Multi: Aşır ve Akça
Yorumlarınızı eksik etmeyiniz. İyi okumalar!
Uzun uzun manzarayı seyrediyordum. Güneş batıyordu, deniz ise tam karşımdaydı. Görmeyi en sevdiğim manzara Aşır'ın balkonundan rahatlıkla görülüyordu. Saatler önce Aşır ile yaşadığımız o an beni çok utandırmıştı. Kaçar adım duşa girmiş, sonra da sanki uykum varmış gibi yatağa girmiştim. İnce pikenin altına sığınmış ve pikeyi seyretmiştim. Uyumadığımı bildiğinden emindim ama yine de yüzüne bakmaya çekinmiştim. Düşman olacağım adamla öpüşmüştüm. Böyle olmaması gerekiyordu ama olmuştu. Ve en acısı bundan hiç pişman değildim. Onun kalbinden benim kalbime bir şeylerin süzüldüğünü hissederken nasıl düşman olabilirdim ki?
Onun güldüğünü duyunca istemsizce gülümsedim ve kafamı hafifçe ona çevirdim. O an telefonunu bana doğru tutmuş bir şeyler yapıyordu. "Neye güldün?" Kafasını iki yana salladı. "Hiç, bir an gülesim geldi." dedi. Ona doğru döndüm. Hâlâ korkuluğu tutuyordum fakat kalçamı da yaslamıştım. "Ne geldi aklına?" Merak etmiştim. "Utangaç hâllerin geldi aklıma." dedi tatlı bir tınıyla. Gözlerimi kaçırdım anında.
Bir anda kapı açıldı. Zehra telefonunu sallayarak içeri girdi. Elim kalbime çıkmıştı. Korkutmuştu beni. "Şuna bak, ne atmış görüyor musun? Hemen benimle de çekilip atman gerek." Telefonunu bana uzattı. Aşır hesabından fotoğraf atmıştı. Az önce gülümseyerek yan bir şekilde dönmüştüm ve o, o anı çekmişti. Ellerim korkulukta, ayaklarım çarpraz şekilde duruyordu. Saçlarım belime kadar dökülüyordu. Ve güneş ile denizin uyumu çok güzeldi.
Manzara ve Manzara'm.
Gönderinin altındaki yazı buydu. Gülümsemek istesem de Aşır hâlâ koltukta oturup beni izliyordu. Göz göze geldik. Onun hesabında birkaç tane siyah beyaz kendi fotoğrafı vardı. Tek farklı, tek kız ve tek renkli fotoğraf benim olduğum fotoğraftı. İçimde bir sürü duygu patlaması yaşıyordum. Ama verdiğim tek tepki onun güzel gözlerine bakmaktı. Elim hâlâ kalbimdeydi. Ve kalbim öyle hızlı atıyordu ki sesinin duyulmasından çok korkuyordum.
Bu adam bir anda öyle şeyler yapıyordu ki nutkum tutuluyordu. Zaman mı duruyordu yoksa kalbim mi duruyordu anlayamıyordum. Ama kalbim durduğunu sanarken hiç tahmin edemediği kadar hızlı atıyordu.
Bu adam bambaşkaydı. İlk restoranımın önünde gördüğümde kokusu kalbime dokunmuştu. Bambaşkaydı. İlk sesini duyduğumda kalbim ona gitmem için bağırmıştı. Bambaşkaydı. İlk onu gördüğümde yanına gitmek istemiştim. Bu bambaşka adamla tanışmak istemiştim. Fakat o gün imkânsızdı. Sevdiğim adam vardı ve bambaşka olan adam benim için imkânsızdı. Öyle olmak zorundaydı da. Ama işte kader; sayesinde zaman akmış, sevdiğim adam toprak olmuş ve bambaşka adam, en olmaz zamanda hayatıma girmişti. Hayat, biz planlar yaparken başımıza gelenlerdir. Ne doğru bir söz. Ne anlamlı bir söz. Hayatın özeti tam olarak bu cümle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz Güzeli |Lahza|
Roman d'amourTek bir an insanın hayatını darmaduman edebilirdi. İplerinden sıkı sıkıya tuttuğun hayatına biri gelir ve tek bir an da iplerini kesebilirdi. Yıllardır düzene sokmak için çabaladığı hayatının ipleri artık başka birindeydi. İplerin çaresiz sahibi:...