İkinci Kitap-16. Bölüm

7.5K 958 196
                                    

Yazar Anlatımıyla...

Tribünde fazlasıyla Varselya Lisesi öğrencileri vardı. Okulun yarısı neredeyse Malatya'ya maç izlemeye gelmişti. Kızlar önde yer kapmıştı ve sahaya çıkmış olan sınıf arkadaşlarını sevinçle alkışlıyorlardı.

Bir süre sonra maç başladığında kızlar heyecanla izlemeye başladılar. Emir, Şirin'in yanına oturmuştu ve bağırarak tezahürat yapıyordu. Şu an bir tek onun sesi çıkıyordu.

"Hadi Sefa Ayves! Yaparsın abim! Varselya senin arkanda! Enişte! Enişte! Tüm Elazığ seninle!! Gözümüzü kara çıkarma gönlümün şampiyonu! Odama fotosunu astığım adam! Sen yaparsın!"

"SUSTURUN ŞUNU!" diye bağırdı sahadan Sefa.

Şirin, Emir'in susması için onun kafasına vurdu. Emir gözlerini devirerek sustu.

Sefa, ayağında ki topla kendi kendine oynarken birden bire hakem düdüğünü çaldı ve Sefa'ya yaklaşıp onu uyardı.

Sefa hakemin arkasından tersçe baktı ve hakem tekrar maçı başlatınca, Sefa, Hazar'a pas attı.

Hazar, önüne gelen iki Malatya oyuncusuna çalım atıp ikisinin arasından çıktı ve kalenin önünde bekleyen Murat'a pas attı.

Murat kaleye baktı ve...

GOL.

Murat sevinçle arkadaşlarına doğru koşunca diğer hepsi onu kovalamaya başladı.

Tribünde herkes coşarken, erkekler Murat'ı kovalamaya devam ediyordu.

"Ne yapıyorlar bunlar?" diye sordu Buse.

"Murat gol attığı için onu kovalıyorlar." dedi Şirin.

"Ee ne var bunda?" dedi Berfin.

"Maçı kaybetmek istiyorlar. Bir üst kademeye yükselmek istemiyorlar. Sınav var ya." dedi Şirin.

"Ha anladım." dedi Duygu.

"E o zaman niye isimlerini yazdırdılar? Tövbe tövbe!" dedi sinirle Semra.

"On birler isimlerini sildirdiler. Ee hoca da kuraya okulun ismini yazdırmış. Bizim okul çıkınca onlarda mecburi olarak yazdırdılar." dedi Selin.

Maç tekrar başladığında herkes sahaya odaklandı. Ozan, topu kaleci Süleyman'a, Süleyman ise sağ bekte olan Salih'e attı.

Salih, sol beke uzunca bir pas gönderdi ama top karşı tarafın oyuncusuna geçti. Malatya, bizim kaleye doğru gelirken Melih ve Ozan topu getiren çocuğun önünü kesmeye çalıştılar.

Melih, topu kapıp ilerlemeye başlamıştı ki ayağına takılan çelme ile yere kapaklandı. Bunu gören Sefa hemen çocuğun üzerine yürümeye başladı.

"Ne yapıyorsun oğlum sen? Düzgün oyna, sinir etme beni!" dedi Sefa.

"Alla alla, sinir olsan ne olur?!" dedi çocuk.

"Göstereyim mi?" dedi Sefa, çocuğa doğru giderken. Kadir hemen gelip Sefa'yı tutup geri çekti.

"Sakin ol. Bitirip gidelim." dedi Kadir.

Hakem, maçı tekrar başlattığında serbest vuruş bizimdi. Umut kullandı ve ondan pas isteyen Emrah'a yolladı topu. Emrah rakibinin üzerinden topu geçirip göğsü ile topu dengeledi.

Rakip takım o anda Emrah'ın ayağından topu alıp bizim kaleye doğru ilerledi. Melih rakibinin yanında koşarken çocuk ondan topu almasını bekledi ama Melih topa ayağını bile uzatmadı.

"Kanka git gol at, Allah için!" dedi Melih.

"Salak!" dedi çocuk. Melih bunu duyduğu anda çocuğu yakasından tutup durdurdu.

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin