş olmasıydı. Evet beni iznim dahilinde olmadan öpmüş olmasına rağmen bu sert karşılığı hak etmediğini düşünüyorum. İşin kötüsü bunu yaptığım için özür de dileyemedim. Hiçbir şey diyemedim. Sustum kaldım.
Yüzünde patlayan tokadımın şaşkınlığını üzerinden atıp sakin bakışlarını bana doğru döndürdüğünde gözlerine bakmaya cesaret edemedim ve tek kelime etmeden onu orada bırakıp kapıya doğru yöneldim. Beni durdurmak için ne önüme bir engel koydu ne de bir söz söyledi. Bana kendime gelmem için izin vermesine sevindim çünkü o kadar karmakarışık bir haldeyim ki ne düşüneceğimi de ne söyleyeceğimi de bilemiyorum.
Şu an kendimi bir yol ayrımındaymışım gibi hissettim. Bu tokadın ardından kesin bir karar vermek zorundaymışım gibi geliyor. Ya doktorlu bir hayatı kabul edip elini tutarak "Hadi yürü bakalım kaderimiz bizi nerelere götürecek görelim" diyeceğim ya da onun olmadığı bir başka yolu seçip "Bizden olmaz doktor boşuna zorlamayalım" diyeceğim. İkisinden birini yapmazsam bu iş sürüncemede kalmaya devam edip hem benim hem de onun yoluna taş koyacak sanki.
Odadan çıkıp sırtımı kapısına dayayarak derin derin nefes alırken kalbimin bu kadar hızlı çarpmasına da bir mana veremedim. Ben kendimi daha önce hiç bu kadar elim ayağım birbirine girmiş bir halde görmemiştim. İçeride olanları düşünüyorum da doktoru da daha önce hiç bu halde görmemiştim. Sinan ile aramızda bir şey olma ihtimali gözünü döndürmüş gibiydi. Düşüncesine bile tahammül edemiyor gibi bir hali vardı. Ne tuhaftır ki onu anlayabiliyorum galiba.
Baştan söyleyeyim doktora aşık maşık değilim. Sadece dün gece üzerimde karşı konulamaz bir etki bıraktığı açık. Sözleri hâli tavrı bakışları fena çarptı. Hakkını vermek gerekir ki dün sarf ettiği sözler karşısında kim olsa etkilenirdi. Samimi ve gerçekti bir kere. Ancak telefonda konuşurken tehdit edildiğini duydum ya... Sanki buraya zamanında yetişmiş olsam ona bir şey olacak korkusuyla o tehditler savuran adamı duvardan duvara çarpıp "Sen kimi tehdit ediyorsun?" diyerek gırtlağına çökebilirmişim gibi geldi. Ne söylese de bir geçerliliği olmaz tek odak noktam acaba onu parçalara mı bölsem yoksa yekpare halde mi hakkından gelsem olurdu.
Bir de şu esmer çirkini var tabii! Doktora karşı olan yakın tavırlarını düşünüyorum ama tahammül edemediğim için konuyu hemen kapatma isteği duyuyorum. Burada olduğu sürece ona tahammül etmek gerçekten zordu. Şu an kendime de inanamıyorum. Aşık değilim dediğim adamı kıskanıyor muyum ben? Sen sahiden ne yapıyorsun Eylül ya!
Of! Tam toparlıyorum düzene giriyorum diyorum yine kontrolüm dışında hayatımı hallaç pamuğu gibi dağıtacak gelişmeler oluyor ve ben buna engel olamıyorum. Aramızdaki bu ne idüğü belirsiz yakınlığın neye sebebiyet vereceğini bilmiyorum ama bunun öyle göz ardı edilebilecek bir şey olmadığı da çok açık. Attığım tokattan sonra mümkün olabilir mi orası meçhul ama belki de doktor bir şans verilmeyi hak ediyordur. Meral'in de dediği gibi en kötü ihtimalle arkadaş olur yola öyle devam ederiz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Kalbine Yaz (Dizi Tadında)
RomanceGözlerimiz birbirimizin gözlerinde özgürce gezinirken etkileyici bir ses tonuyla "Güzel olan sadece yüzün gülüşün sesin ya da yürüyüşün değilmiş" dedikten sonra ne demek istediğini anlayamamış gibi bakmam üzerine tebessüm edip sözlerine devam etti v...