Mutfaktaki masanın başında çaresizce oturuyordum.Önümdeki kahvaltı tabağına bakmamaya çalışsam da midemdeki kıpırtıyı hissedebiliyordum.En ufak koku midemi alt üst etmeye başlamıştı.Memnuniyetsizlikle tabağı ittirip karnımı tutarak sandalyeden kalktım.Kuzey sadece evin dışına adam dikmişti ama içerdeki işlere bakan kimse yoktu.Haftanın belirli günleri gece ben uyuduktan sonra birileri gelip temizliyor ve kalktığımda her yeri tertemiz buluyordum.
Bu onun dilinde yanına kimse yaklaşamaz demekti.Son yaşanan olaylardan sonra aramızda tuhaf bir bağ vardı.Ona ne zaman yakınlaşmak istesem sanki benden uzaklaştığını hissediyordum.Bu his yüzünden de vazona yakınlaşmaktan vazgeçiyordum.Bir kaç haftadır da sanki ev arkadaşlarıymışız gibiydi.Kuzey eve geç dönüyor,o geldiğinde yatakta uykuya dalmak üzere oluyordum.Örtünün altında yanıma kıvrılıp boynumdan öpüyor ve o çok hafif olan uykusuna dalıyordu.Geceleri lavaboya kalktığımda yatakta doğrulup beni bekliyor,döndüğümde o da tekrardan uykuya dalıyordu.
Sürekli boş kaldığım için bahçeyle ilgilenmek istemiştim ve Kuzey'e ıvır zıvır aldırtmıştım.Demir mutlaka iki günde bir yanıma uğrardı ve beraber bahçe işlerini yapardık.Yeni açan kasımpatılarımla ilgilenirken o da çok mutlu olurdu.Yatak odasına çıkıp üzerimi değiştirdim.Karnım iyice büyümeye başlamıştı ama belli olmaması için elimden geldiğince bol şeyler giyiyordum.Giydiğim tulumun üzerini ilikleyip aşağı indim.Merdivenden inerken zil çalmıştı.Gülümseyerek kapıyı açtım.Demir gelmişti.
"Günaydın kraliçe Elizabeth'im.Bugün nasılsın acaba?"
Yüzündeki gülümsemesi gittikçe büyüdü.Ellerinde yine bahçe için malzemeler vardı.
"Gel hadi,geç."
Gülümseyerek kapının önünden çekildim ve salona girdi.Bahçeye salon kapısından geçiliyordu.Evin arkasında,gölete yakın yeşillik dolu bir bahçe yapmıştık.Ufak dekorlar bile eklemiştik,bu haliyle oldukça huzurlu bir yer olmuştu.Ev gibi hissettiriyordu.
Demir bahçeye geçer geçmez yine ilk iş kasımpatıların yanında yere çöktü.
"Şunların güzelliklerine bak,ne kadar da büyümüşler hemen."
Karşısında yere çöküp dizlerimi toprağa dayadım.Gülümsemem tüm yüzüme yayılmıştı.Anne edasıyla çiçeklere bakmak insanın içini hoş ediyordu.Başımı sallayıp onayladım.Çok hızlı büyüyorlardı,karnımdaki bebeğim gibi.
Demir nazikçe kasımpatıları sulayıp diplerini küçük çapayla çapaladı.Onun çapaladığı yerdeki toprakları eşitçe köklerine yedirdim.Yanımızdaki ormandan gelen kuş sesleri gittikçe artıyordu.Elindeki çapayı bıraktıktan sonra başını kaldırıp bana baktı.
"Yenge sen biraz kilo mu aldın?"
Bakışları önce yüzümde sonra yavaşça karnımda gezindi.Bir kaç gündür bu soruyu sormak üzere olduğunu hissedebiliyordum.Heyecanla bakışlarımı kaçırıp çiçeklere döndüm.
"Hep evdeyim ya,almış olabilirim."
Bir şeyler mırıldandığı sırada yanımdan kalktı.Kafamı kaldırıp ona baktığımda bahçe kapısına doğru yönelmiş ve gülümsemesinin tüm yüzüne yayılmış olduğunu gördüm.Başımı arkama doğru çevirdim.Kuzey gelmişti.
"Sen çık Demir,ben ilgilenirim karımla."
Karım demesine hala alışamamıştım.Yanaklarımdaki kızarıklığı saklamak ister gibi önüme döndüm.Toprağı dağıtmaya devam ediyordum ki kokusu tüm yoğunluyla burnuma doldu.Yanımdaydı.Hamilelikten mi kaynaklanıyordu bilmiyordum ama o kendine has kokusu gittikçe daha erkeksi ve davetkar gelmeye başlamıştı.Elini elimin üstüne koyduğunda duraksadım.Yüzü dibimdeydi ve ensemde nefesini hissedebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZEY (+18) Düzenleniyor
Mystery / Thriller🔞+18 içerik vardır, 18 yaşından küçük ve rahatsız olanların okumaması tavsiye edilir.🔞 Elini bacak aramdaki sıcaklığa soktu.Kadınlığıma dokunduğunda kendimden geçip kafamı arkaya attım ve inledim.Ellerimi ani bir refleksle elinin üzerine atıp çekm...