12. Bölüm ⏳

1.2K 55 2
                                    

Bölüm şarkıları: Birce Akalay & Ferman Akgül ~ Gönül
Hakan Mengüç ~ Gönül Ney Dinletisi

Bu sabah alelacele annemlerin evine gelmiştim. Kedilerimi birkaç günlüğüne bırakacaktım. Zülal gülümseyerek kapıyı açmıştı. "Günaydın Akça Hanım." Sevimli ses tonuyla şakımıştı. "Günaydın." İçeriye geçip kedilerimi yere bıraktım.

İkisi de tam önümde duruyordu. Gri ve beyaz tüylü olan kedi şaşıydı ve adı Şuşu'ydu. Diğer kedim de engelliydi. Arka bacakları için yürüteç kullanıyordu. Beyaz tüylü, yumuşacık bir kediydi. Adı da Momo'ydu. "Şuşu'm, Momo'm anneniz gelecek tamam mı? Uslu durun." İkisini de öptüm. "Şuşu ve Momo değil, Akça ile Arman onların adı. Saçma sapan isimler koyma." Annemin kıymetlileriydi kedilerim. "Nereye gidiyorsun sen?" Babam merdivenlerden iniyordu.

"İzmir'e gidiyorum." Sert bakışları üzerimde turladı. Ne kadar sert baksa da şefkati her daim görebiliyordum. "Sebep?" dedi. "Aşır'ın ailesi beni davet etti." "İlk buraya gelmeden oraya mı gidiyorsunuz?" "Siz, onu çağırmadınız. Onun ailesi ise beni ilk günden beridir bekliyor. Artık geldiğimizde çok isterseniz çağırırsınız." dedim tavrımı net bir şekilde koyarak. Sırf bir yalan uğruna ailemle zıtlaşıyordum. Belki de onları kırıyordum.

Sakin bir şekilde yanına adımladım. "Babam, artık bu güvensiz tavırlarına bir son ver. Ben onunla çok mutluyum. Peşime birilerini takmana lüzum yok. Birinin beni izlemesini sevmediğimi bildiğin hâlde bunu yapma. Bana ne olursa olsun güven. Ne yaşanırsa yaşansın yine güven. Benim; senin ve annemin desteğine ihtiyacım var." Şefkatle yanağımı sevdi. "O zaman en yakın zamanda sizi bekliyoruz. Tanıyalım bakalım Aşır Marşap'ı." dedi. Bunu duymaya, onun desteğine çok ihtiyacım vardı. Ve onaylamasa bile yine bana destek çıkmıştı. Böyle güzel bir aileye sahip olduğum için çok mutluydum.

⏳⏳

Kapının önünde küçük bavulumla bekliyordum. Kedileri anneme bıraktığım için rahattım. Çünkü annem onlara en az çocuğuna bakar gibi iyi bakıyordu. Hızlı bir şekilde süzülüp ani frenle önümde durdu araba. İçinden sırasıyla Zehra, Giray ve Aşır indi. Arabada gözüm kalmıştı. Mat siyah Rang Rover'dı. Uzun uzun incelemek istesem de yapmamıştım. Aşır yanıma yaklaştı ve eğilip bavulumu aldı. Kokusunu içime çekmemek için kaskatı kesilmiştim.

Beyaz tişört ve siyah pantolon giymişti. Tişört sımsıkı sarıyordu bedenini. Kasları fazlasıyla belirgindi. Bakışlarımı diğerlerine çevirdim. Zehra, kısa siyah tayt ve sarı bir tişört giymişti. Giray, beyaz pantolon ve açık mavi gömlek giymişti. Ben de bordo tişört ve siyah şort giymiştim.

"Buralar sana emanet." dedim kenarda duran Mesut'a. "Gözünüz arkada kalmasın." dedi. "Hiç kalmadı." Minnetle gülümsedim. Göz kırptı. Onunla da vedalaşınca arabaya doğru yürümeye başladım. O an plaka gözüme çarptı. Aşır'ın yeni arabasının plakası 'YK'ydi. Aklıma direkt Yakamoz Güzeli gelmişti. Aşır'a çevirdim bakışlarımı. "Yakamoz Güzeli'nin mi kısaltması?" Giray ve Zehra arabada olduğu için duymamışlardı. Sadece kafasını salladı. Nereden anladığımı sormamıştı. Üstelemedim ve yolcu koltuğuna oturdum.

Bu sözü benim için kullanmıştı. Plakada olması bir tuhaf olsa da onun için en değerli olan şey arabaydı. Hem özel hem de tuhaf hissettiyordu.

Zehra telefonunu radyoya bağlayıp müzik açmıştı. "Ben biraz sana ipucu vereyim." dedi Zehra hevesli bir şekilde. Koltukta arkama döndüm. Yarım bir şekilde oturup onu dinlemeye başladım. Aşır'ın ara sıra gözü bana takılıyordu ve kulağı hep bizdeydi. "Aşırı disiplinli ve dediğim dedik biri. Hep onun istedikleri olur. Zaafı Türk kahvesi. Onu güzel yaparsan on adım öndesin demektir; ama bunu sana asla belli etmez. Normalde de belli etmez fakat sana hiç edeceğini düşünmüyorum. Seni istemediğini her türlü belli edecek baştan diyeyim." Dehşete uğramış bir bakış vardı şu an gözlerimde.

Yakamoz Güzeli |Lahza|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin