Bölüm Şarkısı: Hande Mehan ~Bir Kızıl Goncaya Benzer Dudağın
Yorumlarınızı eksik etmeyiniz. İyi okumalar!
Sallanan bir köprünün üzerinde yaşam mücadelesi veriyordum. Tek bir hata benim yere çakılmama sebep olacaktı. Ben, o hatayı yapmadım. Ben, yaşama geri döndüm. Çünkü biliyordum kalanın çektiği acıyı. Ölmekten daha beter bir histi. Dünya dönüyor, sen dönüyorsun ama hislerin aynı kalmaya devam ediyordu. Acı sonsuz bir döngüde devam ediyordu kanata kanata. Ben bunun olmasına izin vermedim. Rayı yerinden çıkarıp attım ve kendime yeni bir yol yaptım. O yolda yaşamın izleri vardı. Benim acılarım vardı. Acılarımla büyümüş ve o yola yön vermiştim. Haritam gözyaşlarımdan olmuş, yolum acılardan oluşmuştu. Bildiğim yerde de kazanmamam imkânsızdı. Ve ben kazanmıştım yaşam savaşını!
Sislerin ardından tavana bakıyordum. Bakışlarım tavanda olsa da sık sık kaydığının farkındaydım. Bedenimde her şey tastamam değildi. Yorgun bir savaşçıydım. Yutkunmak öyle zordu ki. Sanki boğazımda bir şey sıkışmıştı da ondan kurtulmak için direniyordum.
Gözlerimi kırpıştırırken kendime gelmeye çalışıyordum. Yutkunmakta zorluk çektiğim için nefesim bir hayli hızlanmıştı. Boğulacaktım sanki. "Beni duyuyor musun?" Gözlerimin önünde bir suret belirdi. Kim olduğunu ve nerede olduğumu bilmiyordum. En son göğsüm delinmiş ve can havliyle uzaklaşmıştım. Sonrasında da Aşır'ın kucağında ölümü kabul etmiştim. Ölmemiştim ama nerede olduğum muallaktı. Ela gözlü, siyah kıvırcık saçları alnına dökülen bir adamdı.
"Duyuyorum." Fısıltım zar zor çıkıyordu. O an gözüm kenarda heyecandan kocaman gülümseyen Seyran'a takıldı. Yerinde zor duruyor gibiydi. "Kendini nasıl hissediyorsun?" dedi Seyran. Zorlukla yutkunup "ölü?" dedim. Kaşlarım soru sorar gibi çatılmıştı. Doktor olduğunu düşündüğüm adam güldü sadece. Biraz daha yaklaşıp "yine de bir kontrol edelim." dedi. Işık iki gözüm arasında mekik okurken ben de istemeyerek takip ediyordum. "Aşır nerede?" İkisinde de bir duraksama oldu. Cevap gelmeyince "En son ölen kişi bendim, o nerede?" dedim zorlukla ve aksi bir şekilde. "Hava almaya gitti." Beni bu durumdayken bırakacağına asla ihtimal bile vermiyordum ama diretmedim.
Çok kısa bir süre sonra tekrardan uykuya dalmayacağım anlaşılınca oda karnaval alanına döndü. Eksiklikler ve daha önemlisi fazlalıklarla şaşkına dönmüştüm. Aşır, Giray ve Mesut ortada yoktu. Zehra, Seyran, Suphi Feride, Doğu ve en önemlisi Belinay ise buradaydı. Yorgun gözlerim üzerlerinde turluyordu. "Yormamaya dikkat edin olur mu?" Merih odadan çıkmıştı. Sonradan öğrendiğime göre burası Aşır'ın galerisiydi.
"Gülden güzelim." Suphi içli bir şekilde bana bakıyordu. Ölmediğim için öyle mutluydu ki. Kafasını hafifçe eğmiş yüzüme bakıyordu. Nahifçe tebessüm ettim. Birkaç adımda hemen yanıma ulaştı. Yatağın kenarındaki boşluğa oturdu. Sarılamamanın hüznü düşmüştü üzerimize. "O kadar korktum ki, sensizlikle sınanmak her şeyden daha zor." Kahverengi gözlerini yaş doldurdu. Ağlamamak için kendini sıkıyordu. "Ben iyiyim Delice Çocuk." Eskiye gönderme yapmıştım. Ağlak yüzünde bir tebessüm oluştuğunda elinin üstüne elimi koydum. "Amma korkmuşsunuz, bana bir şey olmaz unuttunuz mu?" Gözüm diğerlerinin de üzerinde turladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz Güzeli |Lahza|
RomanceTek bir an insanın hayatını darmaduman edebilirdi. İplerinden sıkı sıkıya tuttuğun hayatına biri gelir ve tek bir an da iplerini kesebilirdi. Yıllardır düzene sokmak için çabaladığı hayatının ipleri artık başka birindeydi. İplerin çaresiz sahibi:...