38.Bölüm : Bugün hiçbir şey canımı sıkamaz

1.6K 115 80
                                    

........::::::::__Eylül / İzmir__::::::::........


"Biraz beklettik biliyorum ama bil bakalım bu kimin suçuydu?"


Arka koltuğa oturur oturmaz sözümü tamamlamak için işaret parmaklarımla Ahmet'i hedef gösterip "Tabii ki doktorun!" dedim. Herhalde onun olacak benim olacak değil ya! Ben efendi efendi onu karşılamaya gelmiştim ama o ne yaptı? Geldiği gibi onca insanın içinde romantik suni solunum yapmaya çalışıp beni de raydan çıkardı.


"Harika! Bir şey yapamadan hem azar işittim hem de zan altında kaldım"


Ahmet yanıma geçerek kapıyı kapatırken Kenan da aniden bize doğru döndü ve gözlerine inanamıyormuş gibi suratımıza tuhaf tuhaf bakıp "Vaaaoouuv! İkiniz de hiç değişmemişsiniz aynı bıraktığım gibisiniz. Siz yokken neler oldu neler! Hiç ne diye düşünmeyin çünkü asla tahmin edemezsiniz. Ela hastaneden çıktı ve sonunda ağabeyimle evlenip mutlu bir hayata yelken açtılar. Üçüncü Gürsoy'umuz da yolda! Hatırlarsanız siz tek Gürsoy'da kalmıştınız. Her neyse! Beni soracak olursanız eğer hâlâ Mine'yi istiyorum ama Hulki Bey dede bunca yıl geçmesine rağmen hâlâ söyle ailen gelsin torunumu usulünce istesinler öyle tamam derim deyip bu izdivaca yanaşmıyor. Bizimkilerin yaşları itibariyle ömürlerini hapishanede geçireceği gerçeği göz önüne alınırsa eğer bu benim battığım ve sittin senede geçse o battığım yerden çıkamayacağım anlamına geliyor. Ah! Ben bu küçük Şirine'yi sonunda kaçıracağım galiba bana başka şans bırakmadılar. Bu arada senin ufaklıkta doğdu büyüdü şimdi de liseye hazırlanıyor. Çok zeki çocuk hiç ebeveynlerine çekmemiş. Tabii siz ortalarda görünmediğiniz için vaktinin çoğunu benimle geçiriyor olduğunu da göz ardı etmemek lazım. O büyük bir artı sağlıyor haliyle" dedi. Ha ha haa! Bu da ne gıcık bir adam arkadaş bir de bana ömür törpüsüsün diyor. Halbuki evet çok beklettiniz de geç ne destan üstüne destan yazıyorsun!


"Yapma Kenan o kadar da bekletmedik abartmanın da bir dozu var yani"

"Ben Mine'nin iş çıkışında bile bu kadar beklemedim Pembe Panter neyin abartmasından bahsediyorsun sen"


Ahmet konuşmalarımıza gülüyor da benim hiç gülesim gelmedi. Bu yüzden de kollarımı öndeki koltuklara dayayıp aradan bakarken biraz gıcıklık yapmanın zararı olmaz diye düşündüm ve çaktırmadan Ahmet'e göz kırpıp "Kenan onu bunu bırak da bende acayip bir bilgi var. Haberin var mı bilmiyorum ama bence duyunca hoşlanmayabilirsin" dedim. Yola baksa da bir yandan da dikiz aynasından ne bilgisi dercesine bana bakıyordu. Biraz sessiz kalıp onu delirtmesem olmazdı.


"Eylül..."

"Efendim Kenancığım?"

"İşgüzarlık yapma da söyle ne söyleyeceksen!"

"Şu Mine'nin yolunun üzerindeki spor salonu var ya..."


Bunu der demez aynadan çok ters bir bakış attı. Güleceğim ama gülemiyorum. Kendisinin o salonun sahibi olan Bülent Hoca'ya ayrı bir garezi vardır da. İşte bizler de o garezi bilir ara sıra oradan vururuz Kenan Efendi'yi.


Ciddiyetini bozmadan "Şimdilik var! Bülü'nün salonu kısa bir zamana kadar kepenk indiriyor haberin yok herhalde" deyince şaşırmış gibi yapıp "Aaa aa! Neden?" diye sordum. Alacağım cevabı az çok biliyordum ve o da beni yanıltmayıp boynunu çıtlata çıtlata "Mekan sahibi sizlere ömür olacak pek vakti yok diyorlar. Kaynağımı yabana atma haber alıp alabileceğin en sağlam kaynaktır" dedi. Ahmet mevzuyu bilmediğinden dolayı ona inanarak büyük bir ciddiyetle "Neyi varmış ki?" diye sorup üzüldü tabii. Aman be doktor o iş başka üzme sen tatlı canını!

Beni Kalbine Yaz (Dizi Tadında)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin