26. Bölüm ⏳

845 36 18
                                    

Bölüm Şarkısı: Ayna ~Ölünce Sevemezsem Seni
Ebru Gündeş ~Ölümsüz Aşklar

Yorumlarınızı eksik etmeyiniz. İyi okumalar!

Ben her bir lahzanın içinde tutuklu kalan kişiydim. Bir an sevdiğimi benden almıştı, bir an beni Aşır ile denk düşürmüştü ve bir an beni bu ölüm yatağına yatırmıştı. Her şey lahzalarla alakadardı. Ve o lahzalar beni hiç rahat bırakmıyordu.

Bir deniz kenarındaydım. Az ötede masmavi bir deniz vardı. Sonsuzluk, mavi gökyüzü ve arayı bölen kızıl güneşle birleşiyordu. Üçü bir araya gelmişti, bu benim hayatımda asla gerçekleşmeyecek bir şeydi. Biri ölü biri diriydi. İkisiyle de tabii ki sevgili olamazdım ama birinin hayatımda dost olarak kalmasını çok isterdim. Gelecekte ne olacağını asla bilemezdim fakat Ekin yaşıyor olsaydı kartlar yeniden dağıtılacaktı. Ve bu defa devran farklı dönecekti. Ben bunu asla bilemeyecektim çünkü Ekin ölüydü...

Yıllar önce yere düşmüş orada da kalmış ağacın gövdesine baktım. Ardından onun üzerinde sırtı dönük oturan kişiye odaklandım. Yine beyaz giyinmişti. Bu defa ben de beyaz giyinmiştim. Bu benim de mi öldüğüm anlamına geliyordu? Beyaz elbisenin içinde olmak onunla olduğum anlamına mı geliyordu? Ben artık ölmek istemiyordum. Aşır'dan ayrılmak istemiyordum.

Yanına ağırca adımladım. Çıplak ayağımı sıcak kumlar yakıyordu. Aldırmadım ve devam ettim. Tam yanına oturdum, onun gibi denizi izlemeye başladım. "Buraya gelmemen gerekiyordu, daha çok erken." Dayanamayıp ona döndüm. "Ben seni çok özledim." dedim. Yanağımı yaka yaka gözyaşlarım akıyordu. "Ama ondan da vazgeçmek istemiyorum." diye ağlak bir sesle devam ettim. "Biliyorum Efulim, biliyorum. Hem zaten sen benim yanıma gelirsen o seni çok özler. Öyle özler ki ben yerimi yadırgarım." Esmer yüzünde hafif bir tebessüm vardı. Elimi kaldırıp sakalsız yüzüne dokundum. Sakalsız olmaktan nefret ederdi.

"Seni toprak aldığında beni geride bıraktığı için çok öfkeliydim. Senden sonra sevemem, hiç kimseye inanamam sanıyordum. Ben, onu çok sevdim. Ben, ona kendimden çok inandım. Beni affedersin değil mi?" Bunu duymaya ihtiyacım vardı. "Sevmek suç değildir. Sen eğer ki yasımdan kurtulamasaydın ben o zaman kahrolurdum." Kıvırcık saçlarımı sevdi. "Ona dönmen gerek." dedi gözlerime uzun uzun bakarken. "Nasıl döneceğim bilmiyorum ki." dedim umutsuz bir şekilde omuz silkerek. Eli kalbime gitti. "Kalbin biliyor." Kalbimdeki elinin üstüne elimi koydum. "Seni çok sevdim." dedim. Gülümsedi içtenlikle. "Ama onu daha çok." deyince sessiz kaldım. Ölü birine kendimi açıklamaya çalışıyordum, ne garip.

Yakamoz Güzeli |Lahza|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin