........::::::::__Eylül__::::::::........
Aaa! Bilin bakalım ilerde kimleri görüyorum? Doktoru düşünceli bir şekilde koridorda yürürken görüp arkasından sinsice yaklaşarak "Günaydın doktor!" diye seslendiğimde itiraf etsin ki en az benim arkamdan "Eleanooor!" diye seslenilmesine korktuğum kadar korktu. Sakın aksini söylemesin yutmam!
Sesimle birlikte irkilerek hemen arkasını döndü ve garip bir ifadeyle de kaşlarını çatıp "Ooouuv! dedi. Böyle yapıp bir de üzerine gözlerini şehlalaştırınca telaşlanarak ne olduğunu sordum ama verdiği cevap yine "Ha ha haaa!" diyeceğim cinstendi çünkü başını kendisine gelmeye çalışır gibi sallamaya başlayıp "Gözlerimde bir kamaşma oldu. Bu pozitif enerjinin mi yoksa güzelliğinin etkisi mi onun bile ayrımını yapamayacak haldeyim. Sanırım etrafına olumlu elektrikler yayan hoşça bir kadın tarafından öpülüp kendime getirilmeye ihtiyacım var" deyince karın ağrısı anlaşıldı.
Yan yana yürümeye çalışırken elimin tersiyle şakayla karışık koluna bir tane patlatıp "Bence senin öpülmeye değil okkalı bir tokat yemeye ihtiyacın var. Ee! Anca..." dediğimde kolunu canının acıdığını belli edercesine sıkıca tutup "Teşekkür ederim ama şimdilik bu kadarı kâfi geldi" dedi. Ne tuhaf adam ya! Beni hem sinirlendirip hem de nasıl gülümsetiyor sahiden anlayamadım gitti.
"Ee! Hadi anlat bakalım!"
"Neyi anlatayım?"
"Meral onca zamandan sonra nihayet yoğun bakımdan çıkıp standart hasta odasında ikamet etmeye başladı. Onu ne zaman eve göndermeyi düşünüyorsun?"
"Uzunca bir süre daha göndermeyi düşünmüyorum"
Buraya kadar yüzüm gülüyor onunla şakalaşıyordum ancak Meral'i göndermeyi düşünmediğini söylediğinde yüzümdeki o neşeli ifade bir anda yok oldu. Umarım sağlığıyla ilgili bilmediğimiz önemli bir durum yoktur.
Bunu söylemesine sebep olan şeyi merak ederek "Neden? Son geldiğimde gayet iyi görünüyordu. Hatta Meral'in ameliyat sonrası beklediğinden çok daha iyi olduğunu söyleyen de sendin" dedim. Bana hâlâ öyle olduğunu söyledi. Şaşırmadım diyemem. Hâlâ öyleyse ne diye kızı burada tutmaya devam ediyor ki?
Şaşkınlığımı gizleme gereği duymadan "Ne değişti o zaman?" diye sorduğumda dudağını büzüp bakışlarını kaçırarak "Değişen bir şey yok. Sadece aklıma takılan bir şey var" dedi. Buralarda bir yerlerde bir kerpeten var mı acaba? Çünkü belli ki zor kullanmadıkça ağzından laflar gıdım gıdım çıkacak benim de sonunda dayanamayıp kafam atacak.
"Neymiş o aklına takılan şey?"
Yüzüme söylesem mi söylemesem mi der gibi bakmaya başladı. Çatlatma da konuş be adam! Bakışlarımla onu hadi dercesine iteklemeye çalışıp "Söylesene" deyince de neyse ki suskunluğunu bozdu ve gözlerime bakarken çok naif bir tavırla da "Meral taburcu olduğunda bir daha buraya gelmeyeceksin değil mi?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Kalbine Yaz (Dizi Tadında)
RomantikGözlerimiz birbirimizin gözlerinde özgürce gezinirken etkileyici bir ses tonuyla "Güzel olan sadece yüzün gülüşün sesin ya da yürüyüşün değilmiş" dedikten sonra ne demek istediğini anlayamamış gibi bakmam üzerine tebessüm edip sözlerine devam etti v...