Üçüncü Kitap-31. Bölüm

3.2K 304 72
                                    

Ben ne zaman bölüm günü veya kitabın biteceğini söylesem bölüm atmıyorum. Normalde şimdiye kadar bitmesi gerekiyordu.

Ama o kadar yazasım yoktu ki...

Güya 1 Ocak da yeni kurgu yayinlayacktim. Neyse sonraya kaldı.

Oylamayı ve yorum atmayı unutmayın...

^^^^^^

Sefa Ayves...

Önümdeki çocuğa sert bir yumruk attığımda geriye doğru sendeleyip arkadaşlarının yardımı ile dengede durdu. Çocuk ağzındaki kanı silerken bana sırıtarak bakıyordu. Bu hâli beni daha da sinirlendirirken bir anda etrafımız dolmaya başlamıştı. Çoğu elindeki sigarayı yere atıp ezerken, çoğu da kavga etmek için kollarını sıvıyordu.

Önümdeki çocuklar bana sırıtarak bakarken çatık olan kaşlarımı düz hâline getirip etrafımda dönmeye başladım. Çok kalabalıklardı ve biz sadece yedi kişiydik. Daha önce otuz kişiyle dövüşmüştüm ama geçenki kavgadan sonra artık kendime pek güvenim yoktu.

"Gidelim." diye fısıldadı, Aydo. "Cesedimiz çıkar buradan."

"Çıksın." dedim. "Bu adamların bir yerinden kan getirmeden bırakmam."

"Sefa, çok kalabalıklar."

"Ne oldu?!" diye bağırdı, çocuk. "Yaklaşıp yine vursana!"

Kaşlarımı kaldırıp çocuğa sırıtarak baktım ve geri adımlayarak bizimkilerin yanına yaklaştım. "Ben dalacağım." dedi Ayberk. "Öleceğini düşünen gitsin."

Ayberk'in söylediğinden sonra Emir ve Kadir hırkalarının kollarını yukarı çekip kendilerini kavgaya hazırlamaya başladılar. Melih'e baktığımda göz kırpıp adamlara geri döndü.

"Diğerleri nerede acaba?" diye sordu, Aydo. "İnşallah bir şey yapmamışlardır."

"Sanmam."

"Pisliğin üstüne basmışlar!"

Ortamda Gazapizm'in sesi yankılanınca herkes şaşkınca etrafına bakarken ben ne olduğu çoktan anlayıp gülmeye başlamıştım.

"Lan bırak, bozacaksın sonra Sefa bizi vuracak!" diyen Mertço'nun sesini duydum.

"Kes lan! Sen çok biliyorsun sanki!" dedi Ozan.

"Allah aşkına bir kerede kavga etmeyin!" dedi Salih. "Gelene kadar beynimi yediniz yav!"

Onların bu konuşmasına gençler anlamayarak bakarken biz gülüyorduk. Hazar, bize doğru yaklaşıp yanımızda yerini alınca diğerleride gelmişti. "Yalnız siz çok kalabalıksınız! Biraz azalın!" dedi Emrah.

"Of daha geçen gün kavgadan çıktık. Niye ara vermeden devam ediyoruz?" dedi Murat. "Hâlâ her yerim ağrıyor."

Haklıydı, en çok darbeyi o almıştı ve vücudunda morluklar vardı. Hepimizin yüzündeki yaralardan bahsetmiyorum bile. Yaralarımız tazeyken kavga edecektik resmen.

"Bu iş böyle olmaz!" dedim. Hepsi bana dönünce kafamı geriye yatırıp, işaret vermeye çalıştım. İnşallah anlamışlardır, diye umarak koşmaya başlamıştım. Peşimden kimsenin gelmediğini sanarak kafamı arkaya çevirdim. Bizimkilerin geldiğini görünce hiç durmadan devam ettim.

Şirin Berma...

Samet, kanepede uyumaya devam ediyordu ve onu gördükçe benimde içim gidiyordu, uyumak istiyordum. Saat geç olmaya başladığı sırada annemin beni araması ile dalmak üzere olduğum anda yerimden sıçradım.

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin