Besame Besame Mucho

5.6K 282 29
                                    

Sen aşkı şiirlerle anlatırsın.
O sana gözleriyle söyler sevdiğini.
Sen bir ömür adarsın sevdiğine.
O bir anda tüm hayatını serer önüne.
Sen bir soluk alırsın onun kokusu.
O sen seviyorsun diye değiştirmez kokuyu.
Sen serserice sevmek ne demek bilmeden.
O kendisine bağlar seni serserisi olursun hiç düşünmeden...

"Ada onu giymeyi düşünmüyorsun değil mi?"

"Evet tatlım düşünüyorum. Hoşuna gitmedi mi?"

"Bir fiziğin varken neden aptal bir çuval giyiyorsun?"

"Bu bir tulum Özgür." Mağzanın aynasında seçtiğim siyah tek parça tuluma göz gezdirdim. Gayet hoştu.

"Hadi bir elbise seç Ada'cım."

"Ben belki sen kıskanırsın diye elbise istemedim Özgür. Hani sonuçta biz sevgiliyiz ve ben seni kıskanıyorum..." Hızlı bir kaç adımla kabine ilerledim. Seven kıskanmazmıydı? O niye bu kurala uymuyor? Peşimden dar kabine girdiğini hissettim. Arkamı döndüğümde burun burunaydık. Elini belime dolayıp vücudumu ona yapıştırdı.

"Ada seni kıskanıyorum evet. Arkadaşlarının dostlarının sevdiklerin ve hatta sevmediklerinin sana baktığı her dakika kıskanıyorum. Eylül ve Berkan'ı seninle çok uzun zaman geçirdikleri için kıskanıyorum. Sarıldığın yastığı kıskanıyorum. Dudaklarının deydiği her bir noktayı kıskanıyorum. Gözlerini üzerinde gezdiren her bir insanı kıskanıyorum. Şu olsaydı keşke dediğin her keşkeyi kıskanıyorum. Çok fazla kıskanıyorum."

Derin bir nefes aldı ve boynuma üfledi. Ardından sessizce devam etti.

"Ama seni kısıtlamak farklı bir şey. Elbet o da olucak. Bunu çok yaşayacaksın ama şu an hayır. Sınırını sen zaten ayarlarsın. Seni kaybetmek istemiyorum Ada. O yüzden anla beni. Yanımda rahat olmanı, benden bıkmamanı istiyorum. Yoksa seni acayip kıskanıyorum. Bu arada siyah olduğu için fark etmiyorsun fakat eğildiğin an tulumun daralıyor ve vücut hatlarını özelliklede kalçalarını ortaya çıkıyor. Çünkü bu tulum sert kumaştan. Hem yılbaşı geliyor sevgilim biraz canlı giyin."

Ben ağzımı açmak üzereyken kabinden çıktı. Tulumu çıkartıp yerine kendimin -doğrusu Özgür'ün dolabından aldığım kendimin- kıyafetlerini giydim.

Kabinden çıkıp Özgür'e baktım. Elindeki telefonla uğraşıyordu.

"Özgür kalk hadi sinemaya gidelim. Ben şu Eylül'ün hediyesinin parasını ödeyip geliyorum sen de bizim için film seç."

"Tamam Ada." Hızla kasaya ilerleyip Eylül için seçtiğim elbiseyi satın aldım. Sinemanın katına ilerlerken adımın seslenildiğini duydum. Özgür'dü bu.

"Tatlım sinemaya gittiğini sanıyordum. Hadi gel."

"Hayır. Güzel film yok. Şimdi ben şu poşetleri arabaya bırakıp hediyeler için geri geleceğim. Ayrılalım bir saat sonra otoparkta buluşuruz oldu mu?"

"Tamam." Aslında bu hoş bir fırsattı. Ona hediye almalıydım. Ama bu büyük bir sorun ona ne almalıydım?

▲▼▲

"Selam çok beklettim mi?"

"Hayır tatlım yeni geldim sayılır." Özgür'e cevap vererek arabanın yolcu koltuğuna oturdum. Tamam bir dakika Özgür'ün ehliyeti yok ki. Hızla tekrar arabadan çıktım kapıyı kapatmamıştım zaten. Kıkırdadım.

"Hadi Özgür bin arabaya ben sürerim."

"Ehliyetim yok evet. Bunu yüzüme vurma."

"Tatlım yüzüne vurmadım. Sadece unutmuşum bi an."

Kalemin Kalbime DokunduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin