58. Bölüm

9.8K 1.3K 416
                                    

Sefa ve Irmak'a doğru ilerlemeye başladım. Yanlarına vardığımda ikisi de dönüp bana bakmaya başladılar. "Sefa hadi." dedim gülümseyerek.

"Tamam." dedi ve Irmak'a bakmaya başladı. "Ben gidiyorum. Sonra konuşuruz."

Sefa ile beraber kantine doğru ilerlemeye başladık. "Ne konuşacaksınız sonra?" diye sordum.

"Benimle vakit geçirmek istiyor."

"Sende kabul mu ettin yani?" diye sordum.

"Dün onu sevmediğimi söyledim. Ama o bir umut belki ondan hoşlanırım diye vakit geçirmek istiyor. Üzülmesin diye kabul ettim." dediğinde kafamı salladım.

"Onunla konuşmanı istemiyorum. Sevmiyorum o kızı." dedim.

"Bende sevmiyorum." dedi. "Ama onu üzmekte istemem."

"Sevmediğin biriyle vakit geçirirsen bu onun için daha fazla umut olur. Sen de onunla ilgilenme. Bir arkadaş tavsiyesi." dedim ve kantine girerek bir masaya oturdum.

"Aynen arkadaş." dedi ve karşıma oturdu. "Çay içelim."

Kafamı salladım. O kalkıp ikimize de çay almaya gitti. Acaba doğru şeyi mi yapıyordum? Onun hayatına karışmalı mıydım? 

Sefa önüme çayı koyunca gülümsedim ve çaya şeker atarak karıştırmaya başladım. "Doğru söyle bakayım. Irmak'ı sevmek istiyor musun?" diye sordum.

Bir süre durup gözlerime baktı. "Bilmiyorum." dediğinde kafamı salladım. Daha sonra dün sınıfta bana söylediği şeyi mırıldandım. "Eğer olursanız seni adına mutlu olacağım. Ama eğer olmazsanız senin için burada olacağım."

"Sen iyi bir arkadaşsın." dediğinde gülümsedim.

"Sende öyle. Hem de benim için fazla değerin var. Benim hiç arkadaşım yoktu ve hayatıma sen girdin. Önceden bu kadar iyi anlaşmıyorduk." dediğimde ikimizde güldük.

"Seninle bir daha saç başa kavgaya girebilirim. O kadar emin olma." dediğinde kaşlarımı kaldırdım.

"Saçımdan uzak dur." dediğimde elini kaldırdı ve saçlarımı karıştırdı.

"Mümkün değil."

"Ne?"

"Yani şey..." dedi. "Aslında şöyle. Yani öyle değil. Saçını çekerim anlamında. Evet öyle bir şey. Aynen aynen."

Konuşma şekline gülmeden edemedim. Çok tatlı değil miydi?

"Ee bugün Irmak ile randevun var mı?" diye sordum.

"Hayır şu an yok. Ama her an olabilir." dediğinde kafamı salladım.

"O zaman bana söz ver. Bugün beraber çıkalım dışarıya." dedim.

"Olur." dedi. "Ne yapacağız?"

"Bilmem. Çiğköfte gömeriz." dediğimde heyecanla kafasını salladı.

"Böyle bol isotlu." dediğinde güldüm. "Beş altı dürüm yerim."

"Çok değil mi?"

"Az bile." dediğinde gözlerimi irice açıp omzuna vurdum.

Zil çaldığında ayağa kalktım. "Nereye?" diye sordu Sefa.

"Sınıfa. Sen gelmiyor musun?" dedim.

"O benimle geliyor." diyen Hazar'ın sesini duyduğumda arkama baktım.

"Dayak istiyorsan okulda olmaz." dedi Sefa.

"Boş konuşma." dedi Hazar.

"Boşluğa boş konuşurum." dedi Sefa.

"Yarabbim sabır ver." dedi Hazar. "Spor salonuna gel."

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin