BÖLÜM-35-EVLİLİK

68.7K 1.3K 178
                                    

Medya : dağ evi

Derin'den

Ellerimi teslim olmuş gibi havaya kaldırıp adamdan tarafa döndüm.Kaşlarını çatmış,sıkı sıkıya silahına sarılmıştı.Oldukça uzun ve iri yapılı bir adamdı.Ayağındaki çizmeler bahçesiyle ilgilenen bir adam imajı vermişti.

"Kimsin ve neden buradasın?"

Tükürür gibi sormuştu.Tam cevap vereceğim sırada belimde bir el hissettim.

"Ozan,sana bahsettiğim kız arkadaşım bu.Derin."

Burnum Kuzey'in kokusuyla dolarken onun kollarında nihayet rahat bir nefes alabilmiştim.Birbirlerini tanıyorlardı demek ki.

Adam bir anda silahını şok içerisinde indirdi.Suratı mahçup olmuş bir ifadeye bürünmüştü.

"Özür dilerim Kuzey Bey,bana buraya geleceğiniz bilgisi verilmemişti.Sizin evinizde bir yabancı olduğunu görüp geldim."

Silahını belinin arkasına yerleştirdi.

"Özür dilerim Derin Hanım fakat bilginiz olsun diye söylüyorum daha önce hiç bir kadın beni yere serememişti."

Kuzey keyifle gülümsedi ve kolları beni daha sıkı sardı.Adam çıktıktan sonra bir süre pencereden etrafı kolaçan etti ve yanıma geldi.

******

"Yani çocukluğunuzdan beri arkadaşsınız?"

"Aynen öyle güzelim."

Kuzey ile mutfakta yeni aldığı şaraptan içiyorduk ve ben aklımdaki bütün soruları soruyordum.Demir ve Toprak'ın kim olduklarını öğrenmiştim.Kadehi ona doğrultup kaşlarımı çattım.

"Benden yedi yaş büyük olmana rağmen nasıl hala üniversite son sınıftın?"

Gözlerini yumup içten bir kahkaha attı ve uzanıp saçlarımı okşadı.

"Seni çok uzun zamandır takip ediyorum ve emin ol bazı bağlantılarla okuduğun okulda okuduğun sınıfa kayıt yaptırmak hiç de zor olmadı."

Donakalmıştım.İçtiğim şarap boğazımdan geri gelmişti sanki,öksürmeye başladım.

"Benden büyük olduğunu anlamıştım.Yüz hatların daha olgun duruyor.Gerçekte neyden mezunsun?"

"İktisat."

CEO olduğu şirkete okuduğu bölümden girmişti.Kuzey'e olan hayranlığım her defasında daha da artıyordu.O an ortamdaki donukluğu atmak için yerimde kıpırdandım ve ona doğru eğlip elimi çeneme koydum.

"Senin benim hakkında merak ettiklerin neler?"

Gözlerimin içine bakıp gülümsedi.

"Sevgilim,senin hakkında her şeyi biliyorum zaten.Ama.."

"Ama ne ?"

Muzipçe baş parmağını dudaklarımda gezdirmeye başladı.

"Ama belki neden bu kadar güzel olduğunu yatak odamızda anlatmanı isteyebilirim."

Uzanıp kollarını bacaklarımın arasından geçirdi ve kucağına aldı.Başımı göğsüne yasladım.Yatak odasına geldiğimizde beni usulca yatağa bıraktı ve üzerindekini çıkartıp yanıma uzandı.Beni göğsüne doğru çekti ve başıma bir öpücük kondurdu.

"Bugün yorucu bir gündü senin için ama kollarımda her zaman güvendesin.Güzelce uyu sevgilim."

1 hafta sonra

.

"Anne,neden biz de gelemiyoruz ?"

Annem o upuzun ipeksi saçlarını taradıktan sonra tarağı komidine bıraktı ve bana döndü.

"Güzel kızım ne konuştuk seninle? Ağabeyin ve sen evde kalacaksınız.Anne ve babanın kısa bir işi var halleder halletmez hemen döneceğiz ve seninle oyun oynamaya devam edeceğiz odanda."

Dünya üstü bir güzellikle parlıyordu güzel yüzünün silüeti.

"Peki odama Egemen'in odasındaki gibi çadır da alacak mıyız ?"

"Alacağız tabi,en büyüğünden hem de."

Sevinçle ellerimi birbirine vurdum ve kahkaha atmaya başladım.Annem uzanıp beni kucağına aldı ve yanaklarımdan öptü.O sırada odaya babam gelmişti.O da eğilip öptükten sonra el ele tutuştular ve odadan valizleriyle beraber çıktılar.

Ben de arkalarından çıktığımda koridorun ucunda Egemen'i gördüm.Elinde oyuncak ayısıyla onların merdivenden inişini izliyordu.Annem ve babamın evden gideceklerini öğrendiği her seferinde kavga çıkartıyordu.Annemlerin arkasından koşarak merdivenlerden indim.Egemen de sessizce arkamdan geliyordu.Evin ana kapısını açıp arabanın bagajına valizlerini yerleştirdikleri sırada annem bana el sallıyordu.Sevinçle ona el sallarken kulakları sağır eden bir ses duyuldu.Babam kanlar içinde yere serilmişti.Annem yüzündeki gülümseme dönmüş bir şekilde sesin geldiği yöne döndü.Bir ses daha.Annem elini kalbine doğru götürdü.Dizlerinin üstüne doğru çöktü ve ardından yere yığıldı.

"ANNEEEE !!!!"

Yanağımda bir el hissettim.Biri adımı haykırıyordu.Yavaşça gözlerimi açtığında Kuzey ile yatakta olduğumu gördüm.Yine aynı kabusu görmüştüm.Kuzey beni kucağına almış uyanmam için çabalıyordu.

"Aynı rüya mı ?"

Yere bakarak başımı salladım ve başımı göğsüne gömdüm.Beni daha da sıkı tuttu ve örtüyü üzerimize çekti.Gözlerim kapanmaya başlamıştı.

Sabah uyandığımda gözlerim Kuzey'i aradı ama odada değildi.İrkilerek üzerime sabahlığımı aldım ve önünü bağlarken merdivenlerden koşar adım inmeye başladım.Salonda görünmüyordu.Mutfağa döndüğümde vazonun içinde koca bir demet beyaz gül gördüm.Beyaz gülleri sevdiğimi biliyordu.Gülleri uzanıp koklayacakken içinde bir zarf gördüm.

"Güllerin prensesine ne kadar gül versen az,senin kadar masum.Senin kadar beyaz.Bahçede bu prensesi bekliyor olacağım.

-Kuzey."

İçim kıpır kıpır olmuştu.Sevinçle gülümseyerek bahçeye çıktığımda Kuzey'i masa düzenlerken buldum.Harika bir kahvaltı hazırlamıştı ve bir plak getirmişti.Benim geldiğimi görünce elimdeki nota bakıp gülümsedi.

"Uyandın demek."

Alnıma bir öpücük kondurdu ve önümde eğilip elini uzattı.

"Bu dansı bana lütfeder misiniz hanımefendi?"

Kıkırdayarak elimi elinin üzerine koydum.

Amy winehouse-back to black çalıyordu.Nazikçe belimden kavradı ve beni etrafımda tam bir tur döndürdü. 

Kulağıma eğilip fısıldadı.

"Seni bir ömür bekledim ama değdi.Hiç bir zaman bu kadar güzel bir zaferim olmamıştı,bana verdiğin her şey için minnettarım;sevgin,gülüşün,cesaretin,masumluğun."

Kalbim deli gibi atıyordu.Burnuma bir kar tanesi düştü.Kar yağmaya başlamıştı.Buraya geldiğimizden beri ilk defa...

"Seninle her şeyin daha fazlasını istiyorum,bir değil iki hayatım olsun istiyorum."

Montunun cebinden siyah süet bir kutu çıkarmıştı.Heyecandan dilimi yutmak üzereydim.Eğilip dizinin üzerine çöktü.Kalbim duracaktı.

"Hayatını benim hayatımla birleştirir misin?"

Kutuyu açtı.

"Benimle evlenir misin güzelim?"

KUZEY (+18) Düzenleniyor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin