Dudaklarını yaklaştır.
Seni biraz daha çekeyim içime.
Kalbini yaklaştır.
Seni biraz daha seveyim bu gece.
Yanıma gel de.
Seni biraz daha öpeyim şu saniye.
Benimle gülümse de.
Seninle bir ömür bir salise.******
Televizyonun sesini kısarken Özgür beni yemeğe çağırdı. Gözlüklerimi kenara bırakıp ki televizyonu rahat izlenek için takmıştım. Odadan çıkıp mutfağa geçtim dar mutfakta Özgür masayı hazırlamıştı. Dudaklarımı ensesine bastırıp arkasından sarıldım. Başımı omuzuna koydum. Pantalonunun cebine ellerimi soktuktan sonra dudaklarımı boynuna bastırdım.
"Masaya otur hadi.''
İstemeye istemeye de olsa ondan ayrılarak masaya oturdum. Karşıma oturmadan önce servisi yaptı. O birasını içerken ben sadece vişne suyu istiyordum. Karşımda yemeğe başladı. Eline çatalı narince alışını seyrettim. Ardından kızarttığı ve kesip hazırladığı ete çatalı batırmasını. Çatal ağzına ilerlerken dudaklarının yavaşça açılmasını. Ve lokmasını dakikalarca çiğnemesini.
Önüme dönüp bir kaç dakika boyunca yemekle bakıştıktan sonra sakince yedim. Ben daha yeni başlamışken Özgür doyduğunu belirterek tabağını lavaboya yerleştirdi. Sandalyeye tekrar oturduğunda elinde bu sefer sigarası vardı. Narin parmaklarıyla sigarayı yaktı. Dudaklarının arasından kaçan siyah dumana bakıp iç çektim. Bana çevirdi mavi gözlerini.
"Sorun ne?"
"Bir şey yemiyorsun ve sigara içip alkol alıyorsun hayatım."
"Ben idare ediyorum Ada."
"Sevgilim. Hani yeni yıl yeni daha güzel alışkanlıklar senli benli bir yıl olacaktı."
Tabağımı kaldırıp masayı temizledim. Ortadaki salatayı da döktükten sonra Özgür'ün hala içemediği sigarasını dudakları arasından çekip aldım. Küllükte söndürüp tezgahın üzerine bıraktım. Özgür'ün önünde dikilip üzerimdeki kazağı çıkarttığım an soğuk hava tenime nüfuz etmişti. Özgür beni inceledikten sonra birasına uzanıp bir yudum aldı. Kazağımı elime verdi.
"Ada üzerini giyin üşüteceksin. "
Elinden aldığım kazağımı bir kere daha yere atıp kucağına oturdum. Ellerimi boynuna sardım.
"Sana ihtiyacım var benim."
Diye mırlıdandım kulağına gözlerini bana çevirdi.
"Ciddi misin? Şu an olmaz. Hem ben. Hala seksi ve çekici miyim? Bi ot çekmediğim kaldı, benim gibi lanet bir insanı sevme. Boktan hayatımın içine sokuşturma kendini. Sana zarar vermek istemiyorum Ada ne olur anla beni."
"Bana zarar vermiyorsun. Benim elimden tuttun ve kör kuyudan çekip çıkarttın seni çok seviyorum ben. Sana deliler gibi aşığım."
Kucağındaki beni sıkıca kavrayıp ayağa kalınca dengesini sağlaması için ona yapıştım. Odaya doğru bir kaç adım attı. İlk girdiği oda yatak odası değil çalışma odasıydı. Yarı açık hemen yan taraftaki kapıya ilerledi. Kırmızı saten çarşafın üzerine beni sertçe fırlattı. Yumuşak yatak beni mutlu etsede Özgür'ün rahat olamayacağını biliyordum. Onun daha üzerime çıkmasına fırsat vermeden ayağa kalkıp önünde eğildim. Kotunu çekelerken gülerek bana baktı.
"Sakin ol meleğim. Yapamayız. Sadece bir kaç gün oldu ne de çabuk özledin beni böyle."
Ayağa kalkıp dudaklarına minik minik öpücükler bıraktım. Kulağına yaklaşıp ufak bir öpücük ardından gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalemin Kalbime Dokundu
RomanceGirl*Girl Homofikler için tehlikeli alan. Küçük bir kağıtla başladı hayalim. Köşelerini katladım önce. Origami yapmaya çalıştım. Ardından bir kalem ilişti gözüme kitapların en sağından. Uzanıp elime aldığımda. Şuursuzca dolaştı kalem kağıdın üze...