Bölüm Şarkıları: Yaşlı Amca ~Yakamoz Güzeli
Cem Yıldız ~İmkânsız
Erdem Ergün ~Alma AhımıYorumlarınızı eksik etmeyiniz. İyi okumalar!
Bir sevgi ve devamında gelen kıyametler...
Gerçekten benim hayatım bu cümle olarak can bulmuştu. Birini seviyordum ve arkası kesilmeden birçok kıyamet geliyordu. Ekin'i sevmiştim. Çok sevmiştim... Bu sevginin sonunda o ölmüştü. Ve beni severken her gün kaybetme hissini iliklerine kadar yaşamıştı. Gerçekten en başından beri Aşır ile aramızda görünmez iplikler mi vardı? En başından beridir birbirimize mi düğümlüydük?
Bütün gece kafamda durmaksızın bir şeyler dönmüştü. Hayata olan bakış açım bir anda tarumar olmuştu. Neye inanacağımı bile bilmiyordum. Ne çok çıkmazdaydım. Ne çok yorulmuştum. Çığlıklar atsam duyarlar mıydı beni? Yardım eli uzatan olur muydu? Ben bu çıkmazdan gerçekten kurtulmak istediğimden emin bile değildim. Ah, ne büyük çaresizlik!
İşe gitmek yerine kendime bugün izin vermiştim. Aşır da yanımda olmayı tercih etmişti. Yerde sere serpe uzanıyordum. Kedilerimden biri kucağımda, diğeri ise yanımdaydı. Aşır'ın köpekleriyle çok iyi anlaşıyorlardı. Başlarda beni Aşır'dan kıskanmış olsalar da bana da alışmışlardı. Tam anlamıyla aile olmuştuk.
"Hanginiz kedi ayırt edemiyorum." Tepemde duran Aşır'a hafif bir tebessümle baktım. "Bence benim, aksi iddia bile edilemez." Eğilip yanıma oturdu. "Bence de sensin." Uzanıp alnıma bir buse kondurdu. Onun da bakışları benim gibi sönüktü. Kalbimiz gibi gözlerimizin de yıldızı sönmüştü. Ölü yıldızlar hâkimdi bedenimize. İkimiz de dün gece uyumamıştık. Tabii bir de uyumadığımızı birbirimize belli etmemeye çalışmıştık; fakat ikimiz de anlamıştık. Onun da aklında Ekin'in yazdıkları dönüp durmuştu. Bazen düşündükleri mırıltı olarak dudaklarından kaçtığı vakit bunu daha iyi anlamıştım. Yıllar sonra bile Ekin'in yaptıklarını konuşuyorduk, böyle de bir tesiri vardı.
Huysuzlanan kediler uzaklaşırken o kafasını karnıma koydu. Ellerim yumuşak ve dağınık saçlarına çıktı bir an olsun beklemeden. Bu kömür karası saçlarını çok seviyordum. Ellerim saçlarıyla buluştuğu an huzuru iliklerime kadar hissediyordum. "Bugün çarşıya inelim de yarın ki doğum günü için kıyafet bakalım." dedim. "Öylece giyinip gitsek olmaz mı?" dedi yorgun bir şekilde. "Öyle gidelim de Zehra bizi öldürsün değil mi? Bunun için daha çok gencim. Bir de arkadaşını tanımıyormuş gibi konuşuyorsun." Bu tepkime kısa bir an güldü. "Seni de etkisi altına aldığını hiç fark etmemiştim." "İkimizi de kapıdan kovar, olmaz ben bunu kaldıramam." Gülmemi tutamadım.
Yan dönüp yüzümü izlemeye başladı. Başımın altındaki yastıktan kaynaklı yukarıdan bakabiliyordum güzel çehresine. "Onca yıl, onca olaylar; hepsi biz birbirimize kavuşalım diye işlendi. Ben bu yeşil gözleri izlemek için bin beterine de katlanırdım." O konuştukça yüzümde mahzun bir tebessüm oluşuyordu. Üzüntülüydüm ama o yine de tebessüm açtırtıyordu. Ne büyük tezat. "Gerçekten katlanabilir miydin? Bunca olan olaya sırf benim gözlerim için katlanır mıydın?" "Katlanırdım. Sadece Seyran ve Batur bunları yaşamasın isterdim." Benim yerim onda kıymetliydi ama kardeşleri her zaman zayıf noktasıydı. Aslında tam da olması gerektiydi. Ben, bana takıntılı âşık olmasını istemezdim. Benim yerim ayrı, ailesinin yeri ayrı olmalıydı.
⏳⏳
Kum saatinden kayıp giden her kum, beni olduğum yerden farklı diyarlara götürüyordu. Ben, bendim; ama gözlerim o diyarlara gitmişti. Ben gibi bakmıyordum. Ya da bilhassa ben gibi bakıyordum. Hangisi olduğumu karıştırdığım zamanlardaydım. Aşır'dan önce tam da bu aynadaki kadındım. Bakışları dalmış ve kırgın; yüzü bir hayli asık, neşesi firari, aynadaki kişiye çekingen o kadındım. Boynum mezarlık, izim de lanetti. Zaman akmış ve ben bu vakte gelmiştim. Aynadakinden çekinmiyordum. Boynumu da saklamıyordum. Gözlerim ışıl ışıl, yüzüm de kutlama havası vardı. Tabii bu hava son günlerde yine eski hâline bırakmıştı. Beni hüzne sürükleyen hep Ekin'in acısıydı. Çok zaman geçmiş, hiç acı geçmemişti...
![](https://img.wattpad.com/cover/205635596-288-k547612.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz Güzeli |Lahza|
RomanceTek bir an insanın hayatını darmaduman edebilirdi. İplerinden sıkı sıkıya tuttuğun hayatına biri gelir ve tek bir an da iplerini kesebilirdi. Yıllardır düzene sokmak için çabaladığı hayatının ipleri artık başka birindeydi. İplerin çaresiz sahibi:...