35. Bölüm

11.6K 1.4K 231
                                    

Hazar Dere...

Sefa ile birlikte bizim kapının önüne gelince onu merdiven basamağına oturttum ve kapıyı çalarak annemin açmasını bekledim. Bir süre sonra annem kapıyı açınca gülümsedim. "Oğlum hoş geldin." dedi annem.

"Hoş bulduk."

"Gelsene, ne bekliyorsun kapıda?" dediğinde sesli bir nefes aldım ve geri adım attım.

"Bize misafir getirdim." dedim merdiven basamağında oturan Sefa'yı göstererek. Annem kapıdan kafasını eğip baktığında Sefa'yı ve kanlı yüzünü gördü.

"Aa!" diye bağırarak elini ağzına götürdü. "Sefa ne oldu oğlum sana?"

Annem evden çıkmış Sefa'nın önüne eğilmişti ve onun yüzüne bakıyordu. "Anne onu içeri alıp yüzünü temizleyelim." dediğimde annem onun önünden kalkıp bir kolunu tuttu. Bende Sefa'yı kaldırdım ve içeriye girerek odama götürdüm.

Sefa yatağıma uzandıktan sonra annem onun yüzünü temizlemek için bir şeyler getirmeye gitti. "Niye getirdin beni buraya? Ben kalırdım bir yerde." dedi Sefa.

"Konuşma boş boş. Seni sokakta bırakamazdım." dediğimde kafasını bana çevirip bakmaya başladı. Gözlerimi kaçırıp halıya diktim. 

"Alla alla. Sen bu kadar vicdanlı mıydın?" dediğinde kaşlarımı çatıp ona baktım.

"Seni döverim."

"Dövsene."

Annem odaya girince tartışmamız şimdilik sona ermişti. "Ne oldu böyle?" dedi annem.

"Yok bir şey." dedim. "Millet Sefa'nın karaktersizliğine dayanamamış, dövmüşler."

"Kimin için bu hâldeyim acaba?" dedi Sefa bana ters ters bakarken.

"Kimin için?" dedi annem merakla.

"Boş ver anne sen." dedim ve annemin Sefa'nın yüzünü temizlemesini izledim. Annem odadan çıktıktan sonra dolabımı açıp Sefa'ya kıyafet bulmaya başladım.

"Motorunu neden kullanmıyorsun?" diye sordum, kazağı suratına doğru atarken.

"Sana ne?" dedi, kazağı suratından alıp incelerken.

"Üzerini giyin." dedim ve eşofmanımı da ona verdikten sonra odamdan çıktım. Mutfağa, girdim ve sofrayı kuran anneme yardım etmeye başladım. Sefa üzerini giyinmiş bir şekilde mutfağa girdi ve sandalyeye oturdu. "Kalk yardım et lan."

"A-a bırak Hazar! Otursun çocuk." dedi annem. Sefa'ya gözlerimi devirdim ve masayı kurduktan sonra oturup yemeğimizi yemeye başladık. 

"Babam nerede?"

"Sabah gelecekmiş. İşler yoğunmuş." diye cevap verdi annem.

"İyi." dedim ve yemeğimi yemeye devam ettim.

Annem bulaşıkları toplarken Sefa yatağımda uzanmış tavanı seyrediyordu ben ise odamın dağınık kısımlarını topluyordum. "Hatırlıyor musun?" diye sordu Sefa, gülerek. "Mert, Ozan, Salih, sen, ben... Motor yarışı yaptığımız günü?"

Dudaklarımda hafif bir tebessüm oluştu. "Hatırlamak istemiyorum." dedim gülümsememi yok ederek.

"Hatırlıyorsun." dedi ve tekrar güldü. "Helin-"

"Helin'in ismini ağzına alma!" diye bağırdım sinirle. Gözlerini sıkıca yumdu ve daha sonra uzandığı yatakta doğruldu.

"Neden bana inanmıyorsun?" diye sordu.

"Ne sana inanacağım lan?! Gözümle gördüm!"

"Evet gördün!" diyerek o da bağırdı. "Ama gördüğün şey yanlış!"

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin