Hey merhaba;
17.Bölüm oldu. Hepinize sevgiler. İyi okumalar.Ne yani?
Nasıl melek değilsin sen?
Nasıl kurtarıcım değilsin benim?
Ben seni melek sandım.
Ben sevmek kolay sandım.
Ben aşk bu kadar sandım.
Aslında beceririm sandım
Aslında sevmenle güzelleşirim sandım.
Aslında ben seni saf sandım.
Basit sandım.
Kolaydır sandım.
Yanıldım..."Bu ses ne be?"
Özgür bağırarak yataktan kalktı. Hızla üzerindeki kısa şort ve ince sporcu badisiyle odadan çıktı. Çok açık yatıyordu. Ama ne yapalım ses çıkartamıyorum. Susturuyor.
Ses kesildi ve Özgür odama geri geldi. Yorganın altına girip bana yapıştı.
"Aşkım. Ne olur. Uyuyalım."
"Tamam."
"Tamam mı?"
Söylediğime şaşırmıştı herhalde. Gülümsedi. Dudaklarını enseme bastırdı. 'Hmm' sesi kulaklarımı doldururken ufak bir mırıltı çıkarttım.
"Bu gün 31Aralık aşkım. Yarın koskoca bir yıl geride kalacak. Tüm yılımı düşünürken sadece sen varsın."
"Ben düşünemiyorum tatlım. Seni çok seviyorum ve yeni yılın anlamı sen ol istiyorum."
"Çok güzel konuşuyorsun Özgür."
"Hadi yaa."
Ellerini karnıma koydu. Çıplak tenime dokununca bir garip oldum. Sıcak eli vücudumu ılıklaştırdı.
"Erkek olsaydım herşey daha kolay olurdu değil mi Ada?"
"Öyle söyleme. Seni seviyorum. Seni çok seviyorum. Fark etmez. Sen erkek olsaydın şu an bunu yaşamıyor olurduk biliyorsun değil mi? Peşimden koşar olurdun. Ama şu an ben sana geliyorum. Sana koşuyorum. Niye bağladın beni bu kadar?"
"Bilmiyorum sevgilim. Anlamıyorum. Nasıl olacak bilmiyorum. Nasıl devam edeceğiz bilmiyorum. Yeni yıl geliyor evet. Fakat yeni sorunlar geliyor Ada. Ailen var mesela. Okulumuz var. Yeni yargılar ve yeni sorunlar var."
"Hey moralimi bozma. Kalk bakalım uykucu. Seni kahvaltıya götüreceğim."
"Aşkım uyumak istiyorum."
"Aşkım kalkıyorsun. Hadi bakalım."
Ellerinden tutup çektim. Dolaptan ona siyah tayt ve siyah swett shirt verdim. Kendim de benzer şeyler giydim. Giyinirken beni izlemişti. Üzerini giyinmeye çalıştı. Pantalon giyip gene oturdu. Yanına gidip swett shirtü üzerine geçirdim. Tam hareket edecekken beni durdurdu.
"Sorun ne Özgür?"
"Seni seviyorum kıpırdama..."
Saçlarını düzeltip anlını öptüm. Yine çok romantiğim.
"Ada dışarı çıkacaksak kendime bot alacağım. Bu yüzden spor ayakkabı giyerim."
"Tamam tatlım."
"Nereye gidiyoruz?"
"Kahvaltıya."
Dedim göz makyajımı yapmaya çalışırken rimel sürerken beni dikkatle izledi.
"Hoşuna mı gidiyor?"
"Ne hoşuma gidiyor?"
Diye sordu ciddi bir ifade takınıp. Gülümsedim.
"Beni hazırlanırken izlemen Özgür. Her dakika beni izliyorsun. Aklım karışıyor ve şaşırıyorum. Ne yapacağımı unutturuyorsun bana."
"Tatlım bilmem. Yani izliyorumdur. Ne yani hoşuna gitmiyor mu? Sonuçta bir elim hep üzerinde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalemin Kalbime Dokundu
RomanceGirl*Girl Homofikler için tehlikeli alan. Küçük bir kağıtla başladı hayalim. Köşelerini katladım önce. Origami yapmaya çalıştım. Ardından bir kalem ilişti gözüme kitapların en sağından. Uzanıp elime aldığımda. Şuursuzca dolaştı kalem kağıdın üze...