8. Bölüm ⏳

1.7K 75 7
                                    

Bölüm Şarkıları: Orhan Ölmez ~Su Misali
Ney dinletisi ~Su Misali

Yorumlarınızı eksik etmeyiniz. İyi okumalar!

Canım epey bir sıkkındı. Aşır'ı rahatsız etmiş olduğum için rahatsız olmuştum. Sırf bu sebepten bile kendime çok kızıyordum. Ona üzülmeye hakkım yokmuş gibiydi. O suç işlemişti ve ona üzülemezdim. Ama bir yanım ondan yanaydı. Beni ailemle tehdit edip bir oyuna sürüklediği için ona tahammülüm yoktu fakat onun yerinde ben olsam ne yapardım bilmiyordum. Kendim için onu oyuna alet etmezdim lakin sevdiğim biri için ben de aynısını yapardım. Hem aynı durum içerisindeydik hem de hiç değildik.

"Feride ben çıkıyorum." Cevap vermesini dinlemeden çıkmıştım restorandan. Eve gidip dinlenmek istiyordum. Rahatlamaya ihtiyacım vardı. Hızlı hızlı yürürken bir anda yana doğru savruldum. Önüme doğru düzgün bakmadığım için biriyle çarpışmıştım. Dengemi sağlamamda kolumu tutarak yardımcı olmuştu. Sonunda bakışlarımı ona çevirmiştim.

Tahminen otuzlarına yakın bir adamdı. Yakışıklı bir yüzü olsa da gözlerinin etrafı morarmıştı. Uykusuz olduğu her hâlinden belliydi. "Üzgünüm." dedi. O da dalgın olduğunu düşünmüş olmalıydı. "Ben özür dilerim, dikkatsizdim." dedim. Göz ucuyla süzmüştü. Bakışları keskindi. İnsanı rahatsız edecek tarz da bakıyordu. "Problem değil." dedi. Öyle yoğun bakıyordu ki çekinmiştim. Bir şey demeden hızla uzaklaştım.

Üzerimde büyük bir yorgunluk vardı. Her tarafı sarmış ardından da beni ele geçirmişti hüzün. Onu üzdüğümü düşündüğüm için mi bu kadar hüzünle dolmuştum? Neydi kalbimi bu kadar sıkan? Neydi ruhumu dağlayan? Suçluya suçunu hatırlattığım için bu kadar üzülüyor olamazdım. Onun bakışlarındaki şey miydi beni üzen?

Benim anladığım şuydu: Daha önce de birilerini öldürmüştü fakat bir tek bu onu üzmüştü. Üzülme sebebi onu öldürmek değildi, öldürdüğü kişi yüzünden başka birilerinin de hayatını mahvediyor olmasıydı. O adamı öldürmek istemişti fakat böyle ani bir sinirle yapmak istememişti. Herkesin olduğu bir yerde, herkesin hayatını değiştirecek şekilde istememişti.

Mesut'un arabayı durdurmasıyla sakince kapıyı açıp çıktım. Akşam yavaştan yerini alıyordu. Ay hafiften gözükmeye başlamıştı. Silik bir şekilde hilal görüntüsündeydi. Seri adımlarla eve girdim ve odama çıktım.

Dolaptan çıkardığım kıyafetlerle birlikte banyoya girdim. Uzunca bir süre, kafamdaki sisi dağıtmak için duşta kaldım. Ardından lacivert şort-tişört takımımı üzerime geçirdim. Havanın sıcaklığından saçım hemen kuruyacağı için hiç dokunmadım.

Yatağın kenarına oturdum ağır aksak. Omuzlarıma dünyanın yükü yüklenmişti sanki. Perdenin arkasından dışarıya bakıyordum bulanık gözlerle. Tam kenarda duran ney gözüme takıldı. Uzun süredir üflemiyordum. Uzanıp aldım ve siyah kılıfından çıkardım. Ney, koyu kahverengiydi. Özel yaptırmıştım. Ortaokuldan beridir üflüyordum. Enstrümanlar arasında beni huzura kavuşturan tek aletti ney.

Hafifçe dudağımın kenarına yerleştirdim. Uzun ve ince parmaklarım delikleri kapattı. Nefesimi ıslıklı bir şekilde üfledim. En sevdiğim şarkının ney versiyonunu üflüyordum. Hiçbir sebep olmasa da bu şarkı beni ağlatırdı. Nitekim de bir yaş süzüldü sol gözümden. Uzun uzun üfledikten sonra yutkundum. Gözlerimi açamamıştım.

"Su misali aktı ömrüm ben ne sevgiler gördüm
Bir alev gibi yandım söndüm
İlk değil son olmaz ama
Bunları şikayet sanma, ben sende çok kördüm."

"Ben sende kördüm ama bu en güzel körlükmüş meğerse." diye fısıldadım. Ardı ardına yaşları süzülüyordu gözlerimden. Ben gerçekten çok dolmuştum. Bu yaşananlar, yalanlar ve depreşen özlemim bana çok ağır gelmişti.

Yakamoz Güzeli |Lahza|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin