51.Bölüm : Aşıklar Şehri ;)

626 65 71
                                    

Uzun bir bölümle geldim :) Bölümü okurken anlamsızca kısa gelirse ya da sahne alakasız bir sahneye geçerse büyük ihtimalle teknik bir sorun olmuştur sayfayı yenileyin ya da çıkış yapıp tekrar giriş yapın. Kontrol sırasında da başka hikayelere bakarken de bu tarz sorunlara denk geldim sizin de aklınızda olsun. Lütfen bölümü okuduktan sonra yorumlarınızı yapmayı da unutmayın malum okurla iletişim kuramadığımızda buraya hikaye eklememizin bir manası kalmıyor. Keyifli okumalar ;)

........::::::::__EYLÜL__::::::::........


Günler günleri öyle büyük bir hızla kovaladı ki hazırlıklardı provalardı derken sonunda tanıtım filminin çekimleri için start aldık. Ahmet ilk başta çok tepkiliydi ama bu süre içinde o da biraz olsun bu fikre alışmaya başladı.


Sadece benden istediği tek bir şey oldu o da çekim dahi olsa beni başka bir adamın yanında romantik bir tema içerisinde görmek istemediği için ne fotoğrafları göstermemi ne de tanıtım filmini ona izletmemi istememesiydi. Fikrini değiştirmek adına hiçbir şey söylemedim çünkü gerçekten de görmek istemediği belliydi. Ben de bu konuyu deşip onu istemediği bir şeye zorlamak istemedim.


Bu arada biz şu an Venedik'e ayak basmış vaziyetteyiz ama içim bir miktar buruk. Normalde Ahmet bize gelecekti ve birlikte vakit geçirdikten sonra bizi uçağa o bırakacaktı ama sabahın çok erken saatlerinde hastaneden çağırıldığı için maalesef bu isteğimizi gerçekleştiremedik. Aslında Ahmet açısından daha çok üzüldüm çünkü gitmeden önce bizi görmeyi çok istese de şartlar bunu yapmasına imkan tanımadı. Ne o gelebildi ne de biz ona gidebildik yani. Artık geri döndüğümüzde etrafında bir gönül alma turları atmam şart oldu.


Selim'in yönlendirmesiyle bizi çekim mekanı olarak belirlenen yerin yakınlarındaki bir eve yerleştirdiler. Açıkçası ev kiralanacağını bilmediğimden otelde kalacağımızı düşünmüştüm ama ne yalan söyleyeyim bu eve tek kelime ile bayıldım. İki katlı küçük ama çatı katı da olan harika bir ev. Manzara desen şahane o detaya sarf edilebilecek bir söz bile bulamıyorum. Resmen katla koy bavula getir İstanbul'a otur içine denilebilecek bir yer.


Sanırım burada geçecek olan üç günüm üzerimde rüya gibiydi izlenimi bırakacak. Anlayacağın tek eksiğim Ahmet ama neyse ki ona da görüntülü olarak ulaşma şansım var. Üç günlüğüne buna da şükür diyeceğiz yani.


"Eylül banyodan çıktın mı kızım?"


Bornozumun kuşağına fiyonk atarak "Çıktım anne!" deyip kapıyı açtım ve açar açmaz da annemi elinde kocaman bir çiçekle karşımda buldum. İster istemez gülmeye başlayınca o da haliyle niye güldüğümü anlayamadı. Birazdan anlatırım ben ona. En muzur bakışlarımla "Ne o gelir gelmez Venedikli beylerin radarına mı yakalandınız Belma Hanım?" dediğimde hemen tek kaşını kaldırıp içeriye girdi ve "Benim sinyal bozucularım var unuttun galiba" diyerek vazoyu pencerenin önündeki sehpanın üzerine bıraktı. Kimin annesi be!


"Babama ilk tanıştığınız andan itibaren mani olamayan sinyal bozucularından mı bahsediyorsun? Doğru çalıştıklarına emin misin?"


Yanına gidip pufa oturduğumda annem de bana doğru hafifçe eğilip "Belki de babanın yanındayken devre dışı bırakıyordum ne biliyorsun?" dedikten sonra yanağımı öptü ve "Sen giyin ben de bir Yiğit'e bakayım uyanmışsa yanına getiririm" diyerek kapıya doğru yürümeye başladı.

Beni Kalbine Yaz (Dizi Tadında)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin