Selam Millet!
Uzun bir aradan sonra tekrardan yeni bölüm atmak beni heyecanlandırıyor.
İlk kitabın düzenlenmesi tamamen bitti sonunda.
Söz verdiğim gibi uzun bir bölüm yazdım ve umarım ki sizde okurken zevk alırsınız.
İkinci kitabı da düzenlemeye alacağım ama ilk kitap gibi fazla bölüm ve değiştireceğim yer yok.
Bölümü okurken kafanız karışmasın. İlk kitapta sadece Ayberk ile ilgili sahnelerin hepsini değiştirdim.
Yine söylüyorum en baştan okumaya gerek yok ama dilerseniz başa sarabilirsiniz.
Okurken yazım hataları görürseniz mutlaka söyleyin bu bölümü de düzenlemeye almayayım bari ıwoeeıwqueop
Bir sürü yorum gelmesini bekliyorum ve oyları alayım lütfeeen.
Keyifli okumalar dilerim efeniimmm
^^^^^^
Hepimiz evlere dağılmışken Sefa ve ben bizim eve doğru ilerliyorduk. Okulun bitmesine son bir ay kalmıştı ve daha ikinci dönem olmasına rağmen ben üzülmüştüm. O sınıftan ve dostlarımdan ayrı kalmak istemiyordum. Tamam, hepimiz aynı mahallede oturuyorduk ve neredeyse günün yarısı onlarla geçiyordu ama olsundu işte.
"Ne oldu?"
Sefa'nın sesini duyduğumda elimde tuttuğum deftere sarılıp iç çektim. "Bu dönem muhteşemdi değil mi?" diye sordum.
"Muhteşem ötesi!" dedi ellerini havaya kaldırıp, daha sonra beni göstererek. "Sen vardın diye!"
Güldüm. "Benden öncede böyle olduğunuza eminim!"
"Yani aslına bakarsan öyleydi. Ayberk vardı, mesela. Kahpelik yapıp dışlandı sınıf tarafından. Irmak, zaten çok sevilmiyordu. Özellikle kızlar pek sevmezdi. Sebebini sonradan anladım. Duygu, Hazar'ı seviyordu ve Irmak ile Hazar da birlikte olunca kızlar onu sevmemişti. Zaten Irmak'ın tavırları hep böyleydi. Kendini beğenmiş biriydi ama kimseye kötü laf edip aşağıladığını duyup görmemiştim. Ceylin'e karşı yaptıkları hoş değildi. Daha sonrasında sınıfta onu kimse istemeyince yurt dışınca çıktı. Ayberk de sınıf tarafından artık sevilmeyince başka sınıfa gitti. En sonunda geriye biz, 12/A pislikleri, kaldık. Hazar ve ben kaldık geriye. Düşman gibi olduk. Ama sınıfta sadece ikimiz arasındaydı problem. Kimse bizi sevmekten vazgeçmedi. Bazen usandılar, sıkıldılar ama asla bize karşı kin beslemediler. Bizi barıştırmak istediler çoğu kez. Beklemeyi sevmiyordum ya hani ben. Daha öncede söyledim, beklemeyi sevdiğim en güzel şey sendin. Hazar ise en acı bekleyişimdi. Ama sonunda her şey yoluna girdi."
"Girmedi." diyerek düzelttim. "Hâlâ başımızda bir bela var."
"Senin tek belan ben olurum ancak." Kolumla koluna vurdum. "İçimden bir ses o adamları polise teslim edecek kişinin, Emir olduğunu söylüyor!"
"Bende öyle düşünüyorum." dedim gülerek. "Kardeşim diye övünmek gibi olmasın."
Güldü. "Ne yalan söyleyeyim, Emir'i çok seviyorum."
"Biliyorum."
Eve geldiğimizde ben içeri girdim ve o da karşı binaya girip teyzesine gitti. Bu bir ayda çok fazla ders çalışmamız gerektiği için bana yakında olmak istemişti.
Odama girip kıyafetlerimi değiştirdikten sonra elime telefonumu alıp yatağıma uzandım. Gruptan yine bir sürü mesaj gelmişti.
12/A Pislikleri
Mert:
Lan yarın hemen ders çalışmaya mı başlıyoruz?
Ozan:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİSE SAKİNLERİ SERİSİ
HumorRomantik Komedi | Dram içeren bir kurgudur. Okurken kahkahalarla gülmek istiyorsan içeriye gir!! Lise Sakinleri... Lisenin en sakin sınıfı... Güya! Okulun en yaramaz sınıfı olan, psikopatı ve ruh hastalarının bir arada bulunduğu, her anı eğlenerek...