Saçmalamayı bırak Özgür evet. Aşk olmaz artık senin hayatında. Sen hiçbir kadına aşık değilsin. Olmayacaksın da. Ela seni terk etti. O kadar kötüydün ki Ela seni terk etti. Vazgeç artık. Sen mükemmel değilsin. Asla mükemmel olmayacaksın. Sevilmeyi hak etmiyorsun. Sevilmeyeceksin. Hep yarıda bırakacaksın sevdiklerini, hep yarım kalacaksın. Sen bunu hakediyorsun. Eğer daha iyisini haketseydin olurdu. Annen seni bıraktı, baban da bıraktı. Ela da bıraktı. Ada da bırakacak.
Havuzdan derin bir nefes alarak çıktım. Şehir merkezindeki kayıtlı olduğum özel havuza yüzmeye gelmiştim. Derinlere dalıyor ve nefesimin el verdiği kadar aşağıda durarak kendimi cezalandırıyordum. Kimi zaman genizime su kaçırıyordum ama umurumda değildi. Boğazım acıyordu ve gözlerim yaşlanmıştı. Aynı anda da kızardığını umuyorum.
Ona bunu nasıl yapabildim ben? Bir kadına nasıl bu kadar sert konuşabildim? Neden Ada'ya karşı bu kadar katıyım? Neler oluyor bana?
Cevapsız onlarca soru vardı kafamda, korkuyordum, herşeyden. Ada'ya karşı cevaplamam gereken bir çok soru var.
Ondan özür dilemeliyim. Hem de doğru düzgün bir şekilde. Kimi zaman artık zamanı geldiğini düşünüyorum. Onu karşıma almalıyım. Bitti demeliyim. Bitti Ada. Bu kadardı. Seni daha fazla üzemem. Yemin ederim seni çok sevdiğim için bunlar. Haketmiyorum senin aşkını senin kadar çok seven bir kadın yakışmıyor bana. Bana gereken tek şey beni ezecek bir kadın belki de. Ama beni ezecek bir kadınla istemiyorum ki o geleceği. Belki de ben bir gelecek hak etmiyorumdur. O zaman denemeyeyim. Değil mi? Bitirelim, bu kadardı diyelim. Yapacak bir şey olmasın. Son olsun. Sana hoşçakal sevgilim diyerek vaz geçeyim nefes almaktan. Seninle beraber benliğimi de bırakıp gideyim buralardan. Başka ne yapabiliriz başka ne seçeneğimiz var? Seni üzmeyi kaldıramıyorum. Senin üzülmenden nefret ediyorum. Seni daha çok üzmemeliyim. Bitti Ada. Bitti.
Ama yapamam işte. Ben ödleğin tekiyim. Onu bir kere daha kıracağıma bu havuzda ciğerlerimi yırtacak kadar nefes almadan durabilirim. Bunca olandan sonra habersiz de kaçamam. Yalan da söyleyemem. En iyisi ona anlatmak. Gitmem lazım, uzaklaşmam. Kaydımı dondurup yurt dışına çıkacağımı söylerim. Sonra da onu öperim. Son kez. Kana kana.
Yeter mi ki?
Yetmez!
Geceleri kime anlatacağım ki ben günümü? Ada kadar mükemmel biri nerede var? Ela var. Belki de onu görmeye gitmeliyim. Ona neden diye sorabilirim. Buna hakkım var. Neden Ela? Diye sorarım. Cevap alırım. Belki mutsuzdur. Ya da benim gibi mutludur. Mesela belki de gece onunla uyuyan kadın çok mutludur. Beraber mutlulardır. Olabilir.
Bildiğim tek bir şey var ki o da: Ela benim her an mutluluğumu bozuyor. O olmasa, gelmese bile bozuyor moralimi. Aklıma geliyor. Bilinç altım Ada'yı sevmemi engelliyor. Yani tabii seviyorum. Fakat ona bunu göstermemi engelliyor. Kimi zaman acı çekiyorum. Mesela şu an. Az önce gözetmen görevi gören adam, bena suyun altında bu kadar fazla kalmamam gerektiğini söyledi. Ve uyardı. Acı çekmemin tek nedeni içimde oluşan öfke, kin ve nefret. Bir zamanlar ayaklarına kapandığım kadına şu anda nefret ve öfke duyuyorum. Bir sorun var hala. Vaz geçemiyorum onu düşünmekten beynim ona bu acıyı yaşatmadan rahat etmeyecek. Ya da bir neden almadan. Gençliğimin en güzel yıllarındayım. Neden bir kadın yüzünden onları maafediyorum ki?
Elimde olana tutunmalı ve diğerlerini boşvermeliyim. Elimde olan da şu anda Ada olduguna göre. Sevgilime dikkat etmeliyim. Yapmam gereken şey işte bu. Ama bir sorun daha var. Bunu yapacakmıyım?
Havuzdan çıkarak duşların olduğu odacıklara yöneldim. Boş olana girip hızlı bir şekilde saçlarımı ve vücudumu yıkadım. Havuz klorundan arınmış bir şekilde duştan çıkıp ıslak mayoyu dolabıma attım ve kıyafetlerimi giydim. Salondan çıkarak dışarıya bakındım. Hala bir arabamın olmaması büyük bir eksiklikti. Kullanmayı biliyorum. Bi ehliyet lazım, bir de araba tabii ki. Otobüs durağına yöneldim. Duraktaki direğe yapıştırılmış taksi durağının numarasını hızla alıp taksi istedim. İlk işim babama gitmekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalemin Kalbime Dokundu
RomanceGirl*Girl Homofikler için tehlikeli alan. Küçük bir kağıtla başladı hayalim. Köşelerini katladım önce. Origami yapmaya çalıştım. Ardından bir kalem ilişti gözüme kitapların en sağından. Uzanıp elime aldığımda. Şuursuzca dolaştı kalem kağıdın üze...