Selaaammm!
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın!
^^^^^^
Bugün cumaydı ve haftaya sınavlarımiz başlıyordu. Ayrıca Ramazan'ın son haftasıydı. Çok çabuk gelip geçmişti. Emir ile beraber sessiz sessiz yürürken okula yaklaşmıştık. Emir resmen ayakta uyuyordu.
Sahura kadar uyumayıp oyun oynadığı için sadece üç saat yatabiliyordu. Ben ise rahat sekiz saat yatıyordum ama yine de uykusuz hissediyordum.
Okula girdiğimizde Emir beni ikinci katta terk edip sınıfına gidince bir süre merdivenler ile bakıştım. Oruçlu oruçlu en üst kata çıkmak berbat bir şeydi.
Yavaş yavaş merdivenleri çıkarken bir çocuk elleri cebinde aşağıya iniyordu. "Yukarı beraber çıkmaya başladık, ben geri aşağıya iniyorum sen buradasın!" dedi şaşkınca.
Şaşırmasına sırıtırken konuştum. "Ne yapayım, ağzım kuruyor sonra."
"Yapacak bir şey yok, oruç tutuyoruz diye tüm gün yatalım mı yani?" dedi çocuk. "Çoğu insan aç, susuz ama yine de her şeyi yapıyorlar. Mesela okuldan sonra babamın yanına gidip fırında çalışıyorum. Sen gör fırını o sıcakta saatlerdir ekmek, yemek yapıyorlar oruç oruç. Babamın şikayet ettiğini duymadım hiçbir gün. Mesela dayım inşaatçı, sabahın köründe binaların üstünde, güneşin alnında, akşama kadar. Yine de hep orucunu tutar. Bizim yaptığımız ne ki?"
Konuşması bitince gülümseyip aşağıya inmeye devam edince arkasından sadece baktım. "Çocuk on saniyede hayat dersi verdi bana!"
Bakışlarımı üst merdivenlere çevirdim ve normal hızla yukarı çıkıp sınıfıma girdim.
Bizimkilerin çoğu gelmişti. Selin, sınıfa getirdiği ipi atlarken Hazar da atlamak için sıra bekliyordu.
Öğretmenler masasına oturup onları izlemeye başladığımda ipi Hazar aldı ve atlamaya başladı.
Okul yıkılacakmış gibi olunca hızla masadan indim ve aynı anda Selin ile onu tuttuk. "Yok, sen sınıfta atlama!" dedim ipi çekiştirerek.
Sınıfa uykulu uykulu giren Duygu anlamayarak bize baktı. "Az önce deprem mi oldu yoksa ben uyku sersemiyim diye öyle mi hissettim?"
Hazar ona gözlerini büyüterek bakmaya başladı. "Yok artık!"
"Allah korusun!" dedim telaşla. "Deprem olmasın."
Hazar, tuttuğum ipi çekiştirmeye başlayınca bırakmayıp ben de çekmeye başladım. Bir anda ip çekme müsabakası başlamıştı aramızda. Sınıfa giren herkes etrafımıza toplanıp tezahürata başlamışken Hazar'ın ani çekmesi ile öne doğru savruldum ama Duygu bana destek olarak hemen ipi kavradı.
Tam yeniyorduk ta ki Sefa sınıfa girip dikkatimi dağıtana kadar. İlk defa bu kadar enerjik girmişti ve girer girmez Hazar'ın sırtına atlamıştı. Normalde ipi Hazar'ın bırakması gerekirken ben bırakmıştım ve maalesef kaybetmiştik.
"Kaybettik senin yüzünden!" dedim Sefa'ya.
"Ben ne yaptım?"
"Dikkatimi dağıttın."
"Allah'tan ilk defa, uykulu değilde enerjik gireyim, dedim, onda da halt yedim!" diyerek sırasına oturdu.
Hoca sınıfa girip günaydın faslını yaptıktan sonra yerlerimize oturduk. Hoca ders anlatırken arkamı dönüp Sefa'ya baktım. Uyumuyordu ve hatta elinde kalemiyle not almayı bekliyor gibiydi.
Bana bakıp defterinin kenarından bir parça kopardı ve üzerine bir şey yazıp bana fırlattı. Kağıdı tutup önüme dönünce kaşlarını kaldırıp indirerek bana sırıtan Melih'i gördüm. Gözlerimi devirip yazdığı notu açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİSE SAKİNLERİ SERİSİ
MizahRomantik Komedi | Dram içeren bir kurgudur. Okurken kahkahalarla gülmek istiyorsan içeriye gir!! Lise Sakinleri... Lisenin en sakin sınıfı... Güya! Okulun en yaramaz sınıfı olan, psikopatı ve ruh hastalarının bir arada bulunduğu, her anı eğlenerek...