KUZEY (+18) Düzenleniyor

BÖLÜM-38-BALAYI

Derin'den

Buraya geldiğimiz iki günden beri zamanımızın çoğunu yatakta beraber vakit geçirerek ya da uyuyarak geçirmiştik.Sabah odanın içine dolan ışıkla yatakta gülümseyerek mırıldandım.Elimi sağ tarafıma Kuzey'den yana doğru attığımda elim direkt olarak yatakla temas etmişti.Elimi biraz daha gezdirip Kuzey'e dokunamayınca kaşlarımı çatarak gözlerimi açıp doğruldum.Yatakta değildi.Çarşafı göğsüme doğru çekip banyonun kapısına doğru baktım.

"Kuzey ?"

Bir kaç saniye beklediğimde cevap gelmeyince korkmaya başlamıştım.Çarşafı vücuduma iyice dolayıp yataktan çıktım.Önüme gelen saçlarımı arkaya atıp banyoya girdim ama burada değildi.Hole doğru bakındım ama odada olmadığı belliydi.Telefonuma uzanıp rehberden Kuzey'i buldum ve aradım.Çalıyor,çalıyor.Telesekretere düşünce tekrar aradım ama yine açmamıştı.Kalbim daha da hızlanmıştı.Hızla giysi dolabına gelip siyah bir kazak tayt takımı çıkartıp giyindim.Giyinirken içimden bir ses bir şeylerin yanlış gittiğini söylüyordu.O sese güvenip Kuzey'in vestiyere bıraktığı silahın ucuna susturucuyu takıp belime yerleştirdim.Telefonumu cebime attım ve montumu giyip koşarak odadan çıktım.

Resepsiyona doğru yaklaştığımda kızın dikkati bana çevrilmişti.

"Merhaba,buralarda hiç uzun boylu kumral bir erkek gördünüz mü?"

Ben nefes nefese konuşurken kız bir anda korkmuş gibi bir ifade takınmıştı.

"Eşiniz Kuzey Bey'den mi bahsediyorsunuz ?"

Sol kaşım istemsiz havaya kalkarken daha da gerilmeye başlamıştım.

"Siz Kuzey'i nas-"

Elimi alnıma koyup ovuşturdum.

"Her neyse,nerede ?"

Kız bakışlarıyla ana kapının önünü gösterdi.

"Yaklaşık bir iki saat önce kapının önünde telefonla konuşurken görmüştüm."

"Teşekkür ederim."

Ben tam arkamı dönmüşken kız bir anda bileğimi kavramıştı.Sert bir tavırla kızın bileğimdeki eline baktım.

"Derin Hanım,oteldeki herkes teşkilattan.Kuzey Bey sizinle geleceği için otele bizden başka kimseyi aldırmadı.Bir sorun mu var ?"

Kız bakışlarını eteğinin beline indirdiğinde siyah eteğin altındaki potluğun silahın namlusu olduğunu anlamıştım.

"Bana haber vermeden bir yere gideceğini düşünmüyorum,bir şey olmuş olmalı."

Kız hiç konuşmadan arkasındaki yere dönüp tahta duvarın içindeki kapıyı araladı.Ben şaşkınlıkla onu izlerken eliyle gelmemi işaret etti.Etrafıma bakındıktan sonra kızın arkasından kapıya doğru yürüdüm.Karanlık bir tünelde ilerler gibiydik.Kısa bir süre sonra ışıklar açılınca bir çeşit depoda olduğumuzu anladım.Tehlikeli bir depo.

"İhtiyacınız olan her şeyi buradan temin edebilirsiniz.Bir ihtiyacınız olursa resepsiyonda olacağım."

Başımı eğip teşekkür ettim ve masalardaki ağır makinalı tüfeklere doğru ilerledim.Şarjörlerden bir tanesini kapıp montumun cebine yerleştirdim ve duvarımsı garaj kapısının önündeki motora atladım.Kaskı kafama geçirip alttan bağladım ve önümdeki camı indirdim.

Motorla ana kapının oraya dolaştığımda Kuzey'in arabasının park ettiği yerde olmadığını gördüm.Korkudan titreyecek durumdaydım.Yerdeki toprağı incelediğimde lastik izlerinin batı yönünde olduğunu görünce onların Kuzey'in arabasına ait olmasına dua ederek motoru hızlandırdım.Şehir merkezinden oldukça uzak olduğumuz için yolları asfaltla kaplamamışlardı.Ormanın içinden geçerken kötü bir şeyler olmaması için yalvarıyordum.Motoru daha da hızlandırdığımda lastik izlerinin önümdeki çatal yoldan diğerine girdiğini görünce ani bir frenle durdum.Hızımın etkisiyle motorun yönü yolun ucuna doğru dönmüştü.Hızlanarak yoldan ilerlemeye başladım.Uzun bir süre gittikten sonra yol üçe ayrılıyordu fakat lastik izleri çoktan silinmişti.Kaskın önündeki camı kaldırıp stresle nefesimi verdim.Korkudan oturup ağlayacak duruma gelmiştim.Nefesimi yatıştırmaya çalışırken ormanın derinlerinden gelen sesle kalbimin parçalara ayrıldığını hissettim.Gökyüzünde kuşlar ötüşerek kaçar gibi uçmuştu.Elimi kalbime götürüp nefes almaya çalıştım.Ormanın derininden gelen silah sesi beni olduğum yerde dondurmuştu.Gözümden istemsiz akan bir yaşla kendime geldim.Sinir kat sayım bir anda tavan olmuştu.Önüme geleni parçalayacak bir tavırla kaskı kapattım ve motoru çalıştırıp son hızda sesin geldiği yöne doğru sürdüm.

O kadar hızlı gidiyordum ki rüzgar kulağımın yanında uğultuya dönüşüyordu.Yaklaşık beş yüz metre ilerideki hareketliliği görünce motoru yavaşlatıp durdurdum ve inip önümdeki çalılığa yaklaştım.Olduğum yerden sesler çok az duyuluyordu.Önüme gelen çalıyı elimle tutup aşağı eğdim.Siyah Jeeplerin ortasında on kadar adam toplanmıştı ama daha net göremiyordum.Gözlerimi kısıp izlemeye devam ettim.Adamın biri silahını kaldırıp havaya iki el ateş etti.Korkuyla başımı eğdim.

"Yerini söyle Kuzey !"

Kuzey'in adını duymamla ayaklarımdan başlayan bir soğuklukla beraber içimin titrediğini hissettim.Ateş eden adam sola doğru dönüp sakalını sıvazladığında Kuzey'i iki adamın kollarının arasında dizleri üzerinde gördüm.Elimi şaşkınlıkla açılan ağzımın üzerine götürdüm.

Az önce ateş eden adam bir anda dönüp hızla Kuzey'in yüzüne yumruğunu indirdi.Kuzey'in kafası yumruğun etkisiyle omzunun yanına düştü.Yumruğumu sıkarken dişlerimi kıracak kadar bir basınçla dişlerimi sıktığımı hissettim.Arkamı dönüp koşar adımlarla motora bindim ve kaskı taktım.Kaskın önündeki camı indirirken ilerdeki kayalıkların altında Kuzey'in arabasını gördüm.Artık daha fazla beklemenin anlamı yoktu.Yaptığım yanlış da olsa bunu kesinlikle yapacaktım.Belimdeki silahı çıkartıp dizime sürttüm ve emniyetini açıp sertçe kavradım.

Motoru çalıştırıp gaz verdim ve arka tekerimden tozu kazıttırdığım anda yüklenip hızlandım.Daha önce hiç bu kadar hızlı kullanmamıştım ama gözüm hiçbir şeyi görmüyordu şu an.Adamlara yaklaştığımda hepsi anlık bir şokla arabaların arkasına doğru kaçışmıştı.Yanlarına yaklaştığımda freni o kadar sert yapmıştım ki motor olduğu yerde 360 dönerken etrafım tamamen toz olmuştu.Silahı kaldırıp Kuzey'in koluna giren adamların ayaklarına sıktığımda etrafımdaki adamların hareketlendiğini hissettim.Kuzey'e eğilip elimi uzattığımda hiç beklemeden arkama atladı ve toz bulutunun içinde geldiğim yönün tersinde son gazla sürmeye başladım.

Silahı Kuzey'e verdiğimde bir kaç el arkamıza doğru ateş etti.Gelen araba seslerinden peşimizde olduklarını anlamıştım.