Kalemin Kalbime Dokundu

Kim Geliyor?

En çok da uyurken izlemeyi seviyorum seni;
Çok da klasik olmasın ama farklısın ya sen hani.
Aşk sende farklı.
Sevgi, umut, heyecan sende farklı.
Senin hayatın farklı benim farkımsın sen.
Sende daha özelim ben, daha hoş...

"Sevgilim?"

Uymaya çalıştığı için beni takmadı ve yorganı kafasına çekti. Ellerimi çıplak beline doladım. Ona daha da yaklaştığımda vucudlarımızı birleştirdim.

"Ada bebeğim uyu lütfen saat kaç?"

"Sabahın dördü."

"Yorulmadın mı peki?"

Yorulmadığımı belirtmek için ses çıkarttım. Elini geri atınca eli kasıklarıma çarptı. Çıplak olduğumu fark edince bana döndü. Üzeri açılmıştı üşümemesi için hızla kapattım. Yavaşça beni kendine çekti. Parmağı göğsümde dolaşırken sol kolumu kafamın altına koyup onu izledim. Dudaklarını göğsüme bastırdı. Hemen ardından kafamı göğsüne çekti. Yavaşça çıplak göğsüne yattım. Elim sıcacık karnını okşarken o da saçlarım ile oynuyordu.

"Beni yordun ama.''

Dedikleri gururumu okşarken birden yanaklarımı ateş basmıştı.

"Peki anladım. Utandın değil mi? Benden utanma Ada."

"Bana neden sevgilim demiyorsun?"

"Diyorum demiyormuyum?"

"Demiyorsun Özgür."

"Takıldığın şeye bak sevgiim. Tabi ki söylerim. Yani bilmem. Dedim işte mutlu ediyorsa seni neden söylemeyeyim?"

"Hhım peki beni Seviyormusun?"

Saçlarımı hafifçe bir kere daha okşadı. Kendimi ona yakınlaştırabildiğim kadar yakınlaştırdım.

"Cevabını bildiğin soruları sorarak zaman kaybettirmeyi bırak."

Kafamı kaldırıp dudaklarına hücum ettiğimde ipleri elime almak adına bacağımı belinin yanına attım. Kasıklarım kasıklarına değerken elleri kalçamı kavramıştı bile. Dudaklarını benden uzaklaştırdı ve boynuma ilerledi. Ellerimle ellerini yakalayıp kafasının üzerinde sabitledim.

"Hah ne çabuk adapte oldun öyle."

Kızarmış dudaklarını bir kere daha öptüm ama o lanet bir tutkuyla karşılık vermedi. Mırıldanarak tek elimi göğsüne indirdim. Diğer elimle de başının üzerine sabitlemiş olduğum iki elini tutuyordum. Gözlerime odaklandı. Aldığı alkol ve içtiği üst üste sigaralar yüzünden gözleri kan çanağı gibi olmuştu. Göz altları morarmıştı sarı saçları sağa sola karmakarışık dağılmış ve ıslanıp kendi kendine kuruduğu için kabarmıştı.

"Hadi kalk da bir şeyler yiyelim."

Üzerinden beni kaldırıp tek hamlede yanına oturturken onu izledim. Belimden destek verdi. Bu sayede rahat hareket etmiştim. Ayağa kalkıp belini esnetti. Bir kaç kıtırdama sesi duydum. Ardından boynunu ve bacaklarını da esnetip yatağa geri oturdu. Çıplak sırtına sarıldım.

"Üzerimden tır geçmiş gibi oldu Ada."

"Şimdi bana iltifat mı ettin yoksa küfür falan mı? Ona göre söyle de yemeğine zehir koyup koymayacağımı kararlaştırayım.

"İtifat ettim güzelim oldu mu? Sadece dizlerini daha az kullanmalısın o kadar."

"Dizlerimi kullanmıyorum Özgür."

"Ahh sen öyle san."

Ne demek istediğini anlamaya çalışmak yerine ayağa kalktım ve hala baş ucumuzda yanan mumu söndürdüm. Odasında heralde fantezi olarak kullandığı bir çok tür mum vardı. Bu az önce yanan mum ise yasemin kokuluydu. Yatağın kenarından ne zaman oraya bıraktığımı bilmediğim beyaz sabahlığımı üzerime alıp kemerini bağladım. Özgür beni izlerken elini ensesine götürüp kaşıdı.