Multimedya Kuzey ARSLANDerin'den
Kalp atışlarımı dudaklarımda hissedebiliyordum.İki kişi nasıl bir bütün olur diye yıllarca bu saçmalığa gülmüştüm.Şu an ise güldüğüm konu karşımda kollarını göğsünün altında bağlamış, ayağını yere vura vura sırıtıyordu.
Bu tam bir saçmalıktı.Başka bir açıklaması yok, sadece saçmalık.Kendimi geri çekmek istedim,çekip çıkmak bu beni alıkoyan fırtınadan ama nafile.Çıkmayı bırakın hareket bile edemiyordum.
Bir ses kulağıma ilişti.Telefonum çalıyordu.Nasıl oldu bilmiyorum ama o an beni ona çeken mıknatıslar yere düştü ve beni ondan ayırdı.
Kafamı ve bedenimi geri çektiğimde dudakları kızarmıştı.Gözleri tekrar istediğini yalvarıyor gibiydi. Elimi cebimdeki telefona attım.
Ekranda yazan isim 'Adamım'dı.Yani Egemen.Olduğu yerden Kuzey de bakabiliyordu telefonuma.Gözlerimi yüzüne geri çevirdiğimde kafasını sola eğmiş bir şey düşünüyor gibiydi.Sonra bir an sadece kısa bir an gözlerinin içinde bir alev parladığını gördüğüme yemin edebilirim.
Yüzüme bakmadan yukarı çıktı.Daha fazla çalmadan açtım telefonu.
"Efendim Egemen?"
"Güzelim, neredesin?" Gözlerimi duvardaki tablolarda gezdirdim.
"Bir köyde ama yeni geldik.O yüzden daha araştırma yapmaya vaktimiz kalmadı." Sesli soluk alıp verdi.
"Derin, tanımadığım biriyle bu kadar uzun süre bir arada durmanı istemiyorum. Konum at bana, geliyorum."
Zihnimde durumumu ve olacakları bir teraziyle tarttım.Şu an buradan gitmek kesinlikle daha cazipti.
"Tamam." Telefonu kapatıp konumu Egemen'e attım.Gelmesi uzun sürecekti.Sıkıntıyla aşağı indim.
Duvardaki saate baktığımda saatin sekiz olduğunu gördüm.Kapıdan dışarı çıktım.Hava buz gibiydi. Üstümdeki kazağa daha sıkı sarıldım.Bu kesinlikle soğuk yüzündendi yoksa Kuzey'in olan bir şeye iltimat göstermek salakçaydı.
Horozların sesi duyulurken ilerde büyük bir kaya gözüme ilişti.Kayanın üstüne çıkıp oturdum ve olanları düşünmeye başladım.
Başladım ama mantıklı bir açıklama bir türlü bulamıyordum. Neden vücudum bütün kalkanlarını indirip karşı koymamıştı? Ya da birbirinden nefret eden iki insan nasıl bu şekilde birbirine yaklaşırdı, aklımı yitirmek üzereydim.Kendime sinirle alnıma vurdum.
Yapmamam gereken bu kadar bariz bir şeyi nasıl âna kapılıp yapabilirdim ki.
Üstüme düşen damlalarla avuçlarımı açtım.Yağmur yağıyordu.Öyle bir andan sonra ne kadar da ironik...
Düşünsenize üstüme gül yaprağı falan döküp bana aşık olduğunu itiraf ediyormuş. Kendi kendime sinirle kahkaha atarken durakaldım.Yine o koku gelmişti burnuma.
"Kazağımı ıslatma sevimsiz, içeriye gir."
Başımı çevirdiğimde buzdan bakışlarıyla beni incelediğini gördüm.Cevap vermeden önüme döndüm.
"Sana diyorum ki-" Sesini daha da yükselttiğinde ani bir kalkışla ayağa kalktım ve yere atladım. Gözlerimi devasa bir tiksintiyle gözlerine diktim.Yanına yaklaştığımda onu sadece yüz ifademle bile öldürebilirdim.
"Asıl sevimsiz olan kişi sensin ve bir yerlerini sakat bırakmadığıma şükretmek yerine bana sesini yükseltiyorsun.Kapa çeneni."
Gözleri bir cevap arıyormuş gibi yüzümde dolaştı daha sonra üstümdeki kazağına indi.Madem onu buraya getiren bu kazaktı, elbette kurtulurdum.
Üzerimdeki kazağı tek hamleyle çıkarttım ve yüzüne attım.Altımda sporcu yarım atleti vardı, ki anadan doğma bir şekilde de kalsam gurur yapar çıkarırdım.
Hızlı adımlarla otele girdim.İçeride kimse yoktu.Resepsiyondaki görevliler bile ortalıkta gözükmüyordu.Yukarı çıkıp kiraladığı odaya girdim ve gömleğimi üzerime aldım.Odadan çıkıp otelin arka çıkışından kendimi dışarıya attım.
Nereye gideceğime karar vermeye çalışırken ellili yaşlarda köylü bir kadın beni görünce duraksadı.
"Kızım, sen dün ki hasta kız değil misin ?"
Demek haklı olduğu bir konu vardı Kuzey'in.Kafamı salladığımda gülümseyerek yanıma yaklaştı.
"Daha bir güzelmişsin, hele gözlerin.Kocan güzel kız kapmış." Kadın gülümserken kaşlarımı çatmıştım.Beni karısı olarak mı tanıtmıştı?
"Kızım kocan nerede ? Yoksa kavga mı ettiniz?"
Meraklı bakışlarını yüzüme yöneltirken kafamı salladım.
"Evet kavga ettik.Dünyada görebileceğiniz en kibirli kişi."
Keyifle kahkaha atarken sırtımı sıvazladı.
"Olur öyle bazen.Ben eşimle sürekli kavga ederdim.Yine kavga edip ayrı kaldığımız bir gün düşündüm, onsuz kaç dakika dayanabilirim diye."
İlgiyle dinlediğimi fark edince konuşmaya devam etti.
"Hiç.Onsuz hiç bir dakika dayanamazdım.Olur olmadık kalbinizi kırmayın güzel kızım.İnsan kaybedince sevdiğini, daha iyi anlıyor hatalarını."
Gözünden kayan bir damla yaşı elinin tersiyle sildi ve buruk bir tebessümle patika yola doğru gitti.
Kuzey'siz kaç dakika dayanabilirim? Bu soru benim için şöyle bir şekil alıyordu.Kuzey ile kaç dakika dayanabilirim? İşte buna benim cevabımda hiçti.
****
Geçen saatlerin ardından Egemen beni arıyordu.
"Güzelim neredesin?"
"Attığım konumdan biraz uzaktayım."
"Bir pansiyon var burada, onun önündeyim.Gel bekliyorum."
"Tamam."
Oturduğum banktan kalktım ve pansiyona geri döndüm. Pansiyonun girişinde arabasına yaslanmış, kolları göğsünde bağlı bekliyordu.
Cansız gözleri beni görmesiyle parladı. Yanıma koşup kollarıyla beni sarmaladı.Başıma öpücüğünü bıraktığında geri çekmişti kendini.
"Çok korktum Derin.Yapma bunu bana bir daha." Gözlerinin içine sevgiyle baktım.Elimden tutup arabanın yanına getirdi.
Bana ön kapıyı açtıktan sonra kendi de sürücü koltuğuna geçti. Oradan ayrılırken son kez odanın girişten tarafa bakan camına baktım.
Kuzey oradaydı.Camdan anlamsız bir sinirle beni izliyordu. Radyoyu açtığımda G-eazy&Halsey- Hım&I çıktığında koltukta yüzüme çarpan sıcak havayla daha da mayışıp kendimi şarkıya bıraktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZEY (+18) Düzenleniyor
Misterio / Suspenso🔞+18 içerik vardır, 18 yaşından küçük ve rahatsız olanların okumaması tavsiye edilir.🔞 Elini bacak aramdaki sıcaklığa soktu.Kadınlığıma dokunduğunda kendimden geçip kafamı arkaya attım ve inledim.Ellerimi ani bir refleksle elinin üzerine atıp çekm...