Bölüm şarkısı: Müzeyyen Senar ~Fikrimin İnce GülüYorumlarını eksik etmeyiniz. İyi okumalar!
Nefesimin sesi dışında ses duymadım uzunca bir süre. Ya da o sırada nefessiz kaldım onların nefesi bana nefes oldu. Havuza bakan bakışlarım ağırca ona döndü. "Ne?" Kısık gözlerle bana bakıyordu. Sadece bakıştık. Camın içine düşen kum tanesi gibi çaresiz hissettim. Kaçış yoktu, ne dese cevap vermek zorundaydım.
"Geçmişe ait tek bir fotoğrafın bile yok." Omuz silktim. "Ne var ki bunda? Fotoğraf çekinmeyi sevmiyor olabilirim." Kafasını ağırca salladı. "Bir sene geç gitmişsin üniversiteye." Yapmacık bir şekilde güldüm. "Ne yani kazanamamış olamaz mıyım?" Kafasını iki yana salladı. "Sınava girmemişsin bile." "Çalışmamıştım o yüzden de girmedim." Kinayeli bir tavır takındı.
"Seninle ilgili hiçbir şey yok. Sokaktan geçen herhangi bir insanın bile bilgisi var ama senin yok. Çünkü siz ailece gizli saklı şeyler yapmayı seversiniz!" Kaşlarım çatıldı. "Ben seni araştırmıyorken sen de bunu yapamazsın." "Ama yapıyorum." Dişlerimi sıktım. "Korkan insan saklar. Neyden korkuyorsun?" Bu direnmesine asla anlam veremiyordum. "Hiçbir şeyden. Fotoğraflarımın olduğu albüm kayboldu o kadar. Ayrıca bana özel olan fotoğraflara bu kadar kolay ulaşamamandan normal ne var?" Kafasını yana eğip baktı. İnanmıyorum demek istiyordu.
Elini omzuma atıp bir anda beni kendisine çekti ve göğsüne kafamı yasladı. "Ne yapıyorsun be?" diyerek carladım. "Şu an bizi izliyorlar, kavga mı edelim istiyorsun?" Sahte bir şekilde gülüp kollarının arasından çıktım. "Şöyle şeyler yapma." O sırada yüzümde bir gülümseme vardı. Tatlı bir konuşmanın içindeymişiz gibi davranıyordum.
Ayağa kalktım. "Üşüdüm ben." diyerek içeri girdim; ama kesinlikle üşümemiştim. Hafifçe onlara döndüğümde birbirlerine bakıyorlardı. Aşır, Giray'ın omzuna vurup ayağa kalktı. İçeriye adım attığında göz göze geldik. Büyük bir şefkat gördüm gözlerinde. Sakladığım şeyleri biliyor ve beni anlıyormuş gibi şefkatle bakıyordu. Kafamı yana eğip hafif bir tebessümle baktım. Ona karşı bazen çok dengesizdim. Neden böyle olduğumu anlamıyordum bile.
Saatler usul usul akmış ve sabah yaklaşmıştı. Üçümüz de uyumamıştık. Aslında benim yüzümden uyumamışlardı onlar. Giray uzanmıştı. Ben kafamı kanepenin başlığına yaslamış telefonuma bakıyordum. Aşır da kitap okuyordu. Ona baktığımı anlamış gibi bakışlarını bana çevirdi. Uzun uzun gözlerime baktı. Sanki tanıdık birine bakar gibiydi. Sanki yıllardır tanışık iki kişiydik. Oysaki birkaç günlük tanışıklığımız vardı.
"Uyuyamadın yine. Sana plaktan bir şeyler dinletmemi ister misin?" Uysalca kafamı salladım. Plaktan şarkı dinlemek en sevdiğim şeydi belki de. Kalkıp köşedeki kahverengi pikapa doğru ilerledi. Kenardaki dolaptan plakları çıkardı. Bir sürü vardı.
Kafamı kanepenin başlığına yaslayıp çalacak şarkıyı bekledim. İlk önce cızırtılı sesi duydum. Ardından o güzel ses duyuldu. Müzeyyen Senar'dan Fikrimin İnce Gülü... Bakışlarımı tekrardan Aşır'a çevirdim. Dikkatli bir şekilde bana bakıyordu. Usul usul gözlerim doldu. Ona bakarken bir yaş süzüldü gözümden.
"O gün ki gördüğüm seni
Yaktın ah zalim beni."Fısıldayarak söylemiştim. Hafif bir tebessümle gözlerime bakıyordu. Her baktığında yaralarımı görüyor gibi hissediyordum. Beni, benden iyi bilecekmiş gibi hissetmek korkutuyordu. Gözlerimi kapatıp iyice kanepede küçüldüm. Yaşlar, kapalı gözlerimden süzülüyordu. Çok ağlayasım vardı. Acı çektiğim için değil de huzurlu hissettiğim için ağlamak istiyordum. Çok ağlamak istiyordum. Öyle çok ağlamak istiyordum ki geçmişteki her şeyi unutup yoluma bakacak kadardı bu istek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz Güzeli |Lahza|
RomanceTek bir an insanın hayatını darmaduman edebilirdi. İplerinden sıkı sıkıya tuttuğun hayatına biri gelir ve tek bir an da iplerini kesebilirdi. Yıllardır düzene sokmak için çabaladığı hayatının ipleri artık başka birindeydi. İplerin çaresiz sahibi:...