Merhaba!
Şarkıyı açabilirsiniz.
•••
Emir Berma...
Kabanımı çıkarıp askıya astıktan sonra yerime oturduğum an hoca girdi sınıfa. Günaydın faslını geçtikten sonra hemen yoklamayı alamaya başladı. "Emir!"
"Burada." dedim elimi kaldırarak.
"12/A'da aynı soy isimde biri var. Tanıyor musun?"
"Ablam, hocam."
"Şirin ablan mı?" diye sordu hoca şaşkınca. Kafamı salladım. "Ablan hoş öğrenci! Anlaşabiliyor musunuz? Evde ne yapıyorsunuz?"
"Valla hocam karşılaşmamaya çalışıyoruz." dediğimde, hocada dahil, herkes gülmeye başladı.
"İyi anlaşmıyor musunuz?"
"Anlaşıyoruz." dedim gülerek. Hoca kafasını salladı ve yoklamayı almaya devam etti.
Sefa Ayves...
Okul dağılmaya başladığında bende çıktım ve ilerlemeye başladım. Yolda yürüyen belalı Şirinem ile kardeşini gördüğümde onlara yaklaşmak için biraz daha hızlı yürüdüm. O anda yanımdan geçen motor Şirin'in yanında durunca kaşlarımı çattım. "Ne zaman geleyim seni almaya?" diye sordu Hazar.
"Motorunla gelme." dedi Şirin. "Parkta buluşalım bir saat sonra."
"Tamam, dikkatli gidin." diyerek uzaklaşınca Hazar, onların yanına gidip ellerimi cebime koydum ve yürümeye devam ettim. Şirin'in bana hiç bakmadığını fark ettiğimde saçını çektim. Yüzünü buruşturdu ama yine bakmadı.
"Ne oldu?" diye fısıldadım kulağına doğru. Bana cevap vermemesi hoşuma gitmemişti. Sanırım gerçekten Hazar'dan hoşlanıyordu ve belkide bu yüzden benimle konuşmuyordu. Ama dün hiçbir şey yoktu. Ne olmuştu ki birden bire? Omuzlarımı silktim ve yanından ayrılarak önden yürümeye başladım. Çok da umurumdaydı (!)
Bizim sokağa girdim ve hiç arkama bakmadan binaya girdim. Yukarı çıktım ve eve girerek hızla kıyafetlerimi değiştirdim. Teyzemin hazırladığı yemeklerden biraz yedim ve tekrar montumu giyerek evden çıktım. Koşarak Duygu'nun evine gittim. Binaya girdim ve tanıdık olan kapının önüne geldiğimde kapıya birkaç kez vurdum. Önceden samimi olduğumuz için buraya gelmiştim. Malum üç aydır daha yeni konuşuyoruz. Kapıyı annesi açtı. "Ne oldu, Sefa? Acelen mi var? Alacaklı gibi çalıyorsun?" dedi annesi.
"Alacaklıyım vallahi." dedim. "Duygu'yu alacağım."
"Ne oldu, Sefa?" dedi Duygu kapıda belirirken. "Bir şey mi oldu?"
"Ben, bize verilen görevi yapmamız için buraya geldim." dedim telaşla. "Hadi çabuk hazırlan gel."
"Ne görevi bu?" diye sordu annesi.
"Yuva yıkma görevi." dediğimde ikisi de bana anlamayarak baktı. "Duygu hadi çabuk!"
Duygu sonunda evden çıktığında kolumdaki saate baktım ve onun kolunu tutarak çekiştirmeye başladım. "Niye böyle acele ediyoruz?" dedi Duygu.
"Hazar ve Şirin parkta buluşacaklarmış." dediğimde durdu ve bana baktı.
"Of, Sefa! Kardeşim bunun için beni niye çağırıyorsun? Ne olmuş yani buluşacaklarsa?" dediğinde bıkkınlıkla nefes aldım.
"Sen ne kadar duygusuz birisin ya!" diye bağırdım. "Sen sevmiyor musun bu çocuğu?"
Bana sinirle baktı ve koluma dokundu. "Salak gibi bağırmayı bırak da koş." dediğinde ikimiz de parka doğru koştuk. Parka daha gelmemişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİSE SAKİNLERİ SERİSİ
HumorRomantik Komedi | Dram içeren bir kurgudur. Okurken kahkahalarla gülmek istiyorsan içeriye gir!! Lise Sakinleri... Lisenin en sakin sınıfı... Güya! Okulun en yaramaz sınıfı olan, psikopatı ve ruh hastalarının bir arada bulunduğu, her anı eğlenerek...