Multimedia; Eylül Öztürk
Neydi?
"Sevgilim bu kız yatağında ne arıyor?"
Yani ayak ucuna oturdum da ne oldu ki. Hem New York'mudur nedir, gitmedi mi bu kız?
Özgür'e baktım. Bana döndü ve baktı. O an ikisinin yanlız kalmaya ihtiyacı olduğunu fark ettim. Bir an aklıma öyle şeyler gelmişti ki... Ne var ki. Şu an dillendirmek pek akıllıca olmazdı. Ama düşünebilirim yani;
-Ya bu kız özür dilemeye geldiyse.
-Ya Özgür bu özürü kabul ederse.
-Ya özürünü kabul ettikten sonra beraber yurt dışına giderlerse.
-Ya beni sap gibi bırakıp da şu sarı paçozun peşine giderse o zaman ne yaparım?
Bir dakika ben bu kızın neyi oluyordum ki. Daha bu gün tanıştık onunla.
Ama çok tatlı bir kız gizemli ve bence kader bizi karşılaştırdı. Tesadüf ya da şans değil.
Peki ya Özgür, o ne diyecekti;
-Onu affedebilirdi.
-Onu affetmeyebilirdi.
-Ona kızabilir ve kavga çıkartabilirdi.
-Onunla kavga edip kendini üzebilirdi.
Ama bunlar sadece teori ile kalmıştı. Çünkü sevgili Özgür'ü o kadar iyi tanımıyordum. Odadan çıkalı sadece on dakika olmuştu ki kapı açıldı ve Ela denen kız hışımla dışarıya çıktı. Ardından bir hemşire Özgür'ün serumunu çıkartmak için odaya girdi.
Özgür odadan bitkin bir halde çıkmıştı. Yanına gidip onu kollarımla sardım. Tek kelime bile etmeden Berkan ve Eylül'le arabaya bindik. İlk iş onu eve bırakmaktı. Okula on dakika uzaklıkta mavi dış cepheli yedi katlı çift daireli bir apartmandı. Bahçesinde bir aile salıncağı vardı. Hemen yanında da çardak. Bir aile apartmanı olduğu belliydi. Ama kızlar öğrenciydi. Herneyse. Eylül ve Berkan'ı eve yollayıp ben -O ne kadar gerek yok dese de- Özgür'ün peşinden gittim. Ev aynı Özgür gibi kokuyordu. Düzenliydi ve kanepelerin de bir adam ve bir kadın sarılmış yatıyordu.
Özgür hiç tınlamadan kendi odası sandığım yere daldı. Bende ardından girdim. Belli ki Ela ile kalıyordu. Yani aynı odada yatıyorlardı çünkü onun yani Ela'nın olması gereken ve bu gün üzerinde gördüğüm eteğin benzeri yatağın ayak ucundaydı. Özgür yanından geçerken eteğe bir tekme savurdu. Ne yalan söyleyeyim hoşuma gitmişti.
"Salondakiler Furkan ve Seda nişanlılar. Neredeyse evleniyorlar. Furkan burada yaşamıyor aslında Seda ona taşınmaya çalışıyor ve büyük ihtimal ile yine bir tartışma ya da mobilya seçme işinden sonra uyuya kaldılar."
Kafamı anladığımı belirtmek için salladım. Koltuğu gösterdi. Oturdum. Yere oturup sırtını yatağa dayadı. Çok şirindi evet.
"Biliyorum Ela'yı merak ediyorsun."
Kafamı sakince salladım.
"Şey ona artık olmayacağını söyledim. Beni NewYork'a götürmek için gelmiş. Ama burada zaten zar zor düzene koyduğum bir okul hayatım var. Hem teyzem buna izin vermez. Beni o büyüttü. Annem kalpten ölünce ve babam beni terk edince... Şey eşi çok zengin. Aslında birbirimizi severiz. Ela ile on beş yaşında tanıştık lisede. Ben lezbiyen olduğumu biliyordum her zaman. Ona ilk yarı dönem söylemedim. Ardından nasıl anladı bilmesemde anladı. Beraber olduk. Sevgili olduk. Arada küçük tartışmalar yaşardık elbet ama bu üniversite yüzünden benden ayrılacağını düşünemezdim. Onu çok seviyorum. O benim ilk aşkım. Unutmak zor olucak. Belki de unutamam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalemin Kalbime Dokundu
RomanceGirl*Girl Homofikler için tehlikeli alan. Küçük bir kağıtla başladı hayalim. Köşelerini katladım önce. Origami yapmaya çalıştım. Ardından bir kalem ilişti gözüme kitapların en sağından. Uzanıp elime aldığımda. Şuursuzca dolaştı kalem kağıdın üze...