BÖLÜM-9-KAVGA

71.3K 2K 79
                                    


Derin'den

Sabah masada dedemle kahvaltı ederken kapıda Egemen gözüktü.Üzgün, kızgın hatta ağlamak üzere gibiydi. Neşesiz bir şekilde yanıma oturdu.

Dedeme ne olduğunu sormak için döndüğümde onun da Egemen'den farksız olduğunu gördüm.Bir şeyler oluyordu ya da olmuştu.

"Beyler, ne olduğunu anlatacak mısınız ?" Çatalı tabağıma bıraktığımda çıkan ses dikkatleri üstüme çekmişti.

"Düşünme sen böyle şeyleri prenses,  şirketle ilgili." Dedeme döndüm.

"Ağabeyin doğru söylüyor kızım,  sen tabağındakilerle uğraş."

"Egemen, söyler misin? Benim de bilmeye hakkım var.Ben de kendimi aileden sayıyordum."

Egemen'in kaşları anında çatılmıştı.Benden tarafa döndü.

"O nasıl söz güzelim,  bir daha duymayayım.Senin güzel kafanın gereksiz şeylerle meşgul olmasını istemiyorum."

"Halinizden pek gereksiz şeylermiş gibi durmuyor ama."

Benim tanıdığım Egemen üstüne bu kadar geldikten sonra kesinlikle her şeyi öterdi.

"Ben Amerika'dan dönerken işleri oradaki bölge şefimize devretmiştim.Adam gelen ödeme dekontlarını görmemiş.Yurt dışından ihraç edeceğimiz ürünler başka bir firma tarafından satın alınmış."

Dediklerini aklımda canlandırmaya çalışıyordum.

"Kötü bir şey bu değil mi?"

"Herhalde yani.Satılacak tüm ürünler anlaşmayı fes ettiren tarafa geçmiş oluyor.Ki bu da bize bir şey kalmadığı anlamına geliyor.Şirket batmak üzere."

Tamam her şeyi anlatmıştı ama bu kadar kötü durumda olduğumuzu bilmiyordum.
İlk kaşlarım çatıldı sonra dedem konuştu.

"İş başa düştü.Saat on bir gibi hazırlanan uçakla yurt dışına çıkacağım.Şirket için yeni bir kapsamlı projeye destek veren firma bulmam lazım."

"Peki ne kadar sürecek?" Umudum az olmasından yanaydı.

"En ufak bir fikrim yok.Bir yılı geçmeyeceğini düşünüyorum.Ben yokken her şeyden haberdar olmak istiyorum çocuklar.Sende her gün arayıp hakkınızda rapor vereceksin Egemen."

"Baş üstüne." Dedikten sonra herkes tabağına döndü.Dudağım hüzünle bükülmüştü.

"Derin, yapma böyle güzel kızım.Ayrılmıyoruz ya.Sizin için gideceğim, sizin geleceğiniz için."

"Dedem haklı Derin, adamı daha fazla üzme yoksa bende giderim." Bunu üzülmemem için söylediğini biliyordum.Anında kolunu tuttum Egemen'in

"Hayır, lütfen." Anlayışla bakıyordu gözlerime.

"İkinizin de gitmesini istemiyorum ama siz daha iyi bilirsiniz."

Gözlerini kısarak gülümsedi dedem. Egemenle dedemi taksiye yerleştirdikten sonra ona veda ettik ve ben okula, Egemen işe gitmek üzere evden çıktık.

Egemen işe geçerken beni de okula bırakmıştı.

Sınıfa girdiğimde sıramın boş olduğunu görmemle rahatladım.Geçen blok dersin ardından Kuzey'in gelmeyeceğini anlayıp sıraya yayılmıştım.

Hoca çıktıktan sonra başımı sıranın üstündeki çantaya koyup uyumaya hazırlanırken Emre, Kayra ve Nilay yanıma gelmişti.

"Uyuyan güzel, prensini bekleme seni kimseye kaptırmayız."

Emre dalga geçerken gülerek kalktım.Nilay'ın aklına bir şey gelmiş gibi birden doğruldu.

"Emre benim telefonum dün sende kaldı galiba çıkışta almam lazım."

Emre başıyla onayladı.

"En son ödevi tamamladıktan sonra ikimizin telefonunu da şarja sokmuştum."

Nilay Kayra'ya döndü.

"Kayra ya telefonunu versene okul whatsapp grubunda ne konuştuklarına bakamadım dün."

Kayra'nın kaşları çatılmıştı.

"Kızım uğraşmam ben öyle şeylerle, ekli değilim ben."

"Meraksız.." belli belirsiz mırıldanmıştı Nilay.

Ezgi birden konuyu en başından dinliyormuş gibi bizden tarafa döndü.

"Arkadaşınız için üzüldüm,  Selen'den böyle bir şey beklemezdim."

"Ne saçmalıyorsun Ezgi sen ya ?"

"Derin,  görmediniz galiba siz gruptaki resimleri."

Hepimiz anlamaz gözlerle birbirimize bakarken Nilay ile göz göze geldik ve aynı anda koşarak sınıftan çıktık.

Üst kattaki tuvalete koşarak girdik.Ve olduğum yerde kaldım.Okulun tikilerinden olan kızlar Selen'i kıskaçları arasına almış ağlatıyorlardı.

"Hey hey hey ne oluyor burada ben o boyadan katmanlaşmış suratınızı dağıtmadan söyler misiniz yoksa bir pasta cila çekeyim mi ?"

Sinirlenince beynim konuşma senaryosunu kendi kendine hızla yazıyordu.

Sarışın aptal olan kız ağzındaki sakızı geverek arsız arsız sırıttı.

"Bilemiyorum ama belki onun anlatacak yüzü yoktur biz de anlatabiliriz. Arkadaşınız sevgilime yaklaşırken bu korumacılığınız neredeydi ?"

Tıslayarak nefes alıp veriyordum.Nilay kolumu tutup geri de kalmam için uğraşıyordu.

"Bana bak sürt-"

"Yok bilemedin , sürtük olan tam olarak bu kız."

Gözleriyle Selen'i işaret ediyordu.Selen benim çocukluk arkadaşımdı ve ondaki duygusallık kimsede yoktu.Biri kötü giyindiğini bile söylese tüm gün oturup buna ağlayabilirdi ama küçükken beni mahalle dayağından çok kurtarmışlığı vardı.

Öne doğru atıldım ve sarışının burnu ile kaşları arasına hızlı bir yumruk indirdim.Bir kaçı bunu görünce kaçsa da yanında kalanlar vardı.

Bana en yakın olan kız üstüme doğru hızlandığı anda yan tarafa çekildim ve kolunu arkadan büküp sırtına tekme attım.

Onunla uğraşırken fark etmediğim bir tokat dudağımın kenarında bitmişti. Ağzıma gelen kan birikintisini suratına tükürdüm ve biçimsiz suratına kafa attım.

Onu da hallettikten sonra Nilay'ı dövmeye çalışan kız onu bırakıp benim yanıma koştu.Çelmeyi takmamla yere kapaklanması bir olmuştu.

Asıl kız ise yerde tiksintiyle bana bakıyordu. Lavabonun kenarlarına tutunarak ayağa kalktı.

"Bunu yanınıza bırakmayacağım, bu böyle bitmedi."

"Ah Nilay duydun mu ? Ben korkudan ağlayacağım galiba.."

Yanımızdan geçip gitti.Selen yere oturmuş dizlerini kendine çekmiş hıçkırarak ağlıyordu. Saçlarını yüzünden geriye çektim.

"Ne oldu Selen, kim bunlar, ne diyorlar ?"

Hıçkırmaktan doğru dürüst nefes alamıyordu.

"Ben yapmadım Derin.Doğru değil,  yemin ederim doğru değil. Sen bari inan bana, yalvarırım Derin ,biri inansın bana.."

KUZEY (+18) Düzenleniyor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin