Şaşkınca onlara bakmaya devam ederken Sefa bana doğru bir kaç adım attı ama onun bana doğru gelmesine izin vermeyerek yanından geçtim ve Ayberk'in önünde durdum. "Sen nasıl bir insansın böyle?! Allah senin de belanı versin, senin gibi olanlarında!" dedim ve onu itip yüzüne sertçe tokat attım.
"Tamam sakin." dedi Sefa, kollarımı tutup beni geri çekerek.
Ayberk, yanımızdan ayrılınca durup Sefa'ya bakmaya başladım. "Sebepsizce Hazar'ın peşinde. Bize saldıranlarda onun adamlarıymış." diyerek konuştu Sefa.
"Öğrenemediniz mi?" diye sordum. "Neden Hazar'ın peşinde?"
"Söylemiyor ki."
"Sen onun yaptığını bildiğin hâlde polise bir şey dedin mi?" diye sordum.
"Onlar kaçarken takip etmiştim. Gittikleri yeri polislere söyledim zaten."
"Doğru." dedim yeni hatırlayarak. "Ayberk'i söylediniz mi?"
"Ayberk'i neden söyleyelim, Şirin? Siz tacize uğrarken orada değildi bile. Beraber çalışıyor sanırım o adamlarla ve bir kanıtımız olmadan onu nasıl ihbar edebiliriz?"
"Of, çok canım sıkıldı şu an."
"Sıkma canını lütfen." Kafamı salladım ve arka bahçeden ayrılarak okula girdim. O anda zil çalınca tüm öğrenciler dışarı çıkmaya başladı. Bende sınıfa girip Hazar'ın yanına ilerledim.
"İyi misin?" diye sorduğumda gülümsedi.
"İyiyim. İyi olmama ihtimalim yok." dediğinde gülümsedim. Daha sonra yerime oturup dosyamdan ders notlarımı çıkardım.
"Şimdi sen kimseyi sevmiyorsun öyle değil mi?" diye sordu, Sefa.
Omuzlarımı silktim. Güldü ve elini boynuna götürerek 'Şirin' yazılı kolyemi çıkardı ve masama koyarak kendi sırasına oturup kafasını sıraya yasladı. Elime kolyeyi aldım ve daha sonra arkamı dönüp ona baktım. Neden yapmıştı bunu?
Sesli bir nefes aldıktan sonra önüme döndüm ve ders notlarına çalışmaya başladım. "Bugün eve gittikten sonra ailenden izin al." dedi Duygu. "Kızlarla bizim evde toplanacağız."
"Parti mi var?" dedim gülerek.
"Hayır çok önemli bir konu hakkında konuşacağız." dedi göz kırparak. Gülümseyerek kafamı salladım ve önüme döndüm.
Kapının önünde Emir'i beklerken aynı zamanda da Irmak'ı bekliyordum. Benimle konuşacağı konuyu cidden merak ediyordum. Okuldan çıkan, çantasını elinde tutan Sefa'yı gördüğümde ona doğru birkaç adım atıp, beni görmesi için elimi kaldırdım ama o bana bakmayıp hızlı adımlarla yoluna devam etti.
Yüzümü asıp birkaç adım geri giderek arkasından baktım. Yanıma gelen Emir'e odaklandım hemen. "Hadi gidelim." dediğinde kolunu tutup onu durdurdum.
"Ben biriyle konuşacağım." dedim. "Beni de bekler misin?"
"Kiminle?" diye sordu Emir.
"Irmak ile." dediğimde kafasını salladı.
"Çok uzun sürer mi?" diye sordu.
"Sanmıyorum." dedim ve bana doğru gelen Irmak'a baktım. "Geliyor. Sen uzaklaş."
"Sana kötü bir şey derse saçına yapış." dediğinde gülerek ittim onu.
"Merhaba." dedi Irmak, sadece gülümseyerek kafamı salladım. "Uzun konuşmayacağım. Sen sonra üzülme diye söyleyeceğim bunları." Kaşlarımı kaldırarak ona baktım. "Sefa beni seviyor." Güldüm. "Bende onu." Kafamı salladım. "Bu yüzden onun aklını karıştırmasan iyi olur." Dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemeye çalıştım. "Onu üzmek istemezsin, öyle değil mi? Bu yüzden ona fazla ümit vermekten vazgeç."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİSE SAKİNLERİ SERİSİ
ЮморRomantik Komedi | Dram içeren bir kurgudur. Okurken kahkahalarla gülmek istiyorsan içeriye gir!! Lise Sakinleri... Lisenin en sakin sınıfı... Güya! Okulun en yaramaz sınıfı olan, psikopatı ve ruh hastalarının bir arada bulunduğu, her anı eğlenerek...