Git Arkana Bakmadan.

2.9K 160 22
                                    

Gece yarıları,
Umutsuzluk, korku, hüzün,
Yolumuzu gözlüyor kadın.
Aşk kılığına bürünmüş yalan köşede oturuyor.
Eğlence kılığına bürünmüş ihanet yatağımda uzanıyor.
Pes ettirmeye yemin eylemiş fahişe geçmiş kapı ardında.
Gece yarıları bizi bekliyor kadın,
Bu gece yarısı yatağıma yanlız giderken,
Ne olursun aşktan sıkıldığını söyle bana,
İhanetimin acısını hafifleteyim,
Sensiz de nefes almayı becerebileyim.

"Ada."

"Humm."

"Ada."

"Hıı."

"ADA!!1!"

"NE BE?"

Benim ses tonumda bağırarak kafasını kaldırdı. Çocuk kucağıma kusmuştu. Bana baktı. Ve doğruldu. Sonra çocuğu kucağımdan aldı.

"Ahh Özgür. Nasıl yaptın bunu?"

"Neyi nasıl yaptım be. Ben mi kusturdum çocuğu?"

"Off git üzerini değiştir."

Yataktan kalkarak dolabıma yöneldim. Hemen en üstte duran Ada'nın düz beyaz açık yaka tişörtünü aldım. Üzerime ütülü tişörtü seri bir şekilde geçirdim. Ada köşede bebeğin üzerindeki kıyafetleri çıkartıyordu. Kirli kıyafetleri bana verdi.

"Al şunları ilk önce elinde temizlet. Sonra çamaşır makinesine at. Hassasa ayarla 30°'de ön yıkama yaptır. 40°'de de normal yıkamaya al. Yumuşatıcı koyma. Sadece dolaptaki deterjanı kullan."

Elimdeki kıyafetlerle çamaşır makinesinin yanına gittim. Kıyafetleri lavaboya suyun altına koydum. Üzerindeki kusmuk lekesi gittiğinde diğer minik kıyafetler ile makineye attım. Makineyi çalıştırmak için ana ekrana baktığımda daha önce fark etmediğim bir şeyi anlamıştım. Hızla Ada'nın odasına girdim.

"Ada ben makineyi çalıştırmayı bilmiyorum ki."

Ada bıkkın bir ifade ile üfleyerek son yedek kıyafetlerini giydirdiği çocuğu benim kollarım arasına verdi. Beni öpmesi için dudaklarımı büzmüşken o umursamadan odadan çıktı.

Kucağımda ağlayan bebekle mutfağa geçtim. Bir yandan Burcu'yu sallıyordum. Bir yandan da kahve yapıyordum. O sırada uyanan Eylül'ün mutfağa girdiğini gördüm.

"Ah naber? Günaydın. Kahve içermisin?"

Burcu'nun sesini bastırmak için bağırmıştım. Yanıma geldi. Uykudan yeni uyanmış kızgın ifadesi ile beni inceledi. Sonra çocuğa uzandı.

"Ver şu küçük çığırtıcıyı bana."

"Shht o benim kardeşim. Büyüyünce benim kadar seksi olacak. Cığırtıcı falan da değil o. Hakaret etme kardeşime."

"Ay aman yesinler kardeşini. 20 yaşına girdin hala bir çocuğu susturamıyorsun."

Burcu'yu sallayarak susturmaya uğraşıyordu. Belki de açtı.

"Eylül kapının yanındaki çantadan mamayı al da doyur."

"Sen al. Ben içiririm."

Kahvemi masanın üzerine bırakıp çantasından başlangıç mamasını elime aldım.

Nasıl yapacağımı bilmiyordum. Ama teyzem bir şeyler söylemişti. Kaynamış suya mı koyuyorduk ne?

"İyide ben nasıl yapılacağını bilmiyorum."

"Off Özgür yeğenlerine bakmadın mı sen?"

"Baktım. Ablam hazır biberon verirdi. Sağıyordu yani."

Kalemin Kalbime DokunduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin