53.Bölüm : Sen başlattın Atahan...

650 61 52
                                    

........::::::::__EYLÜL__::::::::........


Aile büyüklerimizin tebriklerini ve mutluluk dileklerini aldıktan sonra dev ekranda sadece bizim gençler kaldı. Laf lafı açtığı sırada yüzüğümün Meral tarafından tasarlanıp babası tarafından da gerçeğe dönüştürülmüş olduğunu öğrenmem bir yana Ahmet'in de her aşamasında bulunması hatta son temizlemelerini de kendi elleriyle yapması öğrendiğim en hoş detaylardı. Gerçekten de hiç beklemediğim aklıma bile gelmeyecek şeylerle uğraşılmış. Keşke benim de tüm bunlara karşılık gelebilecek bir şeyler yapma şansım olsaydı da Ahmet'te şu an kendisini en az benim hissettiğim kadar özel hissedebilseydi.


Tabii tatlı tatlı başlayan sohbetimizin kaçınılmaz bir şekilde "Nasıl oyuna geldin Eylül ya!" tadında sevimsiz bir konuya geçiş yapması da uzun sürmedi. Her kafadan bir ses çıkarken sağ olsunlar pek de eğlendiler doğrusu. Baktım olayın makarası ortamı epey bir şenlendirdi hemen araya girip kendimce durumu toparlayarak "Bence o kısımları hiç hatırlatmayın çünkü daha yeni sakinleştim bir anda plağı geri sararsam bu Ahmet açısından da benim açımdan da hiç iyi olmaz. Rica edeceğim bana dırdırcı damgası vurdurmayın daha ilk günden şiddetli geçimsizliğin temellerini atmayalım" dedim.


O sırada Ahmet'te salonda kalan son sandalyeyi masanın arkasından alırken bu konuşmalar sebebiyle sessizliğini koruyamayıp "Mevzunun amacından saptığını anladığı anlarda "Konuya geri dönecek olursak eğer!" diyerek araya giren Tolga'nın acil müdahalesine ihtiyaç duyuyorum. İzmir beni duyuyor musun?" diyerek yanıma geri döndü. Suçunu biliyor hemen "Houston beni duyuyor musun? Bir el at gözünü seveyim" yöntemine başvuruyor tabii.


Gülüşmeler eşliğinde sandalyeyi yanıma koyup oturduktan sonra tuttuğu elimle beni de oturmam için yönlendirince ben de bacağına oturup "Hadi bizim kızlar sever böyle romantizm kokan alengirli işleri o bir derece anlaşılır bulunabilir ama en çok Selim ile Tolga'dan beklemezdim biliyor musunuz?" diyerek düşmeyeyim diye de kolumu boynuna sardım ama elini belime dolayıp bana yan gülüşlü hoş bir bakış atsa da lafımın devamını unutmadım. Oturduğun yerden göz süzüp kafa karıştırma doktor!


"Yahu siz ikiniz aklı başında sağduyu sahibi çoluklu çocuklu adamlarsınız ne diye uyuyorsunuz bunların aklına? Baktınız kanları kaynadı kantarın topuzunu kaçırıyorlar ağırlığınızı ortaya koyup sinir katsayımı yükseltmeyecek fikirler ortaya atsanıza. Adam aylardır bu olayın alt yapısını yaparak üzerime oynayıp durmuş ben de saf saf tuttuğu oltanın ucunda sallanıp durmuşum"


Onlara dedim ama böyle söyleyerek de ben kendi kendimi yükselttim iyi mi! Afakanlarım ayaklanmaya başlayıp Ahmet'e yan yan bakarak "Bak yine sinirimi bozdun ya!" dedikten sonra küçük bir sarsıntı geçirdik çünkü o bana ağına pıtırcık düşürmüş çapkın bakışı atarak "Baş başa bir kalalım canıma okurken alırsın sinirini" diye fısıldayınca ben de bir şey yapmadan duramadım ve bacağında oturduğum detayını bir anlığına unutup dizini iki parmağımın arasında sıkıştırıverdim. O hissettiği acının verdiği refleksle sıçrayınca haliyle ben de First Lady duruşumu koruyamadım.


Neyse ki o anlarda internet bağlantısı sebebiyle ekranda bir donma yaşanmış da bu hallerimiz görülmedi. Ben de içten içe neden söylediklerimize herhangi bir cevap gelmiyor diyordum. Sık sık kopan bağlantının düzelmesini beklerken az önceki yerlerimize geri oturup Ahmet'in ceketine bulaştırdığım simleri temizlemeye başladım. "Hiç uğraşma Eylül sen ve simlerin iliklerime kadar işlediniz" dediği sırada tam gülerken gözüm Kenan'a takılınca durgun halini garipsedim çünkü konuşmalara da tuhaf bir şekilde katılım göstermedi. Halbuki her lafın arasına girip sohbeti benimle birlikte domine etmesi gerekirdi.

Beni Kalbine Yaz (Dizi Tadında)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin