26.Bölüm : Sana o ameliyat olmayacak demiştim!

1.4K 118 10
                                    

........::::::::__Eylül__::::::::........


"Eylül!"


Hastanenin önünde beklerken birinin bana seslendiğini duyup hemen arkamı döndüm. O tanıdık sesin Sinan'ın sesi olduğunu anlayınca da arabasının yanına doğru yaklaştım. Birbirimize merhaba dedikten sonra burada olma sebebim de haliyle merak uyandırdı. Ama ona hiçbir şey anlatamam ki. Hem anlatmaya çalışsam bile ne diyeceğim? Adam beni emrivaki yaparak ayağına kadar getirtti bendeniz de akıllı geçiniyorum ama yine de saf gibi tıpış tıpış geldim mi diyeceğim? Yok olmaz!


"Bende doktora ait bir şey var da onu getirdim. Acil lazımmış..."

"Keşke dışarda beklemeyip içeriye geçseydin. Bak sabah soğuğu çarpar fark etmezsin bile"

"Yok ya şimdi bütün hastaneye malzeme olmaya gerek yok"

"Olur mu canım öyle şey! Hadi gel o zaman otoparkta bekle zaten Ahmet'te birkaç dakika içinde gelir"

"Otopark mı? Sorun olmasın"

"Yok olmaz güvenlikle konuşurum ben"

"İyi tamam o zaman. Teşekkür ederim"


Sinan'ın yardımıyla doktorlara ait olan otoparka girip elimde sıkı sıkıya tuttuğum paketle beklemeye başladım. Buraya da hangi akla hizmet geldim bilmiyorum ama gelmemiş olsaydım da bütün gün ne oldu ne bitti telaşından helak olacaktım. Şimdi en azından bir sorun olup olmadığını kendi gözlerimle görebileceğim.


Sabırsız bir halde beklerken Sinan'ın dediği gibi birkaç dakika sonra doktorun arabası da otoparkın girişinde göründü. Of! Gerildim mi ben? Keşke paketi park yerine bırakıp gitseydim diyeceğim ama o zamanda insanlar hastane otoparkında şüpheli bir paket var diye ortalığı birbirine katardı. Sonra da güvenlik kamerasından tespitti oydu buydu derken besbeter rezillik olurdu.


Arabası bana doğru yaklaştıkça manasız bir heyecana kapıldım. O da gözlerini üzerimden ayırmıyor. Sanki beni gördüğüne inanamıyormuş gibi bir hali var. Valla o İzmit'e geldiğinde de ben kendimden şüphe etmiştim. Her şey karşılıklı yani idare etsin. Of! Emanetini versem de hemen gitsem şuradan hiç böyle olacağını tahmin etmemiştim. Arabası da tam park yerinin önünde durdu. Girip doğru dürüst park etsene be adam dememek için kendimi zor tuttum.


Bir süre olduğu yerden o bana ben de ona baktım ama sonra birimizin artık bir tepki vermesi gerektiğini düşündüğüm için boşta kalan elimi belime koyarak "İnmeye niyetin yok herhalde!" dedim. Sanki bu söylediğim onu uyandırmıştı. Hiçbir şey demeden arabasını park ettikten sonra dışarı çıkıp yanıma doğru geldi. Niye böyle olduk anlamadım ama o yüzüme bir garip bakıyordu bende saçma sapan atan ayarsız kalbime "Ee! Sen de bir düzene girsen mi artık" diyordum.


Nihayet bana "Gelmişsin" diyerek sessizliğini bozdu. Onun bu gözleri ışıl ışıl bakan halini izlerken aniden kendime gelip elimdeki paketi uzatarak sanki burada olma sebebim bir tek oymuş gibi "Ceketini getirdim. Hani beni buraya getirmeye mecbur bıraktığın ceket!" dedim. Hayda! Yine gülümsüyor. Kaşlarımı çatarak bunda gülünecek neyin olduğunu sorduğumda elimdeki paketi alıp "Kargo ile gönderirsin diye çok korktum" dedi. Kahretsin! Bunu söylemez diye umut ediyordum. Kıvır Eylül kıvır!


Dudağımı büzüp başımı da umursamaz bir tavırla başka yöne çevirirken ceketi kargoya vermenin aklıma gelmediğini söyledim. İnanırsa tabii. Yalan yok ben olsam asla inanmazdım. Bir gün gerçekten çarpılacağım. O değil de neden bana birazdan saçma sapan bir şey yapacakmış gibi bakıyor onu anlamadım. Hayır yani çok alıştı ani ataklar yapmaya sonunda alacak boyunun ölçüsünü oturacak aşağıya!

Beni Kalbine Yaz (Dizi Tadında)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin