Üçüncü Kitap-26. Bölüm

3.3K 353 69
                                    

Herkese selam!

Ay biraz hüzünlü bir bölüm oldu ama sıkıntı değil bence sozjoskaosk

Sınavlarınız nasıl?

Benim meslek sınavlarım bitti, bu hafta da kültür sınavlarım var.

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın.

^^^^^^^

Kaldırımın bir ucunda oturmuş sessizce onları dinliyordum. Ne yapacaklarını, o çocukların kim olduğunu konuşuyorlardı ve ben yorum yapmadan sadece dinliyordum.

"Gardaş bak! Mahalleye gidip, mahallenin çocuklarıyla konuşalım. Yoksa hiçbir türlü öğrenemeyiz!"

"Lan adamlar mahallenin çocuğunu dövüyor. Kimse gelip bir şey yapmıyor. Demek ki adamlar mahalleye yayılmış ve güçlüler."

"Mantıklı."

"Sizce kim olabilirler?"

"Elazığ'dan değillerdir." dedi Aydo. "Çünkü her mahallenin, her çocuğunu tanırım. Özellikle kavgaya girebilecek olanları."

"Bu adamlarla iletişime geçmenin yolu yok mu acaba?" diye sordum.

"Nasıl yani?"

"Birimiz aralarına sızıp öğrensek?"

"Nasıl sızacaksın pardon?" diye sordu, Emir.

"Şirin'in sızacağını kim söyledi?" dedi Sefa.

Emir gözlerini devirdi. "Aklından böyle bir şey geçiyorsa kendisi uygulayacağı içindir!"

"Yok öyle bir şey." dedi ve bana sinirle baktıktan sonra diğerlerine geri döndü.

Yarım saat sonra konuşmaları bitince oturduğum yerden ayaklandım. Sokağın sonuna doğru üçümüz ilerlerken durup Sefa'ya baktım. "Saat geç oldu. Bizimle gelmene gerek yok. Eve git." dedim.

"Tamam." dedi ve yanağımdan makas aldı. "Dikkatli olun."

"Allah'a emanet!" dedi Emir ve beraber eve doğru yürümeye başladık.

-------

Elimdeki notları okuya okuya merdivenleri çıkarken birine çarpmam ile geriye doğru sendeledim. Melih beni kot ceketimden tutup çekince dengemi sağlamış oldum. "Ay düşeceğim sandım!" dedim telaşla.

"Sınıfta çalışırsın! Niye yolda yürürken önüne bakmıyorsun?" diye sordu.

"Çünkü çok çalışmadım ve her anı değerlendirmeye çalışıyorum!" dedim.

"Şükür ki, çarptığın kişi bendim!" dedi ve yanımdan geçti. "Yoksa pert olmuştun şimdiye!"

Ona cevap vermeden yukarı çıkmaya devam ettim. Sınıfa hızla girip yerime oturdum ve notları okumaya devam ettim. "Sanada günaydın, Şirinem!" dedi alıngan bir sesle, Duygu. Hemen arkamı dönüp ona baktım.

"Günaydın." dedim kaşlarımı kaldırıp gülümserken.

"Yine gömülmüşsün ders çalışmaya."

"Çok çalışamadım ya!"

"Benim notlarıma da bakabilirsin!" dediğinde kafamı salladım. "Ben bayağı çalıştım ve artık not görmek istemiyorum."

"İnşallah yüksek alırsın!"

"Amin!"

En arkada defterini karıştıran Salih'in yanına ilerleyip Sefa'nın sandalyesini ona doğru çekip yanına oturdum. "Günaydın." dedim.

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin