BÖLÜM-42-DERİN NEREDE

33.6K 1.2K 154
                                    

Kuzey'den

Teslim işini hallettikten sonra hep beraber ana binaya dönüyorduk.Derin'de son zamanlarda bir farklılık var gibiydi ne zaman ona yaklaşsam benden korkuyormuş gibi kendini refleks olarak geri çekiyordu.Böyle davranmasının sebebinin yaptığımız işlerden dolayı olduğunu düşünüyordum.

Arkamızda bizi takip eden 3 Jeeple beraber kavşaktan sola döndük.Kendimi fazlasıyla yorgun hissettiğim için arabayı Toprak kullanıyordu.Kaşlarımı çatarak camdan dışarıya baktım,puslu bir hava vardı.

Aynı anda ikimizin telefonu da çalmaya başladı.Toprak ile göz göze geldikten sonra cebimden telefonumu çıkarttım.Demir arıyordu.

"Efendim Demir,bir şey mi oldu ?"

"Abi çabuk binaya dönün burada işler karıştı acele edin."

Kaşlarımı sinirle daha da çattım.

"Ne halttan bahsediyorsun? Derin iyi mi ?"

Aklıma tek gelen Derin'in başına bir şey gelmiş olmasıydı.

"Kuzey,Derin kaçtı."

Telefon avucumdan kayıp dizlerimin arasına düştü.Aralanan dudaklarımdan nefes almaya çalışıyordum ama boşuna çabalıyor gibiydim.Toprak telefonunu kapatıp bana döndü.

"Derinle ilg-"

Bağırarak arabanın önüne vurdum.

"Sikeyim kapa çeneni de sür şu arabayı!"

Kendimi tutmalıydım,kendimi tutmalıydım.Bu işte bir yanlış anlaşılma olmalıydı yoksa böyle bir şey yaşanmazdı.Bir kaç dakika sonra çoktan binanın önüne gelmiştik.

Jeeplerinden inenler arabalarının önünde başlarını eğmiş beni bekliyordu.Kapıdan sorumlu güvenlik korkuyla Demir'e bir şeyler anlatıyordu.

Etraftaki herkes çıt çıkartmadan beni izliyordu.Arabanın kapağını hızla kapatıp koşar adımlarla Demir'e yaklaştım.Yakasından kavrayıp havaya kaldırdığımda ayakları yere değmiyordu.

"Derin nerede Demir ?"

"B-bilmiyorum abi yemi-"

Kükrer gibi bağırıp Demir'i asfalt yola fırlattım.İnleyerek yere çarptı.

"Son kez soruyorum Derin nerede?"

Gözlerimin içine baktı ama verecek bir cevabının olmadığı belliydi.Kafamı sinirle sallayıp güvenliğe döndüm.

"Kuzey Bey,Derin Hanım bana sizin yanınıza gittiğini söyledi.O öyle deyince mecburen çıkışına izin vermek zorunda kaldım."

Sinirle soluyup gözlerimi kapattım.Belimdeki silahı çıkartıp güvenliğe doğrulttuk.Etraftakilerden bir uğultu yükselmişti.Tetiği çekeceğim sırada silahın ucunu havaya kaldırıp iki el ateş ettim sinirle.

"Neyi bekliyorsunuz sizi aptallar? Derin'i bulmadan buraya dönmeye cüret etmeyin hepinizi nefes aldığınıza pişman ederim."

Öfkeyle parlayıp binaya girdim.Toprak ve Demir de arkamdan geliyorlardı.Merdivenleri hızla çıkıp odamızın olduğu kata geldim.Kimse benim yüzüme bakmaya cesaret edemiyordu.

Odaya geldiğimde kapının kilitli olduğunu gördüm.Bir kaç adım geri gidip hızla omzumu kapıya geçirdiğimde kilit kırılmış ve kapı açılmıştı.Odanın içinde ondan bir iz bulmaya çalıştım.Banyoya,lavaboya yatağa her yere bakmama rağmen arkasında gitmesine sebep olan şeye dair bir şey bırakmamıştı.

Dolabı açıp Derin'in kullandığı tarafa baktım.Yanına hiç bir kıyafetini almamıştı.Demek ki bu planladığı bir şey değildi.Bir anda buradan kaçmasına sebep olan şey ne olabilirdi?

Kapının eşiğinde beni izleyen Demir konuşmaya başladı.

"Esra az önce Derin'in buradan kaçmadan hemen önce senin odana girdiğini söyledi."

Esra benim odamın olduğu katla ilgilenen kızdı.Derin'in benim odamda ne işi vardı ? Yoksa..

Koşarak odadan çıkıp odamın olduğu kata çıkmaya başladım.Esra korkuyla beni izliyordu.

"Doğru mu ? Derin en son benim odama mı girdi ?"

Kız utançla kafasını aşağı yukarı salladı.

"Seni neden bu işte tutuyorum ben söylesene? Benden habersiz kuş uçmayacak burada demedim mi !"

Esra titremeye başlamıştı.Onu önümden itip odama girdim.Duraksayıp gözlerimi yumdum.Kokusu buradaydı.Gerçekten de odama girmişti ve gireli çok olmamıştı.Masamın üzerindeki eşyalar dağılmıştı.Koltuğa oturup o dosyanın olduğu çekmeceyi açtım.

"Kahretsin !"

Masaya yumruğumu geçirip alnımı avuçlarım arasına aldım.Sinirden damarlarımın patlamak üzere olduğunu hissedebiliyordum.Onun için hazırlanan dosyayı bulmuştu.Ben şimdi nasıl bir açıklama yapıp Derin'i döndürebilirdim ki ? Bana tekrardan inanmak isteyecek miydi ?

****

Elimdeki kadehe biraz daha votka ekledim.Kapanmak üzere olan gözlerimi karşımdaki adama çevirdim.

"Kuzey Bey kameraları inceledik siyah bir bmw ile kaçtığını bulduk.Araba Egemen Miroğlu üzerine kayıtlı.Bir süre anayola kadar ara yollardaki kameralardan takip ettik ama ne yazık ki anayoldan sonrasını görmemiz mümkün değil."

Biten votkanın yenisini doldurdum.

"Bütün uçak tren ve vapur biletlerine,hastanelere ve karakollara baktırdık ama ne Derin Arslan adına ne de Egemen Miroğlu adına herhangi bir kayıt da bulamadık.Yurt dışında dedesini takip ettirdiğimiz adamlardan aldığımız bilgiye göre Derin Hanımın dedesi bir anda gözden kaybolmuş."

Elimdeki votka şişesini bağırarak yere fırlattım.Neden kaçtın Derin benden? Ben senin gözlerine bakmaya kıyamıyorken sana böyle bir kötülüğün yapılmasına izin verir miydim?

"Çıkın."

Adamlar çıktıktan sonra odada Toprak ve Demirle yalnız kalmıştık.

O kadar çok içmiştim ki ayakta durabilecek gücüm yoktu.

"Nasıl inanır buna Toprak? Onu öldüreceğimi aklının ucundan nasıl geçirebilir?"

Titreyen çenemi tutmaya çalışıyordum.Boğazımdaki düğüm her saniye daha da büyüyordu.

"Çok büyük kaybettim.Daha önce hiç bu kadar acı bir mağlubiyetim olmamıştı."

Sarsılarak koltuğa yaslandım.Çocuklar gibi ağlamamak için kendimi sıkıyordum.Benim hayatımı,amaçlarımı her şeyimi değiştiren Derin'di.Bu gördüğüne nasıl inanırdı? Benim bile aklımdan çıkıp gitmişti bu dosya.

Acı çeken bedenimi ayağa kalkmaya zorladım.Yumruk yaptığım ellerimi duvara geçirdim.Daha da hızlı.Daha da hızlı.

Demir ve Toprak koşarak beni durdurmaya gelmişti.

"Nasıl,nasıl inanır böyle bir şeye? Nasıl?"

"Sakin ol Kuzey şu an yapmamız gereken onu bulmak.Kendine zarar verme."

"Sikeyim nasıl inanır Toprak ?"

Sarhoş halimle bile beni durdurabilecek güçte değillerdi.Yumruk atmayı bırakıp kafamı yukarı kaldırdım.Nefes almaya çalışırken odaya gürültüyle birileri girdi.

"Sanırım Derin'den bir iz bulduk."

KUZEY (+18) Düzenleniyor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin