Ya bildiğiniz moralim yerlerde gülüyorum ama maskemi açmaya çalışan, maskemi gören olmadığından ağladığımı bilmiyorlar.
Gülümsesene benim için.
Dudaklarının sağı yavaşça kıvrılsın,
Ardından solu da aynı hızla.
Gözlerin hafifçe kısılsın,
Elmacık kemiklerin sırıtsın,
Ben buradayım diye bağırsın.
Hani birazcık gülsen,
Güneş açsa da,
Kuşlar cıvıldasa.
Elimi tutsanda biraz yürüsek,
Yan yana bir kaç kilometre.
Uzansak ikimiz çimenlere,
Bacaklarıma yatsan,
Saçlarını okşasam.
Benim olduğunu fısıldasam kulağına.
Çok istesem seni , çok sevsem."Gel hadi sevgilim."
Özgür'ü oturduğu yerden kaldırmak adına kolumu koluna dolayıp onu çekeledim.
"Hayatım lütfen ya Berkan gelecek."
"Üzerindeki elbiseyi çıkartmadan hareket dahi etmem."
"Özgür çıkartmayacağım lütfen yanıma gelirmisin?"
Kıpırdamadı. Elini tuttum. Eylül beyaz kısa elbisesiyle salona geldi.
"Hey Berkan gelecek siz niye oturuyorsunuz?"
"Özgür sevgilim kalk lütfen, lütfen hadi ya konuşturma kardeşimi şimdi."
"Ya ben neden dinlenmiyorum. Git ve değiştir hemen. Eğer degiştirmez isen emin ol oturduğum koltuktan kalkmam, ne şu sürprize giderim ne de yanına yatarım!"
Oflayarak odama yöneldiğimde dudaklarinda zafer gülümsemesi belirmişti. Neymiş beğenmemişmiş, beni kilolu göstermişmiş, kısa kalmışmışmışım. Yok anam o benim külahıma anlatsın. Bal gibi de kıskandi işte. Kıs-kan-dı. Aslında suç bende ama çok şımarttım.
Elime geçirdiğim ilk siyah elbisemi aldım. Evet yılbaşında siyah giyiyorum çünkü sevgilim lacivert giymiş. Kırmızı giyersem uymaz. Tamam bu zormuş. Bu çok zormuş. İlk defa sevgilimle uyumlu giyinip bir yere gideceğim. Yani özel bir yere. İnsanların olduğu gece mekanına. Gerçi tamam sevgilim diye kucağına atlayamam, fakat ben onunum ve bunu bana hatırlattığı sürece sorun yok.
Üzerime hızlıca giyip topuklularımı değiştirdikten sonra salona geçtim. Özgür elinde ceketi beni bekliyor Eylül ile dersleri hakkında konuşuyordu. Geldiğimi görünce sırıttı. Ona doğru yaklaşırken arabanın korna sesini duyduk. Üçümüz beraber evden çıkarken kapıyı çektim ve kilitledim. Beraber arabaya bindik. Ben ve Özgür arkaya Eylül ise öne. Üzerime aldığım siyah ceketi çıkartıp Özgür ile ortamıza koydum. Kafasını omuzuma yasladı. Berkan bize göz attı.
"Hoppala kızım yılbaşı eğlencesine gidiyoruz ya. Uyanın canlanın az. Özgür konuştuklarımızı anlattın mı yoksa. Eğer anlattıysan Ada'yı istemeye geldiğinde emin ol vermem."
"Ya söylemedim. Sen de amma meraklısın Ada'yi bana vermemeye. Niye tehtit ediyorsun? Hem kardeşin beni istemiyor zaten."
Diye yakınıp doğruldu ve başını cama yasladı. Berkan sesli müzik ve ön camları açarken Eylül gözüne güneş gözlüğünü takıp akşam ve karanlık olmasına rağmen kafasını camdan sarkıttı. Sesini sonuna kadar açtığımız şarkıdan sonra Eylül sesli bir biçimde yabancı şarkıya eşlik etmeye başladı.
Özgür camdan bakıyordu. Aramızdaki ceketimi diğer tarafa koydum ve ona yaklaştım. Elini tutup dizlerime koydum. Fakat o yavaşça ve kırgın bir şekilde elni geri çekti. Kulağına yaklaştım.
"Meleğim lütfen, trip attığım için üzgünüm bana mesafeli davranma üzülüyorum."
İşte bu eliyle elimi kavradı ve bana bakıp gülümsedi. Sırıtışı sonucu beliren gamzesine ufak bir öpücük attım. Kafamı onun omzuna yaslayınca o da kafasını bana yasladı. Düzleştirici görmüş zaten neredeyse hep düz olan saçlarımın bozulmasına aldırmadan sevgilimin tadını çıkartmaya çalıştım. Berkan müzik sesini kıstı ve sonunda kapattı. Araba yavaşlarken kafamı omuzundan kaldırdım. Sonunda arabayı durdurdu. Özgür arabadan indi ve elini bana uzattı. Onun yardımıyla arabadan indikten sonra yanına yaklaştım. Berkan bize döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalemin Kalbime Dokundu
RomanceGirl*Girl Homofikler için tehlikeli alan. Küçük bir kağıtla başladı hayalim. Köşelerini katladım önce. Origami yapmaya çalıştım. Ardından bir kalem ilişti gözüme kitapların en sağından. Uzanıp elime aldığımda. Şuursuzca dolaştı kalem kağıdın üze...