İkinci Kitap-6. Bölüm

9.8K 1.3K 366
                                    

Medyada ki şarkıyı açmayı unutmayın.

Keyifle okuyun.

^^^^^^^^

Sefa ile o sokakta öylece durmaya devam ederken sessiz olan ortamı sesli bir nefes alarak bozdum ve Sefa'nın yüzüne bakmaya başladım. "Bana baksana sen!" diyerek kızdım ona. "Sen hayırdır?" Anlamayarak bana bakmaya başladı. "Boş ver artık bunları! Ben varım burada ben! Benimle ilgilen!"

"Şirine gitti, Şirin geldi."

"İkisi de aynı şey değil mi?"

"Hayır."

"Anlıyorum ama anlamıyorum." dedim kafamı sallarken. "İkisinin arasında ki fark ne peki?"

"O da bana kalsın!" dediğinde gülümsedim. Daha sonra gözlerini büyütüp bana baktı. "Lan az önce Hazar bana sarılıp özür mü diledi?!"

"Evet." dediğimde yüzüme bir süre baktı ve diğerlerinin yanına doğru koşunca bende onu takip ettim. Oraya geldiğimiz de ne Ayberk vardı ne de bizimkiler. "Evlere gitmişler galiba."

"Tüh be." dedi Sefa. "Yani şimdi biz Hazar ile barıştık mı?!"

"Ay valla bilmiyorum! Ama galiba evet." dedim.

Sefa olduğu yerde zıplayınca yaptığı bu harekete güldüm. "Dur böyle kuru kuruya olmaz." dedi ve telefonunu çıkardı.

"Ne yapıyorsun?" diye sordum.

"Görürsün." dediğinde kafamı sallayıp bekledim. Daha sonra telefonunda arnavut kaldırımı şarkısı çalınca dönüp gülümseyerek bana baktı. Telefonu kaldırıma bırakıp bana doğru yaklaştı ve kadın ile birlikte söylemeye başladı.

"Biten sevgilerin ardından, ağlayamam ben böyle yas tutamam.  Her sözde her gözde şefkat aramam.  Kırıyor kalbimi sonunda nasıl olsa." dedi.

"Dün seni gördüm rüyamda!" diyerek şarkının devamını söyledim.

"Arnavut kaldırımlı taş sokakta." dedi Sefa ve ellerini kaldırıp çiftetelli onayınca bende ona ayak uydurdum. 

Nakarat kısmı gelince ben söylemeye başladım. "Öpsem bebek gözlerinden, çok ağlatırlar." 

"Sarsam seni kollarımdan bir gün alırlar." dedi Sefa, bana sarılarak.

"Sevsem seni doyasıya yıpratırlar." dedim, Sefa'yı kendi etrafında dönderirken. Normalde onun beni döndermesi gerekirdi ama olsun, bizim farkımız buydu.

"Bir sürü kuru gürültü parçalar sevgimizi ey kader!" diye bağırınca Sefa, ikimizde durup son kısmı beraber söyledik.

"Böyle mi olmalı solmalı sevgililer?!!"

------

Bugün pazardı ve yine Sefa'lar okulda olacaklardı. Çünkü henüz Malatya ile kimin maç yapacağı belirlenmemişti. Acaba Ayberk şerefsizi gelecek miydi? 

Telefonumu zil sesini duyduğumda masanın üzerinde duran telefonumu aldım. Mert'en görüntülü arama vardı. Cevapladım ve gülümseyerek ekrana baktım. "Ne yapıyorsun Şirinem?" diye sordu Mert.

"Hiç, uzanıyordum öyle." dedim yatağıma otururken. "Sen ne yapıyorsun?"

"Okula en erken ben geldim. Bilirsin çalışkan bir insanım." dediğinde güldüm. "Sonra canım sıkıldı. Rehberime girdim ve gözlerimi kapatarak isim seçtim. Sen çıktın, bende görüntülü arayayım dedim. O gül cemalini görmek istedim."

"Yok canım estağfurullah." dedim. "Bak bu sefer o maçı alın."

"Sence ben, Mert olan ben, defansta oynayan ben, muhteşem ben, Berfin'i sevmesine rağmen Ozan ile olduğu için mutlu olan ben, imanlı ben, ahlaklı ben, Allah'ını seven ben, güçlü ben, en önemlisi yakışıklı olan ben, bu maçı onlara bırakır mı?"

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin